İNGILTERE Kıbrıs Türk Dernekleri Konseyi, İngiltere Premier Lig ekiplerinden Arsenal’e Mesut Özil’e yönelik uygulanan çifte standart, ayrımcılık nedeniyle bir mektup yollamıştı.
Konsey, Mesut’a karşı yapılan çifte standart ve ayrımcılık konusunda Arsenal’e bir mektup ile tepki göstermişti. Ayrıca Almanya’nın Dünya Kupası şampiyonluğu yaşamış oyuncusuna yönelik tavrı da eleştirmişti.
Mektup, İngiltere’nin en çok okunan The Sun ve Daily Mirror gazetesinin yanı sıra çok sayıda basın organında yer aldı. Mektupta, Özil’in Uygur Türkleri’ne destek paylaşımının ardından, Arsenal’in “adaletsizliğe karşı bir duruş sergileyen diğer İngiliz olmayan futbolculardan farklı bir muameleye maruz bıraktığı” savunuldu. Özil, Aralık 2019’da Twitter hesabından yaptığı paylaşımında, Uygur Türkleri’nden zulme direnen mücahitler” diye söz etmişti.
Konsey Başkanı Ertuğrul Mehmet, “Britanyalı Türkler adına kulübe bu açıklamanın gözden geçirilmesi çağrısı yaptığını” belirtmişti. Mektupta, kulüple yakından ilişkili Türk toplumunun Arsenal’in açıklaması ve devamında Özil’e yapılan kötü muamele nedeniyle giderek artan oranda, öfke duymaya başladığı vurgulandı. Ertuğrul Mehmet daha sonra “Maalesef, kısa süre sonra kulubün çok net bir çifte standart politikası uyguladığı görüldü” derken, İspanyol oyuncu Hector Bellerin’in İngiltere’de yapılan genel seçimlerden kısa süre önce paylaştığı Twitter mesajı örnek gösterdi.
Arsenal, Konsey Başkanı Ertuğrul Mehmet’in gönderdiği mektuba cevap verdi.
Arsenal iletişim ve toplum işleri müdürü Mark Gonnella tarafından Konsey’in mektubuna şu cevap verildi:
“Size ve meslektaşınız Sonya Karafistan’a geçen hafta vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz. Topluluğunuzun Avrupa’da ve ötesinde karşılaştığı sorunları daha iyi anlamamıza yardımcı oldu mektubunuz. Bunların Arsenal Yönetim Ekibinde daha geniş bir şekilde anlaşılmasını sağlayacağım.
İlk günden belirttiğimiz gibi, Arsenal’deki temel ilkelerden biri, kulüp olarak yaptığımız işin merkezine eşitlik ve çeşitliliği koymamızdır. Bu bağlamda, sizin ve çevrenizin mensuplarının Mesut Özil konusunda ayrımcı davrandığımızı düşünmesi üzücü oldu.
Bu kesinlikle doğru değil. Diğer iki oyuncu, Sokatris ve William Saliba ile birlikte kadro dışı olmaları, izin verilen sayılara uyma ihtiyacı göz önüne alındığında, teknik ekibimiz tarafından tamamen spor kriterlerine dayalı bir karardı.
Geçen sonbaharda Mesut’un gönderisine verdiğimiz cevabın üstüne çıkmasının, sizin toplumunuzda endişelere yol açtığını anlıyorum, ancak iki etkinlik arasında bir bağlantı yok. Mesut’un Uygur Müslüman toplumu ile ilgili paylaşıma dönersek, daha önce çok az anlaşılan bu duruma dünyanın dikkatini çektiği açıktır. Çalışanlarımızdan herhangi birinin ifade özgürlüğü hakkına sahip olduğunu ve genel amacımızın apolitik kalmak olduğu gerçeğini tamamen kabul ediyoruz.
Açık mektubunuz, Hector Bellerin Genel Seçimlere giden yolda Boris Johnson hakkında tweet attığında neden aynı şeyi yapmadığımızı anlatıyor. En basit cevap, o durumda bizden herhangi bir medya tarafından bir basın açıklamasıyla yanıt vermemizin istenmemesidir. Bize sorulmuş olsaydı, herhangi bir Arsenal çalışanının kişisel görüşlerini ifade etme yetkisine sahip olduğu konusunda açık olurduk, ancak halka açık forumlarda küfür kullanmamaları gerektiğini de belirtirdik.
Her zaman apolitik kalmaya çalışıyoruz ama bildiğiniz gibi bu satırlar bazen çok bulanık oluyor. Yakın zamanda yaşanan çatışmalardan sonra Nijerya’daki insanlara sempati duyduğumuzu gösteren son tweetimizle ilgili referansınız, muhtemelen istemeden siyasi sınırı aştığımız bir durumdur. Bu asla niyetimiz olmadı. Bu sefaletin ve sizin ve başkalarının tepkisinin bir sonucu olarak, politikamızı gözden geçirerek siyasi meselelerden kaçınma ihtiyacını pekiştirdim.
Umarım bu, sorularınızı veya endişelerinizi bir nebze cevapladı. Kulübün burada, Londra’da ve dünyanın her yerindeki Türk / Kıbrıslı toplumdan büyük bir takipçisi olduğunu biliyoruz. Umarım gelecek için güçlü bir ilişki kurabiliriz.”