LONDRA’DA faaliyet gösteren Türk-Kürt Dayanışma Merkezi Day-Mer, İngiltere’nin sığınmacıları Ruanda’ya gönderme planı ile ilişkin açıklama yaptı.
Day-Mer tarafından paylaşılan bildiri şöyle:
‘‘İngiltere’de 19 Aralık’ta yüksek mahkeme Ruanda’ya sığınmacıların gönderilmesine dair PC sendikası ve insan hakları örgütlerinden gelen itirazları ret ederek, planın yasal olduğuna karar verdi. PCS sendikası ile Detention Action ve Care4Calais isimli hak örgütlerinin karara itiraz edeceği ve ne kadar süreceği öngörülemeyen bir temyiz sürecinin başlaması bekleniyor.
Muhafazakar parti hükümetinin geçtiğimiz aylarda yasallaştırdığı ırkçı, şoven Vatandaşlık ve Sınırlar yasası, yeni polis yasaları, yerli ve göçmen emekçilerin ve işçilerin yükselen toplumsal muhalefetini bastırmak ve ilerde daha örgütlü hareket etmesini engellemeye yöneliktir. Bu yasalarla birlikte eş zamanlı olarak yürütülen, sığınmacılara güvenli bir yolla korkmadan bir yaşam sürdürebilecekleri bir ülkeye gelmelerinin engellenmesi, Ruanda gibi gerici bir ülkeye kamp kurarak bu ülkeye gönderilmesi planı; insanlık dışı, zalimce ve ırkçı bir uygulamadır. Hayat pahalılığının artması, emekçilerin yaşam koşullarının kötüleşmesiyle birlikte birçok alanda grevlerin olmasıyla kıskaçta kalan hükümet, yerli ve göçmen emekçileri Ruanda gibi göçmen kartıyla bölmeye çalışmaktadır.
Geçim derdinde olan İngiliz bir işçinin düşmanı, hayat koşullarının zorlaşması ve yaşadığı sorunların kaynağı savaştan, ölümden kaçmak zorunda kalarak, hayatlarını tehlikeye atan sığınmacılar değildir. Aksine İngiliz hükümeti Suriye, Afganistan, Libya, Ortadoğu, Afrika gibi ülke ve bölgeleri kendi emperyal çıkarları için karıştırarak, bu bölgelerde yaşanan savaşların, kıyımların baş sorumlularından biridir. Bu koşullardan kaçıp sığınmak zorunda kalan insanların sorumluluğunu ikiyüzlü ırkçı bir politikayla kendi üstünden atarak Ruanda kamplarına göndermeyi planlamak asla çözüm olmayacaktır. Güvenilir geçiş yolu sağlamayan hükümetin bu tür ırkçı yasa girişimleri aynı zamanda İngiltere’nin de imzacısı olduğu 1951 tarihli Mülteci Sözleşmesi’ne aykırıdır ve Ruanda’nın güvenli bir ülke olmamasının yanı sıra planın cinsiyet, yaş ve uyruk kriterleriyle mülteciler arasında ayrımcılık içermektedir.
Day-Mer olarak sığınmacılara yönelik insanlık dışı, zalimce ve hukuki olmayan bu planı kınıyoruz. Bu plana karşı gerek legal olarak gerek eylemlerle karşılık veren sendikalar, insan hakları örgütleri ve anti ırkçı kurumların mücadeleleri devam ediyor. Day-Mer olarak göçmen ve sığınmacı olarak buraya gelen Türkiye kökenli emekçileri, başta Ruanda planı olmak üzere ırkçı, şoven ve göçmen karşıtı yasalara ve planlara karşı sürdürülen bu mücadelede yer almaya, yapılacak toplantı, eylem ve gösterilere katılmaya çağırıyoruz.’’