Haber ve Fotoğraflar: Cihan Şenlik
Tatile gittiği otelde kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden Gülbahar Aslan için Enfield Alevi Kültür Merkezinde veda töreni düzenledi.
Bodrum’da konakladığı otelin havuzunda kalp krizi geçirdiği için ölü bulunan genç kız, yapılan adli tıp kontrolünün ardından memleketi Elbistan’a gönderildi. Aslan, Elbistan Cemevinde yapılan cenaze törenin ardından Karaçar köyünde toprağa verildi.
Son yolculuğuna uğurlanmak üzere Karaçar (Özcanlı) köyüne getirilen Aslan için Londra’da eş zamanlı tören yapılarak, sevenleri Enfield Alevi Kültür Merkezinde bir araya geldi.
Britanya Alevi Federasyonu Başkanı İsrafil Erbil, geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden Aslan hakkında bir konuşma yaptı.
Aslan’ın çok iyi bir genç olduğunu, çevresindeki herkes tarafından sevildiği, ahlaklı bir yaşam tarzı olduğunu dile getiren Erbil, “Gittiği yerde bir konsere gitmişti, konserden sonra rahatsız olmuş; zaten ailesinden, kardeşinden de kalp rahatsızlığı olduğunu biliyoruz. Kendisini rahat hissetmediği için gecenin o saatinde havuza girmek istemiş, biraz rahatlamak istemiş aslında. Sonra otelin kameralarında da ortaya çıktı ki, havuzun ortasında bulunan adacığa kadar yüzmüş, orada fenalaşmış ve aslında fenalaştıktan sonra suyun içine düşmüş. Doğal olarak birçok insan birçok şey söyledi ama yoldaşımızın adli tıp raporunda da söylendiği gibi ölüm nedeni kalp krizidir.”
Genç kadının ölüm haberi ile yasa boğulduklarını ifade eden Erbil, okuduğu veda metni ile herkesi gözyaşlarına boğdu. Erbil’in okuduğu veda metni şöyle:
“Gülbahar’ımız, evladımız, yarenimiz, yoldaşımız, emekçimiz, en genç yönetimiz, yaz sıcağında Temmuz ortasında adeta bir kuş telaşında bıraktın. Çok acele, çok çabuk olmadı mı? Oysa hiç telaşlı olmayan sakin, sessiz, güven veren halin vardı. Konuşurken bile bir kelebek sessizliğinde iletişim kurardın. Bir güvercin kadar masum halile gönüllerimizdesin. Sabahın erken saatlerinde gelen haberle dünyamız yıkıldı. Hiçbirimiz inanmak istemedik. Sana yakıştıramadık erken vedalaşmayı, üstüne konduramadık seni toprağa sırlamayı. Sen bizim en küçüğümüzdün, nazlımızdın, kıyamadığımızdın. Görev verirken bile ağır olmasın, yaşamından çalmayalım diye düşünürken, nasıl yakıştırabilirdik yaşanmamış bir ömrü geride bırakmanı. Britanya koşullarında büyümüş genç bir yoldaşımız olmana rağmen nasıl duyarlıydın bir bilsen. Keşke seni sana anlatabilseydik yanımızdayken. Nereden bilebilirdik ki bu kadar çabuk elveda diyebileceğini. Oysa daha anlatamadığımız, yaşayamadığımız o kadar çok şey var ki.”
“Şu an Karaçar’da toprağa sırlanıyorsun, emek verdiğin, hizmet ettiğin bu mekanda ise seni kalplerimize sırlıyoruz. Elbette yolumuz yanına uğrayacak. Her bir yoldaşın her fırsatta seni yeni evinde, baba dede ocağında, Nurhak Dağı eteklerinde gelip ziyaret edeceğiz. Öğretimizin bize dediği gibi, senin de bildiğin gibi yaşamaya devam edeceksin.
Bu nedenle biliyoruz ki, her ziyaretimizde ya bir papatya ya da bir gelincik olarak Nurhak Dağının rüzgarlarıyla bize el sallayacaksın. Bu halimizle yaşadığımız sürece elbette yüreğimizde yangın olacaksın. Her dilden ağıtlar bize seni hatırlatacak. Ama olsun sen yine de bizim solmayan gülümüz olarak kalacaksın. Yoldaşımız, kardeşimiz, Gülbahar’ımız! Şimdiden özledik seni! Hiçbirimiz sensiz hayata alışmak istemiyoruz, kalplerimize sırlıyoruz. Anıların, hatıraların, sohbetin bizimle olmaya devam edecek. Devrin daim olsun, Hızır yoldaşın olsun. Yoldaşların!”
Erbil’in okuduğu veda metninin ardından Aslan ailesi adına Ersin Cimikoğlu bir konuşma yaptı. Cimikoğlu, acı haberin kendilerine ulaştığında aile olarak yaşadıklarını anlatıp, genç Gülbahar’dan, yaşamından ve ahlakından bahsetti.
Cimikoğlu’nun konuşmasının ardından Ali Yıldız ve Umut Özkan ağıt okudu. İkilinin okuduğu “Geldi Vedalaştı” ağıtı herkesi duygulandırdı.
Okunan ağıtın ardından Enfield Alevi Kültür Merkezi İnanç Kurulundan Doğan Erdoğan gülbank duasını okuduktan sonra tören sona erdi. Tören sonunda Aslan için lokma dağıtıldı.