Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye’nin Cemevlerine ‘ayrımcılık’ yaptığına hükmetti.
Britanya Alevi Federasyonu da (BAF) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), Cemevleri ile ilgili kararının sadece, Cemevleri’nin elektrik faturalarından muaf tutulması olarak değerlendirilmemesi çağrısında bulundu.
AİHM’in daha önce de kimliklerdeki inanç bölümünün boş bırakılmasına ve zorunlu din derslerinin Alevi çocuklarına verilmemesine hükmettiğini hatırlatan BAF, son 30 yıldır örgütlenen Alevi toplumunun sürekli ayrımcılığa uğradığını ve haklarının devlet tarafından gasp edildiğini savundu. Taleplerinin yerine getirilmesi için hiç bir adım atılmadığı kaydedilen BAF açıklamasında şu görüşlere yer verildi:
“Gelinen aşama ise sanki Alevilerin tek derdi maddi yardımmış gibi, Dede’lere maaş ya da Cemevleri’nin giderlerinin karşılanması gibi gündemler yaratılmaktadır. Oysa demokratik Alevi kurumlarının talepleri içinde hiçbir zaman para istemek olmadı. Alevi örgütleri uzun yıllardır laiklik iddiası olan Türkiye’de, Diyanet işlerinin olmaması gerektiğini, Alevi Dergah’larının Alevilere iade edilmesini, zorunlu din derslerinin kaldırılmasını, Alevi katliamları ile devletin yüzleşmesini ve eşit yurttaşlık hakkının sağlanmasını talep ettiler ve ediyoruz.”
AIHM söz konusu kararı, Cem Vakfı’nın camilere, kiliselere, sinagoglara uygulanan elektrik faturasından muaf tutma talebinin Türk mahkemeleri tarafından olumsuz karşılanması üzerine yaptığı başvuru üzerine almıştı
AİHM’nin kararında, “Kararda belirtilen ihlal, ayrımcılık karşıtı bakış açısıyla ele alındığında cemevinin elektrik faturalarının ödenmesiyle onarılamaz. Bu çözüm, Alevi toplumunun ve dininin, dahası ibadethanelerinin statüsüyle ilgili özel ve eşitlikçi bir yaklaşımın olmadığı sorununu cevapsız bırakmaktadır” ifadelerine yer verildi
Cem Vakfı, kendi bünyesinde faaliyet gösteren ve içinde konferans, kütüphane ve cemevi bulunan Yenibosna Kültür Merkezi’nin, Türkiye’de diğer dini ibadet yerlerine tanınan elektrik faturası ödeme muafiyetinden faydalanamamasını gerekçe göstererek dava açmıştı. AİHM’nin kararıyla Türkiye ilk defa AİHM nezdinde Alevi vatandaşlara ayrımcılık’tan hüküm giymiş oldu.