Londra’da yaşayan şair ve yazar Leyla Aslan, yazarlık kariyerine şimdi de yeni çıkan iki şiir kitabını da kattı. Leyla Aslan’nın kaleme aldığı ‘Tek Yönlü Aşk’ ve ‘Dervishes journey into self-mirror’ yayınlandı.
1985 yılında politik mülteci olarak Londra’ya göç ettiğini belirtten Aslan, toplum örgütleri içinde, insan hakları konusunda çalışmalar yürütmekle tanınıyor.
1990-1997 arasında, Kuzey Londra Üniversitesi Araştırma Bölümü’nde eğtim gören Aslan, Mülteci ve Toplum Psikolojisi, Din ve Kültür, Toplumda Kadının Yeri, konularında araştırmalar yaptı. 1990’larin ilk yarısında, Bağımsız Kadın Çalışmaları içerisinde yer aldı ve Pirsultan Abdal Sivas Şehitleri Anıtı’nın yapımında görev üstlendi. Kürtçe, Türkçe ve İngilizce dillerinde olan ilk kitabi, ‘Bendeki Benler’, 2015’te yayımlandı. ‘Bendeki Benler’ dosyasının bir bölümü durumunda bulunan ‘Kendi Aynanda Yolculuklar’, 2000-2004 arası Mülteci Çalışmaları kapsamında basıldı.
2014’te 34 Şairin yer aldığı Britanya Şairler Antolojisi- Şairin Şiiri kitabında [2. Kez basıldı] yer aldı. İkinci kitabi ‘Tek Yönlü Aşk’, şiir ve üçüncü kitabı ‘Dervish is Journey in to Self-Mirror’ toplu İngilizce çalışmalarından oluşmaktadır. Toplum örgütleri, Sosyal Servisler, yerel ve bölgesel festivallerde saz ve şiir çalışmaları ile yer aldı. 1997-2018 arası Anadolu Sanat Projesi, Yasaklı Kültürler Sanat Projesi, Kolektif Sanat Projesi, Kürtçe/ Türkçe Konuşan Sanat Terapi Grubu ile alan çalışmalarında bulundu. Yaşamını Londra’da sürdürmektedir.
Londra Gazete’ye özel açıklamalarda bulunan Aslan, yeni şiir kitapları hakkında şöyle konuştu:
”Ben duygularımı içince şiir oldum ve şiir yazdım. Duyguların akla başkaldırdığı ergenlik dönemlerinde herkes şiir yazar; yazdığının şiir olup olmadığına aldırış etmeden. Önemli olan olgunluk çağında, duygularını sulayıp şiir yazabilmek. Bizler doğanın bir parçasıyız, doğa da bizim gibidir: İlkbaharda doğar-doğurur; doğum-doğurma, acıyla gelir, güzellik onun ödülüdür: Bu nedenle doğa, ilkbaharda şiir olur, acıya ve güzelliğe dökülür. Sonbahar doğa için ölüm günleridir; ölüm de acıdır, ödülü hüzündür; bu nedenle doğa sonbaharda şiir olur ve acıya, hüzne dökülür.”