İNGİLTERE’DE yaşayan ve aslen Kıbrıslı Türk olan, Mehmetçik Spor Kulübünün genel sekreteri ve pasta şefi Özel Sarı, başarılarını, çalışmalarını ve tecrübelerini Londra Gazete ile paylaştı.
Sarı, İngiltere’de yaşayan Kıbrıslıların kimliğini, kültürünü korumak ve gençler bir arada tutma mücadelesine yıllardır katkı koyuyor.
Özel Sarı, 1995 yılında Londra’da doğup büyüdü. 2014 yılında South Bank Üniversitesi’nde işletmecilik bölümünü okudu ve aile şirketinde çalışmaya başladı. Daha sonra hukuk üzerine ek kurslar alarak sigorta sektöründe kendini geliştirip aile şirketini büyütmek için çaba gösterdi.
5 yaşından itibaren futbol sahalarında koşturan Sarı, 1976 yılında kurulan Londra Türk Toplum Futbol Federasyonu (TTFF) bünyesinde kulüp ve TTFF başkanlığı yapan babasına her daim eşlik etti. Babasının futbol sevdasından dolayı futbol sahalarında büyüdüğünü söyleyen Sarı, 2016 yılından itibaren Mehmetçik Spor Kulübünün genel sekreterlik görevini sürdürüyor.
ÇEŞİTLİ ZORLUKLARA GÖĞÜS GERDİK
Türkçe konuşan toplumun içinde büyüyen Sarı, şu ifadeleri kullandı:
“5 yaşından beri Türk Toplum Futbol Federasyonun bir parçasıyım, 2008 yılında babam Mehmetçik Spor Kulübünün başkanlığını devretmişti ancak ben ve annem bu görevi 8 yıl sonra üstlendik. Son dört yıldır annem kulübün başkanlığını, ben ise genel sekreterliğini yapıyorum. Kulübü devraldığımızda ikinci ligdeydik ama daha sonra birinci lige yükseldik ve 2018/19 sezonunda play-off finalinde şampiyonluğu kaybettik. Mehmetçik takımımızla kısa bir sürede, çeşitli zorluklara göğüs gererek birçok başarılara imza atmayı başardık. TTFF tarihinde ilk kez bir anne ve kız futbol kulübü yönetiyor. Annemle birlikte omuz omuza vererek önyargıların üstesinden gelerek kulübümüzü güçlendirmeyi başardık.”
FUTBOL SEVDAM BANA İNSAN DEĞERİNİ ÖĞRETTİ
TTFF tarihin en genç kulüp yöneticisi olan Sarı, ‘kadınlar futboldan anlamaz’ söyleminin asılsız olduğunu vurgulayarak, tecrübelerini şöyle aktardı:
“Takım sevdası genelde babadan geçer. Baba fanatikse adeta aşılar o sevgiyi. Ben Mehmetçik’i babam sayesinde sevdim. Lakin kadınlar da hırslıdır. Başarıyı hedeflediği zaman önünde kimse duramaz. Futbolda da azim bir numaralı silah. Sahaların içinde büyümem, topluma hizmetin önemini bana her daim hatırlattı. Diğer gençler gibi her hafta sonu gezip dolaşmak yerine ben her pazar günü oyuncularımın yanında durup destek olmayı tercih ettim. Futbol sevdam bana insan değerini öğretti.”
ÜNLÜ İSİMLERE LEZZETLİ PASTALAR ÜRETTİ
Başarılı ve genç girişimci Sarı, iş ve futbol dışında pastacılık alanında ayrıca kendini geliştirerek, birçok ünlü isim için pasta yaptığını belirtti. 2018 yılında annesi için yaptığı bir pastanın ardından kendini bu alanda geliştirmeye karar veren Özel, şimdilerde Josh Denzel, Olivia Buck, Alex Bowen, Nathan Massey, Cara de La Hoyde ve Jesy gibi ünlü isimlere lezzetli pastalar üretiyor.
Son iki yılda geniş bir kitleye hitap ederek adeta lezzet durağı olmayı başaran Sarı, ‘bespokebyozel’ ismindeki Instagram hesabında ürettiği çeşitli pastaları paylaşıyor.
Pasta yapmanın kendisi için bir tutku haline geldiğini ifade eden Sarı, Londra ve Essex bölgesinde birçok müşteriye sahip olduğunu ve özellikle son dönem Londra dışında ciddi bir talep olduğunu belirtti.
AİLEM BENİ SÜREKLİ TEŞVİK ETTİ
Pasta sektöründe marka haline gelmek istediğini vurgulayan Sarı, şöyle konuştu; “Pasta yapma tutkum tesadüfen başlamıştı, annem yılbaşı gecesi için bir pasta yaptırmak istiyordu ancak pastayı yaptırmak istediğimiz ünlü pasta şefine ulaşamadık. Bende kendim pastayı yapmayı tercih ettim, daha sonra ailem beni sürekli teşvik etti ve özel günler için pasta siparişleri almaya başlamıştım.
ASLA PES ETMEDİM
Gıda hijyeni ve güvenliği için 2. seviye sertifikamı aldım ve belediye tarafından hijyen açısından beş puan almayı başardım. Ürettikçe daha geniş bir kitleye ulaşmayı başardım, daha iyi olmak için yeni teknikler ve püf noktalar öğrendim. Gece yarılarına kadar çalıştım ve kendimi geliştirdim. Asla pes etmedim.”
Sarı, son olarak şu ifadeleri kullandı “Küçük yaştan beri çeşitli faaliyetlere dâhil oldum ve farklı tecrübeler kazandım. Bu birikimler bana toplum sevdasını ve emeğin değerini öğretti. Bununla birlikte hayattaki en büyük zenginliğin, vicdanınız, inancınız, dürüstlüğünüz, hayata karşı duruşunuz ve prensipleriniz olduğunu öğrendim. Dolayısıyla, amacım önce kendime, daha sonra toplumuza ve dünyaya faydalı bir insan olmaktır.”