Sanatçı Sümer Erek’in ‘’Embodied Moments’’ / ‘’Vücut Bulmuş Anlar’’ adlı kişisel sergisi; 23 Kasım 2022’de, Engin Yenidünya ve İlayda Uzunarslan küratörlüğünde Gallery Marquess’de Londralılarla buluştu. Disiplinler arası sanat çalışmalarını yıllardır Londra’da sürdüren Erek, bu projesinde uzun soluklu üretimlerini bir araya getirerek dinamik seriler oluşturmuş.
İlk bakışta klasik figüratif eserler gibi algılanan çalışmalar; arka arkaya çoklu çekilmiş fotoğraflar kadar anlık beden hareketlerinin, ahenkli izdüşümleri aslında… ‘’Vücut Bulmuş Anlar’’ bu yönü ile benzerlerinden ayrılan, yüksek konsantrasyonla üretilmiş eserler bütünü.
Sergi Küratörlerinden İlayda Uzunarslan, “SanatçI yalnızca sıradan var olma hallerimizi, özgün bir estetik yaklaşımla yüceltiyor. Varlığın estetiğindeki, poetizmi, yalın çizgilerle betimleyen sanatçı, mürekkeple kağıdı buluşturulurken her seferinde farklı bir noktadan çizmeye başlıyor. Karşısındaki modelin bedeninin dinamizm noktasını basarili bir sekilde yakalayıp, hareketi kağıtta somutlaşabiliyor. Bedenin durağan noktaları ise, ışık ve gölge ile hareketleniyor. Durağan hallerimizdeki sesleri duyuran çizgiler’ izleyeni farklı bir farkındalık sorgusuna itiyor. Bedensel-liğimizin yalnızca bir gölge ya da bir silüet olduğunu kabullenmek. Kendi kendimize, en çıplak halimizle yüzleşmek. ” diyerek, hem sanatçının önceliklerini, hem de izleyenin etkileşim ânını net bir sekilde vurgulamış.
Ayrıca, Bedenin, sabit kalınsa dahi nefes alış verişi ile de çok farklı olabileceğini, bir anın tekrarının asla yaşanamayacak olması, her saniyenin biricikliği ve öznelliğinin sanatçı tarafından yüceltilerek eserlerine nasıl yansıdığına dikkat çekmiş.
Sümer Erek, meditasyon olarak tanımladığı bu üretim sürecinin spiritüel boyutunda izleyiciyi baş köşeye oturtmuş aslında… Serginin diğer küratörü Engin Yenidünya ise “Altı yaşından bu yana insan bedeni çizen Sümer Erek’in son 50 yılda 500’den fazla model çizdiğini hatırlatarak, fırçanın kağıttaki yolculuğu devam ettikçe, çizimlere yan yana bakıldığında, her bir kağıdı diğerine bağlayan görünmez bir iplik fark ediliyor. Sanki çevirsek, modelin pozlarının bir animasyonunu elde edeceğiz. Sümer, fırça darbeleriyle modellerinin adeta videolarını çekiyor ve onları kağıda yontuyor. Performanslarını görüyoruz, hareketlerini hissediyoruz ve bakışlarını yakalıyoruz.” ifadesiyle şölene dönüşen bir sanatsal aktivite tasviri yapılmakta.
Sergi boyunca, projenin devamı niteliğindeki bir dizi çalışmaya modellerin yaşamlarına dair hikayeleri de ekleyerek, eserlerinin izleyici ile kurduğu bağı güçlendiriyor Sanatçı… Küratör İ. Uzunarslan eserlerde ölümsüzleşen modeller üzerinden yaptığı değerlendirmede; ‘Modellerin profesyonel olması ve olmaması da eserlerin okunmasında oldukça etkili. Cesaret, cüretkarca olmak, boy gösterebilmek, doğal valiliğimizin birer parçası mi yoksa öğrenilmiş tavırlar mi? Egomuzdan sıyrıldığımız zaman, sadece yasayan bir varlık olduğumuzu kabullendiğimizde, cüretkar olmak aslında ne anlama geliyor? Toplumun içindeki valiliğimiz, karakterlerimiz, isimiz ve çevremiz, ismimiz, imzamız bizi biz yapan görsel özelliklere bağlı olabilir ancak görünenin görünmeyeni hangi noktada kesişir? Bedenimiz, bizim gerçek evimiz. Ruhumuzun ki-lifi, hislerimiz ve düşüncelerimizin boyutsal versiyonu. Somut bedenlerimiz, soyut ruhumuzun fısıltılarına sahiptir aslında. Tüm sıfatlardan, kalıplardan, unvanlardan uzak, gerçek Biz… Bir bedenin hayatin içindeki hallerinde, basit yüceliğini görmek mümkündür.’ cümleleri ile “Var olmak” merkezinden hareketle sergi deneyimimiz ve keşifler üzerinden, Erek’in çalışmalarındaki temanın baskın hissiyatını ortaya koymakta.. Bu tutumun güçlü olarak hissedildiği, farklı modellere ait seriler paylaşacak olan Sanatçı, sıra dışı bir etkinliğe de imza atıyor.
Sergi mekânı olarak Londra’nın merkezinde; Mayfair’de bulunan Gallery Marquess’in seçilmesi de projeyi destekler nitelikte. Konumu ve butik boyutları ile bazen İstanbul Beyoğlu’nda bazen de İtalya’da bir ara sokak galerisinde hissettiren mekân, Sümer Erek’in eserlerine yüklediği ruhu yüceltiyor seklinde yorumlanabilir. Sergi süresince gerçekleşecek model-eser etkinlikleri bağlamında Sanatçı atölyesine dönüşen galeri mekânı, projenin özgün ve özgür tavrını ortaya koyuyor. Sümer Erek, 23 Aralık’a kadar Londra’daki sanatseverleri interaktif ve performatif etkinliklerin de yer alacağı bir sergi deneyimine davet ediyor.