Yasemin Bakan
Uzun yıllar önce yeni bir hayat kurmak amacıyla İngiltere’ye göç eden Türkiyeliler, o günden bugüne neler değiştiğini anlattı. Ortak görüşleri ise ekonomik ve sosyal olarak yıllar önce geldikleri gün ile bugün arasında gözle görülür bir fark olması.
Mehmet Gümüş (Class Berber Salonu sahibi)
“Londra’da sadece çok para kazanan kişiler yaşayabilecek”
1987’de Londra’ya geldim. Gaziantepliyim. Geldiğim yıllarda 90 pound haftalık alıyordum ve para biriktiriyordum. Şimdi ise 20 yıllık bir işyerim var ancak o 90 pound haftalığın bereketini alamıyorum. Londra’da artık gelir gider farkı çok büyük. Giderlere yetişebilmek için ya çok ağır çalışmak ya da birkaç iş yapmak gerekiyor. Eskiden insanlar bir haftalığıyla rahatlıkla geçinebiliyordu. Ama şimdi hem geçineyim hem de biraz yaşayayım derseniz çok zor. Gerek işçi gerek işveren kısıtlı yaşıyoruz Londra’da. İkisi de dikkatli olması gerekiyor. Önceden 250 pounda işçi buluyordun. Şimdi henüz berber olmadığı halde 500-600 poundtan aşağı çalışmak istemiyor. Londra tabi ki 80’lerdeki ya da 90’lardaki gibi değil. 2005’ten sonra değişmeye başladı. Londra’yı bence küçük bir Dubai ya da Manhattan gibi bir şey yapmak istiyorlar. İş merkezi olacak. A406 çemberinin içini tamamen iyi para kazanan profesyonel insanların yaşamasını istiyorlar. Yılda minimum 70 bin pound ile 150 pound arasında kazanan kişiler bu çember içerisinde yaşayabilecek. M25 çemberine kadar orta tabaka yaşayacak. Az para kazanan insanlar ise M25’in dışında yaşayabilecek. A406 içerisinde yaşamak bir lüks olacak. İşveren olarakta, işçi olarakta, ev sahibi olarakta, kiracı olarakta Londra’da yaşamak zor olacak. İlk yıllarda haftalık 25 pound’a odada kalıyordum. Şimdi bu rakama oda bulmak mümkün değil. 1500 pound’tan aşağı Dalston, Hackney çevresinde 1 oda 1 salon ev bulamazsın. Şimdi bir işçiyi en az haftada 500-600 pound para veriliyor. Şu anda bazı işlerde işveren olmaktansa işçi olmak daha karlı.
+++++++++++++++++
Sabri Baraçkılıç (Şelale Restaurant sahibi)
“Önceki yıllarda sebze-meyve, et fiyatları yaz aylarında düşerdi”
Londra’ya ilk geldiğimiz dönemler 35 p’ye otobüse biniliyordu. Ev fiyatları çok daha düşüktü. Bahardan başlayıp yaz dönemi boyunca sebze meyve fiyatlarında çok ciddi düşüş olurdu. Ama son yıllarda bu fiyat düşüşünü yaşamıyoruz. Etlerin yaz dönemi fiyatıyla kış dönemi farklı olurdu. Şimdi yaz döneminde et fiyatları düşmüyor. Bizim Türk restaurantcılık sektöründe işçi sıkıntısı var. Ve zaman geçtikçede bu sıkıntı artıyor. Sektörde yeni eleman yetişmiyor. İngiltere’ye birçok ülkeden göç geliyor ancak bu gelen yabancılar ocağın başına geçip kebap pişiremez ya da servisini yapamaz, hazırlığını yapamaz. Diğer restorancı arkadaşlardan da duyuyoruz, insanlar yavaş yavaş şef sıkıntısı yaşamaya başladı. Yeni eğitilen insan yok. Yeni jenerasyonda bu işleri ilerletecek kişiler yetişmiyor. Yabancı insanlarda bu işten anlamıyor.
VAT çok yüksek bu ülkede. Yüzde 20 VAT çok fazla, esnafı çok zorluyor. Yüzde 15 olmalı. Çok büyük şirketler için yüzde 20 ödeyebilir. Ama bizim gibi esnaflar için yüzde 20 VAT çok fazla. Ayrıca burda bizim Haringey’de park sorunumuz var. Gündüz park sorunumuzu çözse belediye benim ödeyeceğim vergide artar.
