Day-Mer Türkiye’de gerçekleşen seçimlerle ilgili basın açıklaması yayımladı. Day-Mer tarafından yapılan açıklama şöyle:
‘‘14 Mayıs’ta Türkiye’de yapılan parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin resmi olmayan sonuçlarına göre cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci tura kaldı. Parlamento seçimlerinde ise, AKP büyük oranda oy kaybetmesine rağmen birinci parti olmayı sürdürdü. Yaratılan “Erdoğan’ı gönderiyoruz” beklentisine rağmen kolay bir seçime gidilmediği biliniyordu. Seçimlerde, 20 yıldır iktidarda olan Erdoğan ve AKP tüm devlet olanaklarını kullandı. AKP, muhalefete karşı her türlü kısıtlamaya başvurdu, sansürden ve provokasyondan kaçınmadı. Erdoğan ve ortaklarının ağzından
hakaret ve tehdit eksik olmadı. Paramiliter grupların sokağa çıkacağı söylentileri körüklenerek ortam terörize edildi. Tarikat ve cemaatlerin seferber edilmesiyle camilerde miting yapmaya varıncaya kadar din istismarı el ele gitti. Hüda-Par gibi örgütlerin faşist katillerinin listelere konarak, muhalefetin seçimlerle darbe yapacağı propagandası yapılarak, 2015 seçimlerinde kullanılan şiddet yöntemlerini her fırsatta hatırlatılıp kaos ve çatışma çıkacağı algısı yaratılarak seçmenler etkilenmeye çalışıldı.
Oy verme ve sayımında birçok şaibeli olay yaşanmasına, Anadolu Ajansı, YSK gibi AKP’nin denetimindeki kurumlar aracılığıyla yapılan müdahalelere rağmen gerek Cumhur İttifakı gerekse Erdoğan 14 Mayıs
seçimlerinde oy ve destek kaybetti. Gerici ittifak mecliste çoğunluğu sağladı, ancak tek adam rejiminin kitle desteğinde gerileme olurken, AKP ve ortakları parlamentoda güç kaybına uğradı.
Öte yandan tek adam rejimine karşı mücadele eden emek ve özgürlük güçleriyle Kılıçdaroğlu’nun adayı olduğu Millet İttifakı da Erdoğan’ın net bir yenilgiye uğratılması hedefine ulaşamadı. Ancak Erdoğan ve iktidarının halk desteğini önemli ölçüde kaybetmesi ve halk arasında baş gösteren değişim isteği muhalefetin dayanaklarını güçlendirdi.
Seçim sonuçları ve Türkiye’nin içinden geçtiği siyasal koşullar gösteriyor ki, Türkiye’nin demokratik ve özgür bir ülke olabilmesinin yolu, işçi ve emekçilerin hem sandıklarda hem de hayatın tüm alanlarında birlik ve mücadelesini güçlendirmesinden geçmektedir. Bu nedenle demokrasi güçleriyle dayanışmayı güçlendirmeye devam edeceğiz. 2018’de yurt dışında toplam yüzde 60 oy almayı başaran Erdoğan’ın yurt dışında aldığı oy bu seçimlerde yüzde 57’ye düştü. Demokratik bir Türkiye’nin yurtdışındaki emekçilerin yaşamını da kolaylaştıracağını bilerek, 14 Mayıs seçimlerinde milletvekilliği seçimlerinde Yeşil Sol Parti’yi, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de Kemal
Kılıçdaroğlu’nu destekledik. 20-24 Mayıs tarihleri arasında yurt dışında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 2. Turunda da bu tutumumuzu sürdüreceğiz. Tüm Türkiye kökenli göçmen emekçileri Britanya’da Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vermeye çağırıyoruz. Erdoğan ve AKP oluşturmuş olduğu gerici-ırkçı, kadın düşmanı ittifakla parlamentoda salt çoğunluğu alarak, insan haklarının tamamen yok edileceği faşist bir diktatörlük kurmanın ilk adımını attı. Ancak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda demokrasi güçleri Türkiye’nin böyle bir karanlık yolda ilerlemesini durdurabilir. Bu açıdan 28 Mayıs’ta yapılacak ikinci tur seçimleri önemli. Cumhurbaşkanlığı 2. Tur seçiminde her bir oyun değerli olduğu tartışmasız.
Temel hak ve özgürlükleri yok sayan, işçi sınıfı ve halklara karşı her türlü baskı ve sindirme politikası izleyen Erdoğan’ın kaybetmesi biz Türkiye kökenli işçi ve emekçilerin de çıkarına. Halkların bir arada barış içerisinde yaşadığı, açlık ve yoksulluğun önüne geçildiği bir Türkiye bizlerin de beklentisi. Dolayısıyla gün hayal kırıklığı, umutsuzluk ve karamsarlık değil, Türkiye halkının ve emekçilerinin demokrasi, özgürlük ve insanca yaşama talebine daha fazla destek verme günüdür.
İlk turda büyük oy kaybettiğine tanık olduğumuz Erdoğan’ın kaybetmesi mümkün. Bunu unutmadan, tüm emekçileri, kararlılıkla, Türkiye’nin demokrasi ve özgürlük yoluna girmesine destek olmaya çağırıyoruz.’’