İçişleri Bakanlığı daha önce ise Eileen Bora’nın eşini İngiltere’ye getirme talebini, yılda 18 bin 500 sterlin kazanmadığı gerekçesiyle reddetmişti. Geçen yıl Temmuz ayında yürürlülüğe giren yasayı öne süren Home Office’in bu gerekçesini yüksek mahkemeye taşıyan Bora ailesi yeniden temyizi kazanırken, mahkeme uygulanmak istenen kriteri insan haklarına aykırı buldu ve Nusret Bora’nın yeniden vize başvurusu yapabilmesinin önünü açtı. Kent’te yaşayan Eileen Bora mahkeme kararını sevinçle karşılarken eşini bırakmakla, hiç istemediği bir ülkede yaşamak arasında seçip yapmaktan kurtulduğunu söyledi.
HOME OFFİCE’TEN ŞOK EDEN AÇIKLAMA
Ancak Bora ailesinin sevinci Home Office’ten gelen açıklama ile kısa sürdü. BBC’ye konuşan Home Office, yapılacak yeni bir başvurunun reddedileceği sinyalini verdi. Nusret Bora’nın 1986 yılında Türkiye’de karıştığı bir kavgada bir kişinin ölümüne neden olduğu gerekçesi ile 15 yıl hapis yattığı belirlendiğine işaret eden Home Office, bu bilginin İngiltere konsolosluğuna yapılan başvuruda gizlendiğini öne sürüyor. Olayın çok uzun süre önce yaşandığını kaydeden Eileen Bora ise, kocasının cezasını çektiğini belirterek, bu durumu belirtme ihtiyacı duymadıklarını vurguluyor.
İNGİLİZ MİLLETVEKİLİNDEN AİLEYE DESTEK
Bora çifti 2003 yılında Türkiye’de evlenmiş ve 2007 yılına kadar orada yaşamışlardı. Daha sonra İngiltere’ye taşınan çift, kısa bir süreliğine 2009’da Türkiye’ye dönmüştü. 2011 yılında Türkiye’de uğradığı saldırı sonucu beyninde hasar oluşan ve sakat kalan Nusret Bora, bir süre daha Türkiye’de kalmak zorunda kalmıştı.
İngiltere’ye gelmek isteyen 53 yaşındaki Nusret Bora’nın başvurusu, Temmuz 2012’de İçişleri Bakanlığı’nın yürürlüğe koyduğu yeni düzenlemeler gerekçe gösterilerek engellenmişti. Fakat Nusret Bora’nın davasına bakan mahkeme, İçişleri Bakanlığı’nın ilk verdiği kararın çiftin bir aile kurmalarını engellediğini ve bunun insan haklarına aykırı olduğu sonucuna vardı. Eileen Bora mahkemede, eşi İngiltere’de olduğu sürece ona daha rahat bakabileceğini, bunu daha rahat karşılayabileceğini belirtmişti. Eileen Bora, eşinin NHS’e yük olmayacağını da savunmuştu.
Mahkeme kararını değerlendiren Rochester ve Strood bölgesinin Muhafazakar Parti’li milletvekili Mark Reckless ise Bora ailesinin sevincine ortak olurken mahkemenin gerekçesine karşı çıktı. “Ülkemize giriş yapan göçmenlerin sayısını kontrol etmeliyiz. Devlet başka yabancı birisi ile evlenen İngiliz vatandaşından eşinin yaşamını karşılayabileceğini gösteren bilgiler istemekte haklıdır. Bu durumda, İçişleri Bakanlığı’nın doğru bir uygulama yaptığını düşünüyorum” diyen Reckless, Bora ailesinin davasını takip edeceğini bildirdi.
İçişleri Bakanlığı sözcüsü de Eileen Bora’nın müracatının ve temyizinin göçmenlik yasalarına aykırı olduğu nedeniyle reddedildiğini, söz konusu temyiz kararına karşı yasal süreci devam ettirmeyeceklerini kaydetmişti.
AİLE BİRLEŞİMİ DÜZENLEMELERİ İNSAN HAKLARINA AYKIRI
Home Office ve hükümetin, vergi mükellefi olan vatandaşlar üzerindeki göçmenlik yükünü hafifletmek için gerçekleştirildiğini savundukları ve Temmuz 2012’de hayata geçirilen düzenlemelerle AB vatandaşı olmayan partnerini İngiltere’ye getirmek isteyen bir İngiliz vatandaşının yıllık gelirinin minimum £18,600 olduğunu kanıtlaması gerekiyor. Çocuklu aileler için bu rakam £22,400 olurken, sonraki her bir çocuk için bu rakam £2,400 daha artış gösteriyor.
Temmuz ayında da bir yüksek mahkeme, aile birleşimi vizesinin yasal olmakla birlikte ‘haksız ve sıkıntılı’ bir uygulama olduğuna hükmetmişti. Düzenlemenin yasalara uygun olduğunu kaydeden Yüksek Mahkeme yargıcı Justice Blake, buna karşın uygulamanın ‘haksızlık’ olduğunu savunarak yeniden değerlendirilmesini istemişti. Söz konusu gelir miktarlarının orantısız olduğunu belirten yargıç, söz konusu rakamların yıllık minimum gelir olan £13 bine çekilebileceği önerisinde bulunmuştu.
Parlamento bünyesinde kurulan Göçmenlik komisyonu’da bu yılın Haziran ayında yayınladığı raporunda, aile birleşimi vizesi uygulamasının, binlerce kişi için aile trajedilerine yol açtığını kaydetmişti. Çok sayıda çocuğun da ebeveynlerinden uzak yaşadıklarını vurgulayan komisyon, eşlerinden ayrı yaşamak zorunda kalan kişilerin sayısının hükümetin tahminlerine göre 18 bini bulduğunu vurgulamıştı.
HUKUKÇULAR DÜZENLEMELERE TEPKİLİ
Nusret Bora davasını değerlendiren KC Law Hukuk Bürosu direktörü Hakan Camuz, yüksek mahkemenin kararının, geçen yıl uygulamaya giren düzenlemenin hukuk dışı olduğu yönündeki görüşlerini bir kez daha haklı çıkardığını söyledi. Çok sayıda Türk vatandaşının da benzer sıkıntılarla karşı karşıya olduğuna işaret eden Camuz, minimum gelir zorunululuğunun vize düzenlemelerinin sadece bir parçası olduğunu belirtti. Aile birleşimini engellemenin uluslararası kabul görmüş insan hakları anlaşmalarına da aykırı olduğunu kaydeden Camuz, Home Office’in bir an önce yeni düzenlemelere gitmesi gerektiğini savundu.