Devletin özellikle yeme-içme sektörüne destek olması lazım. Özellikle VAT konusunda. Çünkü bu sektör sürüm yaparsa ancak kendisini döndürüyor. Kendini zor kurtaran bir iş restorancılık. Sürüm yapmanız gerekiyor.
İşçi Partisi döneminde orta sınıf ve işçi sınıfı daha fazla kalkınıyordu. Ancak Muhafazakar Parti döneminde büyük şirketlerin büyümesine öncelik veriliyor. Bu durumda bizim toplumumuzu olumsuz yönde etkiliyor.
Haringey son yıllarda olumlu yönde gelişme gösterdi. Çok sorunlu bir bölgeydi ama şimdi Haringey ailelerin yemek yediği güzel bir bölge oldu.
+++++++++++++++++++
Emine Kanat (Aşçı)
“Eşler arasında sevgi saygı vardı, evlilikler de bitti”
Londra’ya Antep’ten 24 sene önce geldim. Bir kızım bir oğlum var. O dönem otobüslere 50 p ile birçok yere gidebiliyorduk. Haftalık otobüs kartı 4-5 pound’tu. Londra eskiden daha temizdi. Suç oranı daha azdı. Londra’ya farklı ülkelerden gelen göçler Londra’yı çok değiştirdi. Yeni hükümetle beraber birçok yardımımız kesildi. Yıllık 800 pound council tax ödüyorum. Eşimden ayrılmadanda bu rakamı ödüyordum. Eşimden boşandım çocuklu bekar bir bayanım yine aynı council tax’ı ödüyorum. 1994-95 yıllarında cebime 20 pound koyuyordum. Markete gidip bütün dolabı doldururdum, taşardı. Şimdi 200 poundla dolabı dolduramıyorum. Benim geldiğim dönemi fabrikalar vardı. Herkes çalışıyordu bu fabrikalarda. Fabrikalarda mesaiye kalanlar haftada 300-400 pound para kazanıyordu. Şimdi o parayı kazanamıyorsun. O zaman hayat daha güzeldi. Arkadaşlık, komşuluk, akrabalık daha güzeldi o zaman. Paran varsa “Hello” paran yoksa kimse kimseyi tanımıyor.
Önceden kadına 16 yaşına kadar çocuğuna bakıyor diye ‘Çalış’ demiyordu devlet. Şimdi 2-3 yaşına gelince çocuk yardımı kesiliyor ve Job Center hemen iş buluyor, çalış diye baskı yapıyor.
20 yıl önce eş arasında sevgi saygı vardı. Şimdi kime sorsam hepsi ayrılmış, boşanmış. Evliliklerde bitti. Londra’ya yabancı insanlar geldikten sonra oldu. Evine bağlı insansa kimse bir yere götüremez. Evine bağlı bir insan değilse zaten bahaneye bakar gider. İşçi partisine oyumu verdim, belki her şey eskisi gibi olur diye ama onlarda kazanamadı. Londra yalan üzerine kurulu. Nerde yalan söylüyorsan işin yürüyor. Doğruyu söylersen işin yürümüyor. Londra’da yaşadığım süre içerisinde bunu anladım.
Eşimden ayrıldım. Burda birçok kadın eşlerinin dışarda başka bir hayat yaşamasına göz yumuyor. Yalancı gülücükler atıyorlar, mutluluk oyunu oynuyorlar. Aslında mutsuzlar. Ben ilgi görmüyorsam, sevgi görmüyorsam gururuma dokunuyor, çekmek zorunda değilim. Nasıl olsa çocuklarıma bakıyor, sonuçta eve geliyor diye ikinci plana atılmak karakterime uymuyor. Ben ona niye hizmet edeyimki?
++++++++++++++
Emrah Aksoy (Şef)
“İngiltere’de sokakta uyuyan, evsiz insanlar ülkeyi anlatıyor”
12 yıl önce Haringey’deki şef haftalıkları £450’tu. Bugün şeflere 12 yıl sonra 400 pound teklif ediliyor. Kaçak yaşayanlar, yardım alan insanlar piyasayı onlar alt üst ediyor. Bir studio flat’te kalıyorum. Haftalık kiram £180. Artı council tax, elektrik, gaz parası derken bütün kazancı ev götürüyor. Evimi bazen değiştireyim diyorum ama çıkmaya korkuyorum. Çünkü daha pahalı aynı evler. Eline net minimum 1500 pound para geçen insan o kadar azki. Daha önce Hamburg’ta yaşadım. Eğlence hayatı olan bir yer. 24 saat açık mekanları var. Ama Almanya’da küçük kasabalarda 5’ten sonra hayat durur. Almanya’da sokakta uyuyan evsiz insan göremezsiniz. Almanya’da Mc Donalds gibi basit biryerde çalışıp, 1 oda 1 salon evi 500 euro’ya tutar tek başına yaşayabilirsin. Ama İngiltere’de çok profesyonel bir işyerinde bile çalışıp tek başına bir evde kalamıyorsun. Odada kalmak zorundasın. Çünkü gelir az. Ülkedeki maaşlar düşük, giderler yüksek.
