DAY-MER Türk-Kürt Toplumu Dayanışma Merkezi İngiltere’deki yeni polis yasasına karşı korona virüs önlemleri çerçevesinde eylem çağrısında bulundu.
Day-Mer tarafından yapılan açıklama şöyle:
‘‘Tüm dünyada olduğu gibi Britanya’da da insanlar bir seneye aşkındır Covid-19 virüsü ile, hükümetin bilinçli politikaları sonucu kaybedilen yüz bini aşkın ölümlerle, yeni yaşam koşulları, getirdiği ruhsal sıkıntılar ve ekonomik sorunlarla yüz yüze cebelleşe dursun, hükümet arka planlarda gizlice bir yasa hazırladı: Polis, Suç, Ceza ve Mahkeme yasası.
Kısa adıyla biz polis yasası ya da yeni polis yasası diyebileceğimiz bu yasa tasarısı, Sarah Everard anmalarına kadar sessiz sedasız parlamentoda oylamaya sunulma noktasına geldi. Ta ki Sarah Everard anmasının yasaklanmasına kadar. Anmanın yasaklanmasına rağmen kitlesel bir katılımla gerçekleşmesi ve gösteriye katılan kadınlara polisin yere yatırarak ters kelepçeyle gözaltına alması ile yeni polis yasası duyulmaya ve geniş kesim tarafından bilinmeye ve öğrenilmeye başlandı. Kadınların Sarah’nın öldürülmesi ve polisin şiddetine karşı protestoları, ‘sokakları terk etmeyeceğiz’ sloganı ile polis yasasına karşı olan kesimlerle birleşti. Önce ikinci oylamanın yapıldığı Parlemento bölgesinde protestolar gerçekleşti. Geçtiğimiz haftalar da protestolar Bristol, Manchester, Sheffield başta olmak üzere bir çok yere yayıldı. Ana medyada polis arabalarının yanması ön plana çıkarılıp protestoculara çamur atmaya kalkanlar, aynı protestolarda polisin uyguladığı şiddet ve boyutuna yer vermediler. Alternatif medya ve sosyal medyadaki görüntüler yeni polis yasasının uygulanmasının ön provalarını göstermiş oldu bizlere.
YENİ POLİS YASASI NEYİ AMAÇLIYOR?
Koronavirüslü bir yılı geride bırakırken hükümetin böyle bir yasayı sessiz sedasız geçirmesinin öne çıkan nedenleri arasında özellikle 2019’da gerçekleşen iklim değişikliğine karşı düzenlenen eylemler (Extintion Rebellion) ve 2020’deki Siyah Hayatlar Önemlidir (Black Lives Matter) eylemleridir. Yasa kısaca sizin protesto ve gösteri yapma hakkınızı engellemeye ve cezalandırmaya yönelik. Örneğin heykele zarar verme yada çevreyi rahatsız edici gürültüyle! rahatsız etme sonucu 2500 sterlinden başlayan para cezasından 10 yıl hüküm giymeye kadar cezalara çarptırılabileceksiniz. Romenler, İrlandalı Göçebeler gibi kesimlere açıktan saldırıyıda içeriyor; örneğin çadır kurma yasaklanabilecek. Yasa aynı zamanda etnik kökenli kişilerin ve özellikle gençlerin en fazla etkilendiği ve potansiyel suçlu damgası yediği ‘durdur ve ara’ (stop & search) uygulamasının kapsamını da genişletmeyi hedefliyor. Aynı yasa greve çıkan işçilerin grev yerinde yapacakları eylemlerede müdahele etme yetkisi veriyor. Kısacası bu yasa egemen güçler tarafından gelişebilecek toplumsal muhalefetin önünü yasaklarla ve cezalarla engellemeyi hedefliyor. İşsizliğin, yoksulluğun, barınma sorunu yaşayanların kısacası biz emekçilerin birleşmesi ve mücadele etmesini polisin yetkilerinin arttırılarak devlet sopasıyla, cezalarla önüne geçmeye çalışılıyor, çalışılacak.
EYLEMLERE KATILMALIYIZ!
Türkiyeli göçmen emekçiler olarak; baskı, işkence ve faşizmi görmüş, yaşamış yada duymuş insanlar olarak polisin yetkisini arttıran, demokratik haklarımızı kısatlayan ve cezalarla sokaklarda gelişecek muhalefetin önüne geçmenin ne demek olduğu yakından biliyoruz. Dolayısıyla yaşadığımız ülke Britanya’da demokratik haklarımızın kısatlanmasına, protesto etme hakkımızın engellemesine, susturulmasına ve cezalandırma politikalarına karşı, yerli ve diğer göçmen emekçilerle birlikte düzenlenen toplantılara ve özellikle eylemlere katılmak yarınımız açısından bir sorumluluktur. Sokaklarda protesto hakkımızın yasaklanmasını, sokaklarda daha fazla kitlesel protestolarla ve eylemlerle karşılık vermeliyiz, ancak bu şekilde yasanın geçmemesini veya geçse bile hükmünün olmadığını sağlayabiliriz. İşte bu nedenle Day-Mer olarak Türkiye kökenli Kürt ve Türk emekçileri, başta 2 Nisan Cuma günü ve 3 Nisan Cumartesi günü olmak üzere düzenlenen gösterilere ve gerçekleşecek diğer protestolara katılmaya çağırıyoruz. Day-Mer Türk-Kürt Toplumu Dayanışma Merkezi.’’
