Site icon Londra Gazete

Kıbrıs sevdalısı, genç ve yetenekli şef: İsmayil İbrahim

İngiltere’de doğup büyüyen ve aslen Kıbrıslı Türk olan İsmayil İbrahim, genç yaşta kazandığı tecrübe ve pişirdiği yemeklerle başarı merdivenini hızla tırmanıyor.

Şimdilerde 25 yaşında başarılı ve iyi bir şef olan İsmayil İbrahim, İngiltere’de doğup büyümesine rağmen Kıbrıs mutfağına oldukça hâkim. Sadece kültürel mutfağıyla kalmayan İbrahim, dünyanın en zengin mutfaklarında bulunan yemekleri pişiriyor ve bununla birlikte özel pastalarda üretiyor.

Küçük yaştan itibaren şef olma hayalini kuran İbrahim, sosyal medya aracılığıyla geniş bir kitleye ulaşıp yeteneklerini sergilemeye devam ediyor. Yetenekli ve girişimci genç tecrübelerini biriktirmeye devam ederken, Instagram’da, ‘isocakes’ isiminde açtığı yemek ve tatlı sayfasında pişirdiklerini sürekli sergiliyor. Oldukça ilgi gören İbrahim, yeni başarılara imza atmayı hedefliyor.

Londra Gazete olarak bu hafta genç şef İsmayil İbrahim ile özel bir röportaj yaparak kendisini yakından tanımaya çalıştık. İbrahim yemek pişirmeye olan ilgisinin nenesini izleyerek başladığını belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Küçük yaştan nenemin yaptığı yemekleri ve tatlılara hayrandım, bu kadar lezzetli ve güzel yemekleri nenem nasıl yapıyor diye her zaman sordum kendime. Esasında zaten yemek pişirme merakım böyle başladı. Hayvanları da çok sevdiğim için vetiren olacağım derdim, ama şef olmayı tercih ettim. Küçüklüğümden itibaren yemek pişirmeye ilgim vardı, sürekli yeni bir şeyler denemek istiyordum. Dolayısıyla eğitim hayatımda bu alanı seçtim ve Westminster College’de Gastronomi bölümünü okudum. Üç yıl boyunca Londra’nın en iyi okullarından birinde eğitim gördüm.

KIBRIS TÜRK MUTFAĞINI TANITIYORUM

Yemek yapmak aslında göründüğü kadar kolay değil, ama ben çok hırslı bir kişiliğe sahibim ve her şeyin en iyisini yapana kadar mücadele ediyorum. Eğitim dönemimde çeşitli yarışmalara katıldı ve birincilikle tamamladım. Katıldığım yarışmalarda özellikle Kıbrıs Türk mutfağını tanıtmak için özen gösterdiğim, mesela bir yarışmada ekmek yapmamız gerekiyordu ben ise biraz farklı bir yaklaşım sergiledim; zeytinli ve hellimli yaptım ve jüriler buna bayılmıştı. Genel olarak bana dayatılan kuralların çerçevesinde hayal gücümü kullanıp yatırıcı olmayı seçiyorum. Bunu yaparken Kıbrıs Türk kimliğimi ve kültürümü unutmuyorum, amacım memleketimin mutfağını yabancılara tanıtmak.

UMUDUMU KAYBETMEDEN KENDİMİ ZORLADIM

Mezun olduktan sonra Harrods’da çalışmaya başladım, yaklaşık bir yıl orada çalıştım ve yeni şeyler öğrendim orada. Genç yaşta öyle bir yerde çalışmak kolay değildi aslında, yeterince tecrübem yoktu ama umudumu kaybetmeden kendimi her zaman zorladım. Yüksek tempolu bir iş olmasında rağmen hızlıca adapte oldum ve kendimi bir şeyler katmayı becerdim. Harrods’un ardından üç yıl Sheraton Grand otelinde pasta şefi olarak çalıştım. Kendimi bu alanda geliştirmem için önemli bir fırsattı benim için ve bunu en iyi şekilde değerlendirdiğimi düşünüyorum. Şu an Edmonton bölgesinde bulunan büyük bir pasta merkezinde çalışıyorum ve bunun birlikte kendi özel işlerimi yapıyorum.”

