Turizmde uzun dönem için hükümetler üstü devlet politikasının oluşturulması ve kısa dönemde acil önlemler için ilgili kurumların biraraya getirilmesi gerektiğine dikkat çeken Yaşarata sözlerine şöyle devam etti:
‘Örneğin bugün Coca Cola gibi isim değeri 20 milyar dolar olan bir şirket bile yaptığı araştırmada imaj, tanıtım ve pazarlama harcamalarını yüzde 40 azaltığı durumda satışlarında yüzde 60 gerileme riski olduğu, bir yıl boyunca hiç reklam yapmaması durumunda ise marka değerini tamamen yitirme riski yaşayabileceğini saptanmıştır. Bir ülke, imaj stratejisini bir şirketten daha ciddiye almalıdır.’
2007 KÖTÜ GEÇTİ
2007’de Kuzey Kıbrıs’ın yeterli tanıtım bütçesi ayırmaması ve İngiltere ekonomisinden kaynaklanan nedenlerden dolayı İngiltere pazarından KKTC’ye yüzde 40 daha az turist gitmesinden yakınan Dr. Yaşarata, ‘Küresel anlamda turizmdeki gerileme oranının KKTC’de çok daha fazla olması bilimsel olarak masaya yatırılması gerekmektedir. Eğer hükümet her geçen gün artan uluslararası rekabete karşı önlem almaz ve işi oluruna bırakırsa özellikle İngiltere pazarındaki var olan küçük payımızı bile yitirebiliriz’ dedi.
Dr. Yaşarata, Cyprus Premier Holidays’in kurulalı bir yıl olmasına karşın 3 bin İngiliz turisti Kuzey Kıbrıs’a götürmeyi başardığını vurgulayarak hedeflerini şöyle aktardı:
‘Bütün tur operatörlerinin olduğu gibi bizim de 2008 ve sonrasındaki hedeflerimiz KKTC’nin izleyeceği turizm politikasına bağlı. Biz Cyprus Premier Holidays olarak ülke ekonomisine domino etkisi yaratacak katkımızın bilincindeyiz ve 2008’de iki katı İngiliz turist götürmeyi hedefliyoruz. Ülke genelinde bakarsak yılda en az 100 bin turistin konaklanması sağlandığında randıman alınabilecektir. Ülkenin kısa dönem hedefi 100 bin turist olmalıdır.’
DOKTORA TEZİNDE
ADALARI İNCELEDİ
London Metropolitan University’de ‘Akdeniz’deki küçük adalarda turizmin gelişmesi’ başlığındaki teziyle doktor ünvanını da alan Dr. Yaşarata, akademik çalışmasında ulaştığı sonuçları şöyle paylaştı:
‘Tezimde Güney Kıbrıs, Malta ve İspanya Mayorka adasını mercek altına almıştım. Bu ülkeler alt yapılarını tamamlamaya çalışırken imaj, tanıtım ve pazarlama çalışmalarını da sürdürdüler. Genellikle ada devletlerinde turizm lokomotif sektör olarak görülüyor. Güney Kıbrıs’ın turizm geliri 2, Malta’nın ise 1 milyar dolardır. Bu konuda kaz gelecek yerden tavuk esirgenmemiş ve özverili bir biçimde yatırım yapılmaya özen gösterilmiş. KKTC’de yıllık turizm geliri ise ne yazık ki 300 milyon dolar dolayında. Elbette bu ülkelerin tanıtım harcamalarındaki oranları da gelirlerine pararlel ölcüdedir.’
‘AVCI BİR ŞANS’
Kuzey Kıbrıs’ın rekabet üstünlüklerinden de söz eden Yaşarata sözlerine şöyle devam etti:
‘Biz de unun, şekerin en iyisi var ama helva yapacak vizyon yok. Kuzey Kıbrıs’ın panoraması, bozulmamış doğası, misafir sever kültür yapısı, yeni tatil köyleri – hotelleri ve uygun fiyat politikasına karşın turizmde hükümetler üstü bir devlet politikası bir türlü oluşturulamamıştır. Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Turgay Avcı’nın turizm kökenli olmasını bir şans olarak görüyoruz. Turizm ve Ekonomi Bakanlığı’nın Dünya Turizm Fuarı’ndaki yatırım sözü de sevindirici. Eğer, söylenildiği gibi imaj, tanıtım ve pazarlamada konusunda ciddi bir bütçe ile yatırım yapılırsa 2010’lu yıllarda Kuzey Kıbrıs’ta turizm patlaması yaşanabilir.’
Dr. Yaşarata ayrıca, Kıbrıs dışındaki Türklere de çağrıda bulunarak, ‘KKTC’de tatil yapanlar unutulmaz bir tatil yaşarken aynı zamanda Kuzey Kıbrıs ekonomisine katkı da bulunarak izolasyonları boşa çıkarmış olacaklardır’ şeklinde konuştu.