Site icon Londra Gazete

Barış süreci bitmedi!

 

Soner Cagaptay(ortada) ve Ruşen Çakır’ın(en sağda) katıldığı Türkiye konulu toplantı parlamentoda gerçekleştirildi.

Londra merkezli Centre for Turkey Studies (CEFTUS) İngiliz Parlamento’sundaki Türkiye konulu toplantılarını sürdürüyor. Kurumun bu hafta yapacağı yeni toplantının konuşmacıları ABD’nin etkili think-tank’lardan Washington Institute Türkiye analisti Dr Soner Çagaptay ve gazeteci-yazar Ruşen Çakır oldu.

 

Washington Institute isimli düşünce kuruluşunun Türkiye analisti Soner Cagaptay

Toplantıda ilk sözü alan Soner Cagaptay, Türkiye’nin Ak Parti iktidarı süresince büyük bir ekonomik transformasyon yaşadığını vurguladı. Erdoğan’ın iktidarı süresince yapısal reformları büyük ölçüde tamamladığını kaydeden Cagaptay, söz konusu ekonomik performans sağlandığı sürece Erdoğan’ın iktidarını koruyacağını savundu. Türkiye’nin Ak parti iktidarı döneminde yabancı sermaye için oldukça cazip olduğuna işaret eden analist, “İronik biçimde ekonomideki gelişme sürerken politik özgürlükler azaldı” dedi.

Konuşmasında, Türkiye’nin Orta Doğu’da bir güç merkezi haline gelmeye yönelik dış politikasının başarısızlığa uğradığını ifade eden Washington Institute analisti Soner Cagaptay, Ak Parti hükümetinin Müslüman Kardeşler endeksli dış politika anlayışının, Türkiye’yi Orta Doğu’da yalnızlaştırdığına işaret etti.

“Türkiye’nin bugün bölgesinde müttefiki, dostu kalmadı” diyen Cagaptay, toplumsal kutuplaşmaya karşın Türkiye demokrasisinin geleceği konusuna iyimser olduğunu söyledi. Soner Cağaptay’ın Türkiye’nin  ekonomik gelişmesine yönelik değerlendirmelerinde,söz konusu başarılı performansın Erdoğan’a yönelik muhalefeti geliştiren etkenlerden birisi olduğu tespiti dikkat çekti. “Sağladığı başarı Erdoğan’a bela oldu. Gezi protestolarında göstericiler Erdoğan’a, ekonomik gelişmenin yaygınlaştırdığı cep telefonları ile yanıt verdiler”  diyen Cagaptay, Erdoğan’ın ülkenin istikrarını koruması ve liberal demokrasiyi sağlaması gerektiğini; aksi takdirde orta gelir seviyesindeki insanların zenginleşmesinin duracağını savundu.

Türkiye üzerine araştırmaları ile tanınan analistin “Türkiye’nin Atatürkçü laiklik dönemi bitti. Artık dinden özgürlük değil; dini özgürlük dönemi başladı. Bunun dengelenmesi gerekiyor” sözleri de dikkat çekti.

Gazeteci-yazar Ruşen Çakır

TÜRKİYE’DE GÜÇ ODAKLARI ERDOĞAN-GÜLEN VE ÖCALAN
Ceftus toplantısını bir diğer konuşmacısı olan gazeteci-yazar Ruşen Çakır ise konuşmasında Türkiye’de politik zemini üç gücün belirlediğini vurguladı. Erdoğan, Gülen ve Öcalan faktörlerinin toplum üzerindeki etkileri ve birbirleri ile ilişkilerinin politik çevreyi belirlediğini kaydeden Çakır, “ Erdoğan ve Gülen bir dönem müttefiktiler; şimdi düşman oldular. Erdoğan ve Öcalan düşmanken müttefik hale geldiler. Öcalan ve Gülen ise her zaman düşmandılar” diyen Ruşen Çakır sözlerini şöyle sürdürdü:

“Erdoğan zaman zaman sarsılan otoritesine ragmen gücünü korudu ve seçimleri kazanmayı bildi. Gülen’in gücü azalıyor. Öcalan ise sürekli arttırdığı gücünü pekiştiriyor. Kürt siyaseti altın çağını yaşıyor.  eşzamanlı olarak daha az özgür hale geldi.”

Gülen hareketi üzerine değerlendirmelerde de bulunan Ruşen Çakır, gücünün azlamasına rağmen, 1992 yılından bu yana, Türkiye’nin yanısıra İngiltere’den Irak Kürdistanı’na kadar bir çok ülkede etkili bir örgütlenme gerçekleştiren Gülen hareketinin gözardı edilemeyeceğini kaydetti. Çakır, Gülen medyasının yurtdışındaki gücünün Erdoğan’a yönelik suçlamaların hızlı bir kabul görmesine yol açtığını kaydetti.

Gülen cemaati ve AK Parti arasında yaşanan kavganın, 2012 yılındaki MİT soruşturması ile ayyuka çıktığını hatırlatan Çakır, Erdoğan’ın bu süreçte nihai hedef olduğuna inandığını aktardı. Geçmişte işbirliği yaparak, rakip olabilecek odaklaı etkisiz hale getiren iki tarafın, daha sonra devlet yönetiminde güç kavgasına giriştiğini söyleyen deneyimli gazeteci, “İki tarafın da birbirlerine yönelik suçlamaları doğru. Ancak iki tarafın da savunmaları doğru değil” diyerek ilginç bir tespitte bulundu.

Ruşen Çakır, Kürt sorununa ilişkin değerlendirmelerinde ise, müzakere sürecinin zaman zaman aksada devam ettiğini kaydederek “ Kürt hareketi açısından artık Kürtlerin varlığını tanımak yeterli gelmiyor. Ayrıca Kürdistan’ın varlığını da tanınması gerekiyor” dedi.
Ruşen Çakır bir soru üzerine de barış sürecinin bitmediğini savunarak “Süreç biterse zaten fiziksel olarak hissedilir. Bu sürecin bitmesi kimseye fayda sağlamaz. Sadece barış düşmanları bu işten karlı çıkarlar” dedi.

‘Yeni Türkiye’nin Dinamikleri: İç ve Dış Meseleler’ başlıklı toplantıya İşçi Partili milletvekili Stephen Twigg ev sahipliği yaptı.

 

Soner Cagaptay ve Ruşen Çakır, yoğun ilgi gören toplantıyı organize eden CEFTUS çalışanları ile

Exit mobile version