Kasım ayında Londra’da kurulan Rengin Kadın Korosu, ilk konserine hazırlanıyor. 4 Temmuz pazar günü Milfield Tiyatro’sunda gerçekleşecek konsere yoğun ilgi bekleniyor.
Covid-19 kısıtlamaları nedeniyle herkesin eve kapandığı karantina doneminde Göçmen İsçiler Dernegi (Gik-Der) ve Sosyalist Kadınlar Birliği (SKB) öncülüğünde bir kadın korosu oluşturuldu.
Londra’da yaşayan 40 kadının bir araya gelerek hayat verdiği Rengin ilk konseri için geri sayıma başladı. Kısıtlamalar nedeniyle sosyal dayanışma ağlarından yoksun kalan Turkiyeli kadınlara destek amacıyla ilk aşamada online yürütülen çalışma, yasakların azalmasıyla yüzyüze yapılmaya başlandı.
Koronun şefliğini yürüten Zuhal Yıldırım Gök farklı meslek, yaş ve deneyimden gelen kadınlar için bir ifade platformu olusturduklarını söyledi, “Toplumda inanılanın aksine, kadın kadının kurdu değil, yurdudur gerçeği ile hareket ediyoruz” diyen Gök, Rengin Kadın Korosu’nun dayanışmayı yükselteceğini belirtti.
Günlük hayat içinde yüzlerce sorun ile boğuşan kadınlar için bir nefes alma alanı yarattıklarını vurgulayan Gök, 4 Temmuz’da yapılacak ilk konserlerine bütün duyarlı kesimlerden destek beklediklerini söyledi.
Londra’da 40 kadın biraraya gelerek bir koro oluşturdu. Pandeminin arttırdığı olumsuz yaşam koşullarında bir nefes almak adına bir araya gelen kadınlar, daha güzel bir dünya için türkü söylüyor.
Bütün dünyayı sarsan Covid 19 salgını Londra’da farklı bir oluşuma hayat verdi. Büsbütün eve kapanmanın getirdiği ağır sorumluluk ve yükü azaltmak için 40 kadın bir araya gelerek bir koro kurdu. Az sayıda kişi tarafından online başlatılan çalışmaya ilgi giderek arttı. Müziğin iyileştirici gücü ile birbirine destek olan kadınlar şimdi ilk konserlerini vermeye hazırlanıyor. Koronun kuruluşu, çalışmaları ve konseri koro şefi Zuhal Yıldırım Gök ile konuştuk.
Gök şöyle konuştu:
”Biz bu deneyimi çok önemsiyoruz. Rengin Kadın Koro’su yalnızca türküler öğrendiğimiz, söylediğimiz bir alan değil, bir okul olsun istiyoruz. Kendi aramızda ilgi ve yeteneklerimizi geliştirmek için küçük komisyonlar oluşturduk; Yazı, Sosyal Medya, Basın ve Yayın Komisyonları gibi… Her arkadaşımız istediği komisyonlarda yer alarak ‘bizi’ ve kendini geliştirebilir. Bu daha bir başlangıç, hayallerimiz ve isteklerimiz ise bir derya. Zamanı geldikçe bunları konuşacağız.
Koro konusundaki mevcut yaklaşımlar ne yazık ki biraz sıkıntılı. Bir yanda çok popülist, bilimsellikten uzak, emekten yoksun, takvimsel eylem ve etkinliklerde eğlenelim tarzında oluşturulmuş korolar, öte yanda elitist, halkın sanat yapma yollarını kapatan, kibirli, seçkinci yaklaşımlar. ‘Ruhi Su Dostlar Korosu’ ve ‘Boğaziçi Korosu’ gibi çok güzel örnekler de var tabii. Fakat ‘Rengin Kadın Korosu’ çok farklı bir deneyim. Hiçbir seçme ve elemeye tabii tutmadan kendini geliştirmek ve yetiştirmek isteyen tüm kadın arkadaşlara kapımız açık. Ama emek vermek, disiplinli, özverili ve kendini katarak çalışmak temel koşulumuz. Önümüzde Londra’nın en büyük Birleşik Kadın Korosu’nu kurma gibi bir hedefimiz var. ‘Rengin’ olarak başka ülkeleri kapsayacak bir turneye çıkmayı arzuluyoruz. İlerleyen dönemlerde bir müzikal yapmak istiyoruz.”