Kıbrıs Türk Girişimci Kadınlar Derneği (GİKAD) ile Dışişleri Bakanlığı Mensupları ve Eşleri Derneği (DİMED) iş birliğinde, “Turkish Cypriot Women Entrepreneurs Reunion” (WERU) başlıklı bir etkinlik düzenlendi.
Bu anlamlı etkinlikte, yurtdışında yaşayan Kıbrıslı Türk kadın girişimciler ile Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan girişimci kadınlar bir araya getirildi.
14 Kasım Perşembe günü, Kuzey Kıbrıs’ta gerçekleşen toplantıya, Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nun eşi Oya Ertuğruloğlu, GİKAD Başkanı İçim Çağıner Kavuklu, Türkiye, İngiltere ve Avustralya’dan katılan 21 kadın girişimci ile Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan birçok kadın girişimci katılım sağladı.
İngiltere’den Katılım Sağlayan İsimler
Etkinlikte, İngiltere’den katılan isimler arasında Leyla Kemal, Nafiya Horozoğlu ve Zehra Yılmaz da yer aldı. Katılımcılar, kendi hikayelerini ve iş tecrübelerini paylaşarak iş birliği olanaklarını değerlendirdi.
Kadın Girişimciler İçin Yeni Fırsatlar
Toplantı boyunca kadın girişimciler kendilerini tanıtarak, WERU’nun daha da genişletilmesi ve gelecekte başarılı projelere imza atılabilmesi için neler yapılabileceği üzerine fikir alışverişinde bulundu.
WERU etkinliği, kadın girişimcilerin güç birliği yaparak hem yerel hem de uluslararası ölçekte yeni projeler üretmeleri için bir platform oluşturmayı hedefliyor. Bu tür organizasyonların, Kıbrıslı Türk kadın girişimcilerin seslerini duyurmalarına ve ekonomik katkılar sağlamalarına önemli bir zemin hazırladığı vurgulandı.
Leyla Kemal, geçmiş yıllarda İngiltere’de Kıbrıslı Türk toplumu için yaptığı çalışmaları özetleyerek şu ifadeleri kullandı:
“Girişimcilik yalnızca iş alanında başarı anlamına gelmez, ancak kadınların iş dünyasında motive olmaları da büyük önem taşır. Çocuklarım doğduktan sonra muhasebe eğitimi aldım. Eşimin hazırda bir işletmesi vardı; böylece hem çocuklarımı büyütme imkânı buldum hem de iş hayatında aktif bir şekilde yer aldım. İngiliz okullarında iki dilli asistan olarak çalıştım. Bunun yanı sıra kendi pazarlama şirketimi kurarak Afrika’ya kadar uzanan ticari bağlantılar oluşturdum.
1990’lı yıllarda Güney Londra’da bir Türk okulu açarak çocukları eğitime teşvik ettik. Eltham Türk Okulu’nu kurarak Güney Londra Kültür Cemiyeti’ne katkı sağladım. O dönemde, KKTC Sağlık Bakanı Gülsen Bozkurt’u İngiltere Parlamentosu’nda ağırladık ve talasemi hastalarına yönelik önemli yardım kampanyaları düzenledik.
Aysın Yılmaz’ın başkanlık döneminde birçok önemli çalışmada yer aldım ve Konsey Başkanı olarak çeşitli ilklere imza attık. İngiltere’de Kıbrıslı Türklerin gücünü göstermek için daha önce yapılmamış etkinlikler gerçekleştirdik. Örneğin, kimsenin cesaret edemediği bir kültür festivalini düzenledik ve bu etkinliğe 30 bin kişi katıldı. Konsey başkanlığı döneminde Festivalin yanında 100 years of migration belgeseli hazırlatıp V&A de gösterdik ve Britanya’daki değerlerimizi tanıma ve tanıtmak amaçlı ödül geceleri düzenledik
KKTC Cumhurbaşkanlığı Yurtdışı Kıbrıslı Türkler Komitesi Başkanı olarak, İngiltere ve Kıbrıs arasında köprüler kurmaya devam ediyoruz. Komite başkanı olarak katıldığım bu toplantıda özellikle kadınların bir şeyler başarma motivasyonunun ne kadar yüksek olduğunu görmek beni çok mutlu etti. İnsanlara yardım etmek her alanda büyük önem taşıyor. Kadınların başarıları da tüm alanlarda daha fazla ön plana çıkmalıdır.
Ayrıca, seçme ve seçilme hakkı konusunda önemli çalıştaylar düzenledik ve bu konuda yetkililerden taahhütler aldık. Ancak ne yazık ki bu gerçekleşmedi. Öyle ki, şu an KKTC’de yaşayan ve vatandaşlık verilen Rusya ve diğer ülkelerden gelen bireyler 10 yıl sonra KKTC Meclisi’nde vekil olabilecek, ancak bizim hâlâ oy hakkımızın olmaması büyük bir eksiklik.”
