Türkiye’nin tarihinde kara bir leke olan, Sivas Madımak Oteli’nde 2 Temmuz 1993 tarihinde gerçekleşen katliamın üzerinden tam 27 yıl geçmesine rağmen özellikle Alevi toplumunun yarasının daha dün gibi taze olduğu Londra’da yapılan anma töreninde bir kez daha görüldü.
2 Temmuz Sivas Madımak Katliamı’nı anma etkinliği Stoke Newington’daki Madımak Anıtı’nda 2 Temmuz Cuma günü gerçekleşti. Törende parkın içinde bulunan anıtın yanına katliamda hayatını kaybedenlerin fotoğraflarının yer aldığı alana karanfiller bırakıldı ve mumlar yakıldı.
Anma Çerağ uyarılması ve semahlarla başladı. Umut Özkan tarafından okunan BAF yazılı açıklamasının ardından BAF Başkanı İsrafil Erbil, İakm Cemevi başkanı Zeynel Akdoğan, Enfield AKM başkanı Zeynep Demir, DGB adına Ahmet Güven, Aydın Çubukçu, İnanç kurulu üyeleri Yadigar Arslan Ana, Mehmet Yüksel Dede ve Doğan Erdoğan birer konuşma yaparak katliamın 28. yılında hayatlarını kaybeden canları andı ve devletin halen bu katliamla yüzleşmek istemediğini dile getirdiler.
Daha sonra anma etkinliği bağlama eğitmenleri Derya Alibabaoğlu, Murat sezgin, Umut Özkan ve öğrencilerinin deyişleri ve şiirleri ile devam etti ve Çerağ’ın sırlanması ile son buldu
Konuşmalarda Madımak Katliamı’nı devletin organizasyonuyla yapıldığı ve yeni katliamları ancak örgütlü mücadelenin engelleyebileceği ortak görüşü savunuldu. Anma boyunca Madımak Katliamı’nı unutmadıklarını belirten ve sorumlulardan hesap sorulmasını isteyen sloganlar atıldı. Duygusal anların yaşandığı anmayı, katılımcılar sağ elleri yüreğinde izlediler.
Britanya Alevi Federasyonu tarafından yapılan basın açıklaması şöyle:
‘‘2 Temmuz 1993 yılında Sivas Madımak otelinde katledilen 33 canımızı unutmadık unutturmayacağız. Biz, birlikte yaşamaya ve barışa gönül verenler, bu dünyayı cennete çevirmek isteyenler, gericiliğe ve ırkçılığa karşı mücadele edenler, 28. yılında da Sivas vahşetini unutmadık unutturmayacağız. 28 yıldır ne Sivas’ta ne de İslam adına savaş verildiği iddia edilen hiç bir yerde vahşet bitmedi. 28 yıl önce canlarımızı İslam düşmanı oldukları gerekçesiyle katledenler, ülkemizde, orta doğuda ve dünyanın çeşitli yerlerinde halen insan katletmeye devam ediyorlar.
Devam ediyorlar çünkü gericiliğin arkasına sığınarak bir erkek egemen dünya yaratıyorlar. Devam ediyorlar çünkü dincilik yaparak sermayelerini ve iktidarlarını koruyorlar. Sivas’ta yüreğimizi yakanlar, daha sonra Suruç’ta gençlerimizin hayallerini yaktılar, Ankara’da barışı yaktılar, Kobani’de anneleri çocuklarıyla birlikte yaktılar. Gerici güruhları maşa olarak kullananlar, bugün ülkeyi soyanlar, doğayı, yeşili ve insanı katledenlerdir.
Koray’a sözümüz var, asla bu dava biz bitti demeden bitmeyecek. Koray’ımız Henüz 12 yaşındaydı, son anda ablası Menekşe’nin elini tutarak bu hayata veda etti. Ekilir ekin geliriz, ezilir un geliriz, bir gider bin geliriz, beni vurmak kurtuluş mu. Koray’lar yaşasın diye Sivas’ın hesabını sormaya devam edeceğiz! Sivas’ın ışığı sönmeyecek! Biz Bitti demeden bu Dava Bitmeyecek!’’