Tottenham’da yaşayan 55 yaşındaki Suna Kılıç, meme kanseri için aldığı yoğun kemoterapinin nadir bir yan etkisi olan terapiye bağlı lösemi teşhisi konduktan sonra, İngiltere Ulusal Sağlık Hizmeti’nde (NHS) tüm tedavi seçeneklerini tükettikten sonra Türkiye’ye tedavi için uçtu.
Suna’nın teşhisi, iki yıl önce kızı Diana’nın oyun oynarken annesinin göğsünde tuhaf bir şişlik fark etmesiyle başladı. 26 yaşındaki öğretim asistanı Diana, annesini gıdıkladığında bu garip şişliği hissetti. Yapılan testler, Suna’nın meme kanseri olduğunu doğruladı. HER2+ olarak bilinen hızlı büyüyen bir meme kanseri teşhisi alan Suna, sekiz kür kemoterapi ve lenf düğümlerinin alınması için bir ameliyat geçirdi.
Tedavi başarılı görünüyor gibiydi; ancak 2024 yılının Temmuz ayında tedavinin nadir bir yan etkisi olan terapiye bağlı akut myeloid lösemi (AML) teşhisi kondu. Bu agresif kan kanseri türü, tedavisi çok zor olan nadir bir hastalık.
Geçtiğimiz ay doktorlar, etkili bir tedavi bulunamadığı için Suna’ya yalnızca birkaç ay ömrü kaldığını söyledi. Kızı Diana, Türkiye’de doktorlarla görüştükten sonra annesinin hayatını uzatabilecek bir tedavi seçeneği olduğuna inandığını belirtti. Ancak bu tedavi, Flag-Ida kemoterapisi ve Midostaurin adlı hedefe yönelik bir kanser ilacını içeriyor ve maliyeti 80.000 sterlini aşıyor. Diana, masrafları karşılamak için bir GoFundMe kampanyası başlattı ve şimdiye kadar 69.000 sterlinden fazla bağış topladı.
Türkiye’den Medicana Hastanesi’nden konuşan Diana, “Evde oyun oynuyorduk ve annemi gıdıkladım. Göğsünde bir tuhaflık hissettim – sanki sutyeninde bir şey varmış gibiydi. Annemi hemen muayeneye götürdüm. İki hafta içinde yapılan biyopsi, hızlı ilerleyen bir meme kanseri olduğunu gösterdi” dedi.
Suna, sekiz kür yoğun kemoterapi aldı ve ardından lenf düğümleri alındı. Tedavi başarılı görünüyordu; ancak radyoterapi sonrası göğsünde ve koltuk altında küçük bir morluk fark edildi. Kısa süre içinde bu morluk yayıldı ve başka bir biyopsi sonucunda Suna’nın nadir bir meme kanseri türü olan inflamatuar meme kanseri (IBC) teşhisi kondu.
Suna, Temmuz 2023’te Enhertu adlı özel bir tedavi aldı ve sonuçlar olumlu görünüyordu. Ancak düzenli kan testleri sırasında beyaz kan hücresi sayısının artışı fark edildi ve yapılan testler, kemoterapinin yan etkisi olan terapiye bağlı AML’yi doğruladı. Doktorlar, hastalığın sürekli mutasyona uğradığını ve tedavisinin son derece zor olduğunu belirtti.
İngiltere’deki doktorlar tüm seçenekleri tükettikten sonra, Diana ve kardeşi Dilara, yurt dışında tedavi seçeneklerini araştırmaya başladı. Türkiye’de AML üzerine uzmanlaşmış bir doktorla iletişime geçen aile, Suna’nın Flag-Ida kemoterapisi ve Midostaurin tedavisi almasını planladı.
Doktorlar, Suna’nın durumu nedeniyle seyahatin riskli olduğunu belirtse de Diana ve ailesi vazgeçmedi. “Başka bir yerde annemin hayatını kurtarabilecek bir seçenek bulursak, bunu denemek zorundaydık” diyen Diana, annesi için umutlarını kaybetmedi.
15 Kasım’da tıbbi refakatçi eşliğinde İstanbul’a uçan Suna, şu anda Medicana Hastanesi’nde tedaviye başlamayı bekliyor. Diana, “Buraya zamanında gelmeseydik kemoterapi şansı kalmazdı” diyerek, bağış kampanyasına destek veren herkese teşekkür etti.
Diana, “Bağış yapan veya annemin hikayesini paylaşan herkese minnettarız. Annemin sesini duyurmak istedik ve aldığımız destek bizi derinden etkiledi. Şimdi dünyanın dört bir yanında bir ailemiz varmış gibi hissediyoruz” dedi. GoFundMe kampanyası, Suna’nın tedavi masraflarını karşılamak için bağış toplamaya devam ediyor.
Suna’nın hikayesini desteklemek ve onun hayata tutunmasına katkıda bulunmak isterseniz, kampanya sayfasını ziyaret edebilirsiniz: https://www.gofundme.com/f/hope-for-my-mum-urgent-treatment-in-turkey