Londra’da kurulu etkin sivil toplum kuruluşlarından Britanya Türk Kadınları Derneği, ünlü sanat tarihi profesörü Nurhan Atasoy’u , “Türk ve Osmanlı Hamam Kültürü” konulu konferansla ağırladı.
Büyükelçi Abdurrahman Bilgiç, KKTC Temsilcisi Oya Tuncalı ve eşi İhsan Tuncalı, Başkonsolos Emirhan Yorulmazlar’ın eşi Ayşegül Yorulmazlar, Elçilik Müsteşarları Nazmiye ve Orçun Başaran, Silahlı Kuvvetler Ataşesinin eşi Gülcan Çalkayış, Yurt Dışı Türkler İngiltere Temsilcisi Necmi Akçay, Pakistan Büyükelçisinin eşi Sadaf Abbas, Kazakistan Büyükelçisinin eşi Danara Kazykhanova, Slovenya Büyükelçisinin eşi Valentina Prevolnik Rupel, Kuwait Büyükelçisinin eşi Dalal Al Duwaisan’un da aralarında bulunduğu 90’a yakın konuk, Prof Nurhan Atasoy’u dikkatle dinledi.
Konferans, BTKD Başkanı Mavis Fuchs’un konuklara hoşgeldin konuşmasıyla başladı. Dernek Onursal Başkanı Sefire Esra Bilgiç’e evsahipliği için teşekkür eden Fuchs,bir yıldır Prof. Nurhan Atasoy’u bu konferansa davet etmek için çalıştıklarını, katılıma gösterilen ilgiden memnun kaldıklarını belirterek, etkinlik gelirinin Birleşmiş Milletler Göçmenler Kurumu ile Türkiye Kızılay Suriye İnsani Yardım Fonuna bağışlanacağını söyledi.
ANKARA’DA ÖLENLER İÇİN SAYGI DURUŞU
Habertürk TV’sinde Murat Bardakçı ve tarihçi Erhan Afyoncu ile “ Tarihin Arka Odası” programını sunan Prof. Nurhan Atasoy, konukların alkışları arasında mikrofona geldi. Prof. Atasoy, konukları geçtiğimiz hafta Ankara’da terör saldırısında hayatını kaybedenler anısına bir dakikalık saygı duruşuna davet etti.
İNGİLİZLER HAMAM KÜLTÜRÜNÜ TÜRKLERDEN ALDI
Saygı duruşu ardından sunumuna başlayan Prof . Atasoy, günümüzde geleneksel hamam kültürünün unutulduğunu , İngilizlerin de bu kültürü Türklerden aldığını unuttuğunu hatırlatarak, şunları anlattı;
“ Şu anda 3 proje hakkında çalışıyorum.Biri, Atatürk’ün emriyle İstanbul Üniversitesine verilen Yıldız Kütüphanesindeki fotoğraf koleksiyonudur. 900 albüm, 35 binden fazla foto var. İkinci proje, manüskriptlerin korunmasıyla ilgili. Bu da tarihi bir çalışma. Son projem ise, İstanbul Üniversitesi başkanından geldi. Üniversite bünyesinde eski bir Osmanlı hamamı var.15. y.y’dan kalma. Ben Üniversitede çalışırken de vardı ve çok eskimiş, çürümeye yüz tutmuştu. Vakıflara Mektup yazarak restore edilmesini sağladım.
Osmanlı döneminde İngilizler , sağlık sorunları nedeniyle Türk hamamını ülkelerine getirerek, inşa etmişlerdir. Bir araştırmada, Osmanlılarda bazı hastalıkların hiç görülmediği anlaşılmış, nedeni hamam kültürüne bağlanmıştır. Ben 1960’larda, 1970’lerde Londra’ya geldiğimde birçok yerde Türk hamamları vardı. Osmanlılar banyo kültürünü Romalılardan almıştır. Ancak iki kültür arasında çok fark vardır. Roma hamamları çok daha büyük, havuzlu, iç ve dışları çok süslü yapılardı. Hamam çalışmama başladıktan sonra kendi şahsi olanaklarımla ve başka yardımlarla çok sayıda malzeme topladım. Osmanlı döneminde kadınlar çok sık dışarı çıkmazdı. Hamama gitmek başlı başına bir sosyal olaydı. Çok uzun zaman kalırlardı. Sünnet, düğün, askerlik, nişan, önemli olaylar öncesi mutlaka hamama gidilir, uzun uzun kalınırdı. Savaş zamanlarında Osmanlı sultanları için özel çadırlarda hamamlar kurulurdu. Bu çadırlardan Avrupa’nın her köşesinde rastladım ve koleksiyona kattım. Bu çadırların dışı yünden, içi ipekten olurdu. Bu çadırların ağırlığı 300 kiloyu buluyor. Tabii bunlar hep deve sırtlarında taşınırmış. Beyazıt Külliyesindeki 2. Bayezid dönemine ait Türkiye’nin ilk hamam müzesini de bu sene açtık. Lütfen İstanbul’a gittiğinizde ziyaret edin. ”
Prof. Atasoy, hamam kültürüne ilişkin çeşitli havlu, peştemal, kildanlık, takunya, hamam tası, hamam bohçası, peşkir gibi malzemeleri de slide gösterisi ile sundu. Konukların ilgiyle izlediği konuşma sonrası, konuklara Türkiye’nin en eski sabun firmalarından 70 yıllık Dalan firmasının hazırladığı armağanlar verildi.
Daha sonra konuklar Türk mutfağının çeşitli yemek ve tatlılarıyla ağırlandılar.