Bu yıl üçüncüsü düzenlenen Dünya Kıbrıslı Türkler 3. Kongresi Girne’de yapıldı. Dünya Kıbrıs Türkleri Vakfı tarafından organize edilen ve 4 gün devam eden kongre için İngiltere, Avusturalya, Kanada ve ABD gibi ülkelerden çok sayıda Kıbrıslı Türk KKTC’ye gitti.
Kongrenin açılışına Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Meclis Başkanı Sibel Siber, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça ve 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın da aralarında bulunduğu devlet adamları, kamu kuruluşlarının temsilcileri ve milletvekilleri de katıldı.
Kongrenin açılış konuşmasını yapan Kongrenin ilk konuşmasını yapan Dünya Kıbrıs Türkleri Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Vedat Çelik, amaçlarının dünyanın dört bir tarafında bulunan Kıbrıslı Türkleri vakıf çatısı altında örgütleyerek sorunlarının çözümüne katkı sağlamak olduğunu kaydetti. Çelik yurtdışında yaşayan KKTC vatandaşlarının, Cumhuriyet Meclisi’nde temsilini sağlamayı amaçladıklarını da belirtti. Konuşmasında adada yürütülen müzakere sürecine yönelik değerlendirmelerde bulunan Vedat Çelik, Rumların soruna yaklaşımında olumlu bir gelişme olmadığını söylerken, Rum liderin Kıbrıslı Türkler ve dünya ile alay ettiğini savundu. Çelik, kalıcı çözümün iki devletli bir yapı ile mümkün olduğunu ifade etti.
Kongrenin açılışında birer konuşma yapan eski Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber ise Kıbrıs Türklerinin lobicik faaliyetleri noktasında zayıf olduklarını belirterek özellikle yurtdışında ortak ve daha etkili lobi çalışmaları yapılabilmesinin müzalere sürecine de destek olacağına inandıklarını dile getirdiler.
Yurtdışında yaşayan Kıbrıslı Türklerin KKTC’ye katkı yapabileceğini söyleyen Siber’in
“Avrupa Parlamentosundaki Türk asıllı milletvekillerine bile kendimize anlatamadık, bu büyük bir handikaptır” sözleri dikkat çekti.
EROĞLU: “RUMLAR KIBRIS’IN TÜMÜNE SAHİP OLMAK İSTİYOR”
Dünya Kıbrıslı Türkler 3. Kongresi’nin açılış gününe katılan Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, yurtdışında yaşayan Kıbrıs Türklerinin KKTC’de seçme ve seçilme haklarının uygulanabilir ve çağdaş bir çözümle halledilmesinin Kıbrıs Türk Halkı’nın iradesini tartışan ve tartıştıranlara da iyi bir yanıt olacağı kanaatinde olduğunu söyledi. Rumlarla yürütülen müzakere sürecine ilişkin önemli bilgiler veren Cumhurbaşkanı Rumların, Kıbrıs’ın tümüne egemen olmak istediklerini, ve Kıbrıslı Türkleri kendileri ile eşit bir halk olarak görmediklerini ileri sürerken, Rum yetkililerin iki kesimliliği içlerinde sindirmediklerini ve Türkiye’nin garantisinin devamını asla kabul etmeyeceklerini ısrarla vurguladıklarını ifade etti.
Rumların Maraş’ı peşinen istediğini, Güzelyurt’ta,Güney Mesarya’da, Karpaz’da gözleri olduğunu saklamadıklarını belirten Eroğlu, “Sayın Anastasiades Şubat’ta seçildi. Şimdi yılın on birinci ayındayız, aradan dokuz ay geçti hala masaya gelmiyor. Neden? Çünkü Birleşmiş Milletlerin geriye küçük bir fırsat penceresi kaldı demesinden sonra bu kez de görüşmelerde başarı sağlanamazsa BM’nin yapacağı değerlendirmelerden ve bizim atacağımız adımlardan çekiniyorlar” dedi. Derviş Eroğlu, Kıbrıs’ta barış ve antlaşma zamanının geldiği görüşünde samimi olduklarını vurgularken, siyasi eşitliğe dayalı, egemen eşitliğin göz ardı edilmediği, iki kesimli, garanti antlaşmalarının devam edeceği federal bir çözüme var olduklarını söyledi.
SONUÇ BİLDİRGESİNDE SERT FUTBOL MESAJI
Toplam 6 oturumda 30 dolayında sunumun yapıldığı kongre için dünyanın çeşitli ülkelerinden adaya gelen akademisyen, gazeteci, politikacı ve profesyonel meslek gruplarından onlarca kişi; sağlık, eğitim ve ekonomi başlıkları altında gerçekleştirilecek atölye toplantılarında görüş alışverişinde bulundular. Kongreye İngiltere’den aralarında gazetemizin sahibi Yılmaz Özyiğit, Kıbrıs Türk Dernekleri Konseyi Başkanı Aysin Yılmaz, Doktor Teoman Sırrı, Embargoed Grubu Başkanı Hüseyin Fevzi, meclis üyeleri Ayfer Orhan ile Profesör Mustafa Camgöz ve Profesör Esen Bayar’ın da bulunduğu 15 kişi davet edildi. İngiltere’den ayrıca Lordlar Kamarası ve Kuzey Kıbrıs Dostluk Grubu üyeleri Lord Maginnis Ken, Lord Sharkey, Lord Harrison, Barones Meral Ece, Lord Qurban Hussain ve Lady Butterworth da kongreye aktılan isimler arasında yer aldılar.
Kongrenin sonuç bildirgesinde Rumların çözüm sürecindeki uzlaşmaz tavrına dikkat çekilerek, KKTC’ye uygulanan ambargoların uluslararası hukuk kriterlerine göre meşru olmadığı vurgulandı. Lobi çalışmalarının yoğunlaştırılması gerektiği kaydedilen bildirgede, “Müzakerelerin bu defa da sonuçsuz kalması durumunda, anlaşmalı bir ayrılığın gündeme getirilmesi ve iki bağımsız devletin oluşması için iki tarafın kabul edeceği karşılıklı bir uzlaşı ve KKTC’nin tanınması için çalışmalar başlatılması kaçınılmaz olmalıdır” ifadelerine yer verildi. Sonuç metninde yer alan bir diğer dikkat çekici konu ise Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu’nun(KTFF) Kıbrıs Rum Futbol Federasyonu’na üye olmayı kabul etmesinin talihsiz bir gelişme olarak değerlendirilmesi oldu. Bu adımla KKTC üzerindeki futbol ambargolarının kaldırılacağını beklemenin yanılgı olduğu savunulan metinde şu ifadelere yer verildi: “ Sözde anlaşmanın, KKTC’nin yine ‘Sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin’ himayesi altına girmek ve dünya ile ilişkilerini ‘sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bayrağı altında yürütmek gibi tasavvur dahi edilemeyecek bir sonuca razı olunmasından hiçbir farkı yoktur. Gözden kaçırılan ciddi bir gerçek, halen geçerli olan 1959 Londra ve Zürih Antlaşmaları’nda spor, kültür, eğitim ve din konuları ile ilgili tüm Türk halkının egemen eşitliğini vurgulamaktadır. Hem KKFF’nin hem de FIFA’nin bu gerçeği dikkate alması gerekmektedir. KTFF Başkanı’nın yaptığı anlaşmanın tehlikeli sonuçları ortaya çıkmadan KKTC’nin yetkili makamları tarafından ‘yok hükmünde’ ilan edilmesi gerekmektedir.”