++++++++++++++++++++++++++
Leyla Aslan (Camia Delicatessen)
“İngiltere’de gelir-gider dengesi yok”
1990 yılında Londra’ya geldim. O dönemle bugünü karşılaştırdığımda ev fiyatları açısından uçurum var. Ancak gelir gider dengesi bozuldu. Bu da birçok insanın yaşam kalitesini düşürdü. Geçen sene ile bu sene arasında çok fark var. Enflasyonun düştüğü söyleniyor. Hiç hissedilmiyor. Her zamanki alışverişime daha fazla para ödüyorum. Önceki yıllarda devlet yardımları daha kolay alınıyordu. Tabi ihtiyacı olmayan kişiler kötüyede kullandı. Ama şimdi ihtiyacı olan insanlara bile vermiyorlar. Sakat ve engellilere bile vermiyorlar. Kadın kolunu kaldıramıyor, “gidip çalışabilirsin” yanıtını alıyor.
Şimdiki sorunlarda değişti. Çocukların farklı sorunları olabiliyor. Okullarda özel eğitime ihtiyacı olan çocuklar var. Okullara devlet bu çocukların özel eğitimi için bir ödenek sağlıyor. Ancak bazı okullar bu konuyla ilgili velileri bilgilendirmiyor, öğrencilere harcamıyor. Okula adapte olamayan, eğitiminde zorluktan yaşayan çocuklar oluyor. Bu çocuklar için okul, aile, psikolog birlikte çalışarak bir çözüm bulunuyor. Okullarda bunun için özel bir fon var.
İşçi Partisi ile Muhafazakar Parti arasında hiçbir fark yok. Benim hayatımda bir şey değişmedi. Yardım alsaydım belki farkı hissederdim. Belediye evlerini normal evlerin kira bedelinden vereceklerini duydum. Belediye evlerinde yaşayanlar az kazanan kişiler olduğu için o evlerde yaşıyorlar. Normal ev fiyatında kiralamak birçok insanın hayatını yakından etkiler.
Bedroom Tax birçok kişiyi çok etkiledi. Önceden böyle bir vergi yoktu. Beni bile aradılar. 2 oda bir salon evde yaşıyorum. Birgün telefonum çaldı. 1 odanız boş mu diye sordular. “Kızım var, boş değil” dedim. Yanlışlık yaptılar. Ama o gün anladımki ciddi olarak ‘boş oda vergisi’ uygulanıyor.
++++++++++++++++++
Hakan Sarı (Mantı Restaurant)
“Ortalama maaş £25 bin. Bu parayla kimse geçinemez”
16 yıldır Londra’da yaşıyorum. Öğrenci olarak geldim. Bu süre içerisinde İtalyan bir hanımla evlendim. 2 çocuğum var. Benim ilk geldiğim dönem ev fiyatları çok düşüktü. Örneğin o dönem 80 bin pound olan evin 480 bin olduğunu bile gördüm. Kazanç her geçen gün azalıyor, alım gücü azalıyor. Senede 25 bin pound kazanan bir insan vergiden sonra 18 bin civarı para kalıyor. Haftalık olarak 300 küsür pound para kalıyor. Bu parayla bırakın bir aileyi bekar bir insan bile geçinemiyor. Tatile gidemez, para biriktiremez. Mortgage’i ödemesinde zorlanır. İşçi Partisi yada Muhafazakar Parti döneminde hiçbir fark yok. Çalışırsam kazanırım, çalışmazsam kazanmam. Yardımlar tam kesilmedi. Tam kesilsin, kahvede oturanlar çalışmak zorunda kalacak. Piyasada işçi sayısı artacak, maaşlar dahada düşecek. Öte yandan eşimden dolayı İtalya’yı biliyorum. İtalya’da insanlar çalışmak istemiyor. Ekonomi kötü diye ağlıyorlar. İngiltere’de de öyle olacak. Yunanistan, İspanya, İtalya gibi siesta yapan ülkeler çalışmamanın sonucunu gördüler, İngiltere’e oraya doğru gidiyor.