Sosyal medyayı kullanarak geniş bir kitleye ulaştığını belirten İbrahim, çağımızın en etkili platformu olan dijital medya aracılığıyla yeni yemek tarifleri öğrendiğini, arkadaşlıklar edindiğini ve kendisini iyi bir şekilde tanıttığını söyledi.

NERDEN GELDİĞİMİZİ UNUTMAMIZ GEREKİYOR

Kuzey Kıbrıs ile güçlü bir bağı olduğunu vurgulayan İbrahim, konuşmasına şöyle devam etti: “Küçüklüğümden itibaren memleketimize çok bağlıyım, her yaz tatilinde Kuzey Kıbrıs’a gitmeyi tercih ediyorum. İngiltere’de doğup büyümüş olsakta, kim olduğumuzu ve nerden geldiğimizi unutmamız gerekiyor. Çocukken oradaki ailemle köyde kalıyordum, ovaya veya mandıraya giderdim. Köy hayatını çok severdim, bir nevi huzur buluyordum ordayken. Hatta gözlemlediğim köy kültürünü Londra’ya da taşımak istedim.

KIBRIS’I LONDRA’YA TAŞIDI

Londra’da her istediğimizi bulamayız, Yaşar Halim gibi marketler var ama ben Kıbrıs’ta ne gördüysem burada onu yaşatmak istiyorum. Mesela ben Kıbrıs’tan buğdayım getiriyorum ve kendi tarhanamı yapıyorum, yoğurt, hellim, bulgur köftesi ve her çeşit macun yapıyorum. Aklınıza ne gelirse yapıyorum kısacası. Nenem ve ailem hayatımda büyük bir rol oynuyor aslında, çoğu bildiklerimi onlardan öğrendim ve olanlarda her daim bana destek oldular.”

Pandemi dönemi herkes gibi bizi de oldukça etkiledi ve bir süre iş yerimde çalışmadım. Aktif bir kişiliğe sahip olduğum için yine pek rahat durmadım ve daha önce denemediğim yemekleri pişirdim ve sosyal medya üzerinde eğlenceli görüntüler oluşturarak tarifler sundum. Ürettiğim içerikler oldukça ilgi gördü, örneğin sushi, vegan lahmacun, döner, nutella baklava gibi çeşitli yemekler ve tatlılar yaptım. Farklı yaş gruplarına hitap ettim ve baya ilgi gördüm.”

İbrahim, toplumsal faaliyetlerde ayrıca oldukça aktif olduğunu belirterek, son üç yıldır düzenlenen Kıbrıs Türk festivallerinde el açımı gatmer, sütlü börek ve bidda badadez yaptığını kaydetti.

KÜLTÜRÜMÜZE SAHİP ÇIKMAMIZ GEREKİYOR

İbrahim, “Son bir yıldır Kıbrıs Türk Gençlik ve Aile Birliği İngiltere’de Asbaşkan olarak görev alıyorum, burada Kıbrıs Türk kimliğimize ve kültürümüze sahip çıkıp tanıtmak için faaliyetler düzenliyoruz. Geçen yıl kurum olarak bidda badadez yaptık bende buna öncülük yaparak gençlere tarif ettim ve hep birlikte yaptık. Memleketime çok bağlıyım, bu bağımı her daim güçlendirmek için çaba sarf edeceğim. Yediğimiz yemekler bizim kültürel değerlerimizdir aslında, yerel üretime ve kültürümüze sahip çıkmamız gerekiyor. Gençlerimiz burada kültürünü unutuyor çünkü İngiltere’deki farklı kültürel mutfaklarına adapte olmaya başlıyorlar, dolayısıyla bizlerde KTGAB olarak bunu genç nesillerimize kültürümüzü tanıtmaya çalışıyoruz.”

Exit mobile version