Nafiya Horozoğlu ise yaptığı konuşmada yurtdışında doğup büyüyen gençlerin yaşadığı kimlik krizi ve asimilasyonu üzerine yaptıkları çalışamaları belirterek şöyle konuştu:
‘‘İngiltere’de doğup büyüyen bir genç olarak kendimi her zaman gurbette hissettim, Kuzey Kıbrıs’a karşı aidiyat duygum tarif edilemezdi ancak büyümü çağında birçoğu gencimiz gibi kimlik krizi yaşadım ve ‘Türk’ Kıbrıslı ‘Britanyalı’ ‘Kıbrıslı Türk’ olarak kendimi tanımlamakta zorlandım. Bu nedenden dolayı 2018 yılında Kıbrıs Türk Gençlik Birliği İNgiltere’yi kurdum ve İngiltere doğup büyüyen gençleri örgğtleyip bir aile oluşturdum. Asimilasyona karşı ciddi mücadele verdik ve hala daha veriyoruz ancak hepimiz hep birlikte bu yönden çalışmalıyız. Gelecek nesiller bizlerin geleceği, onların aidiyet duygusu olması ve kimliğine sahip çıkması için kuzey kıbrıs’a gençlerimize geziler düzenledik, gençlerimize hellim yaptırdık, mandıraya götürdük ve kıbrıs’ı tanıttık. Çeşitli seminerler ve çalıştaylar yaptık. kUZEY Kıbrıs ile bir köprü kurarak gençlerimizi kazandık.
Türk devletler teşkilatı bünyesinde dahil olduğum çalışmalarda ise şimdi diaspora yönündeki çalışmalar bir önerge sundum. Türk milletlerin gençleri ile bir oluşum yönünde kıvılcımı başlattık ve diaspora formlarında Kıbrıslı Türklerin sesi oldum. Türk milletlerin gençleri ve kadınları ile birlikte güzel şeyler üretmek için çalışmalarımız var. WERU bir başlangıç noktasıdır ve böylesi başarılı kadınlar gördükçe, güçlü kadın anlamı güçlü millet ve güçlü vatan demektir.’’
Etkinliğe katılan Dr. Zehra Yılmaz, annesinin toplumsal çalışmalarına değinerek kendi başarı hikâyesini de paylaştı. Londra’da bir Kıbrıslı Türk ailesinin çocuğu olarak dünyaya gelen Dr. Yılmaz, ailesinin köklerine olan bağlılığını ve topluma katkılarını vurguladı. Annesi Aysın Yılmaz’ın, 1950’lerde Kıbrıs’tan Birleşik Krallık’a göç ettiğini ve Kıbrıs Türk toplumu için önemli çalışmalar yürüttüğünü belirtti. Aysın Yılmaz; Türk Kadınları Yardım Derneği (TWPA), Londra Uluslararası Kadınlar Derneği Federasyonu (FIWAL) ve Konsey’de liderlik yapmış bir isimdi.
Dr. Yılmaz, Londra Queen Mary Üniversitesi’nde Oral Tıp alanında doktora derecesini aldı. Yüksek lisans eğitimini Deneysel Oral Patoloji alanında tamamladıktan sonra King’s College Londra Diş Hekimliği Enstitüsü’nde araştırmacı olarak görev yaptı. Parkinson hastalığı ve ağrı üzerine yaptığı bilimsel araştırmalar uluslararası dergilerde yayımlandı.
COVID-19 pandemisi sırasında, Cambridge Üniversitesi Addenbrooke’s Hastanesi’nde klinik araştırma koordinatörü olarak çalışmaya başlayan Dr. Yılmaz, 2022 yılında kıdemli koordinatör pozisyonuna terfi etti. Burada kamu sağlığına yönelik çok merkezli araştırmalarda görev aldı.
Dr. Yılmaz ayrıca, Pro-Cancer Research Fund adına düzenlenen etkinliklerde gönüllü çalışmalar yapmış, Anglo-Turkish Healthcare Professionals Association (ATHPA) ve Avrupa Türk Sağlık Profesyonelleri Federasyonu (ATSEF) üyeliklerinde bulunmuştur. Annesini 2020 yılında kaybettikten sonra toplumsal etkinliklere katılımı azalmış olsa da, bu çalışmaları yeniden canlandırmayı hedeflediğini belirtti.
“Anneme ve geçmişte yaptığı katkılara olan saygım, bana her zaman topluma hizmet etme motivasyonu verdi. Bu etkinlikte yer almak, Kıbrıslı Türk kadınlarının güçlü ve üretken olduğunu bir kez daha görmemi sağladı.” ifadelerini kullandı.
