ON bir ayın sultanı Ramaz’ı Şerifin maneviyatını yaşayacağımız bu günlerde Londra Din Hizmetleri Müşavir Vekili İsa Karadere, Londra Gazete okurlarına özel bir mesaj kaleme aldı.
Mesajında Koronavirüs salgınına da değinen Karadere, Raman ayının maneviyatının öneminden bahsetti.
Londra Din Hizmetleri Müşavir Vekili İsa Karadere’nin mesajı şöyle:
“Hoş Geldin Ey Şehr-i Ramazan
Küresel bir salgına dönüşen ve tüm insanlığı etkisi altına alan Koronavirüs salgını sebebiyle, yorgun ve bîtap düşen gönüllere bir rahmet, bir ümit ve bir huzur getirmesini temenni ettiğimiz, her zamankinden çok daha fazla muhtaç olduğumuz mübarek Ramazan ayına ulaşmış olmanın sevincini yüreklerimizde hissetmekteyiz. Sevincimizin ve temennilerimizin dile gelmiş haline de şair Sezai Karakoç’un şu şiirinde rastlamaktayız:
“Ey oruç, diriltici rüzgar, İslam baharı
Es insan ruhuna inip yüce ilham dağından
Kevser içir, ab-ı hayat boşalt kristal bardağından
Susamış ufuklara, insan kalbinin ufuklarına”
İnsanlığın sevgi ve merhameti kuşanmaya yeniden ihtiyaç duyduğu bir dönemde bizleri evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennem azabından kurtuluş olan bereketli Ramazan-ı Şerif’e ulaştıran Cenab-ı Hakka sonsuz şükürler olsun. O’nun sevgili peygamberi, merhamet ve güzel ahlakın en nadide örneği Hz. Muhammed’e de (sav.) salât ve selam olsun.
Bu yılki Ramazan ayı, önceki yıllara nazaran Müminlerin gönüllerine sevincin yanında hüznü de yerleştirmiştir. Koronavirüs salgının gölgesi altında geçirmek zorunda kalacağımız sahurlar, iftarlar, teravihler, mukabeleler ve Ramazanı anlamlı kılan birçok eşsiz güzellik içimizde buruk bir sevinç oluştursa da Müminler olarak bizler, bu sıkıntılı dönemlerin geçici dünya hayatının bir imtihanı olduğu bilinciyle, karamsarlığa, korku ve ümitsizliğe düşmeden, imanımızdan aldığımız güçle, İnşirah suresinde geçen “Şüphesiz zorlukla beraber bir kolaylık daha vardır.” ilahi müjdesine yürekten inanarak hareket etmeli ve bu tavrı kendimize düstur edinmeliyiz.
Diyanet İşleri Başkanlığımız her yıl Ramazan ayında yüce dinimiz İslam’ın hayat veren ilkelerinden birini tema olarak gündemine almaktadır. Bu yılın teması ise “Ramazan ve Sorumluluk Bilinci” dir. Bu meyanda insanoğlu ilk olarak yaratıcısına sonra da yaratılana karşı sorumluluklar altında olduğunun farkında olmalıdır. Özellikle dünyayı saran ve her gün binlerce insanın ölümüne sebep olan bir salgın döneminde insanoğlu, üzerindeki sorumluluk bilinciyle hareket etmeli ve bu salgından korunma yolundaki yüce dinimizin eşsiz öğretilerini de kulak ardı etmemelidir. Peygamberimizin (sav.) bu konudaki birkaç uyarısı şu şekildedir:
“Bir yerde veba (salgın) olduğunu duyarsanız oraya girmeyin, bulunduğunuz yerde veba çıkarsa o bölgeden de ayrılmayın!” (Buhari, Tıb, 30) “Hastalık taşıyan kişi sağlam kişinin yanına gitmesin!” (Buhari, Tıb, 53.) Aynı kararlığı sahabe döneminde de görmekteyiz. Nitekim doğal afet veya salgın hastalık sebebiyle cemaate katılmanın tehlikeli olduğu zamanlarda sahabenin, ezandaki “Haydi namaza!” ifadesi yerine “Namazı evinizde kılın!” cümlesini okuttukları bilinmektedir. (Buhari, Cuma, 12) Bütün bu hassasiyetler yüce dinimizin toplum sağlığını korumadaki kararlığını göstermektedir.
Ramazan ayını ailelerimizle geçireceğimiz düşüncesinden hareketle Din Hizmetleri Müşavirliği olarak 29 görevlimizle birlikte Birleşik Krallık genelinde, çeşitli sosyal medya kanallarından mukabele, vaaz ve sohbet gibi programlar icra edilecektir. Derslere katılmak isteyenler bulundukları bölgeye en yakın Din Görevlimize müracaat edebileceklerdir. Ayrıca facebookta “İngiltere Diyanet Vakfı” sayfasından da imsakiye, güncel gelişmeler ve duyurular yayınlanacaktır.
Yine bu süreçte Diyanet Tv aracılığı ile vaaz ve sohbet programlarının yanısıra 30 farklı hafız tarafından okunan “30 Cüz 30 Hafız” adlı mukabele programı günün 3 farklı vaktinde yayınlanacaktır.
Bu itibarla rahmet ve bereket mevsimi olan Ramazan ayının vücutlarımıza sağlık, hastalarımıza şifa, kalplerimize huzur ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini temenni eder, bu koronavirüs salgınından da bizleri tez zamanda kurtarmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ederim.”