KKTC Londra Temsilcisi Oya Tuncalı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 35. kuruluş yıldönümü nedeniyle mesaj yayımladı.
Mesajına “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 35. kuruluş yıldönümünü kutlamanın haklı gururu ve mutluluğu içerisindeyiz” diyerek başlayan Tuncalı’nın mesajı şöyle:
“Birleşik Krallık’ta yaşayan değerli vatandaşlarım, sevgili kardeşlerim;
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 35. kuruluş yıldönümünü kutlamanın haklı gururu ve mutluluğu içerisindeyiz.
Kıbrıs Türk Halkı, yıllarca süren bağımsızlık mücadelesinin sonunda Anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Anadolu Halkının desteği ile 15 Kasım 1983 tarihinde egemenliğini ilan ederek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kurmuştur.
Verilen bu mücadelemizin görkemli eseri olan Cumhuriyetimiz, geride bıraktığımız 35 yıl içerisinde bölgede önemli bir barış ve demokrasi merkezi olduğunu göstermiştir. Halkımız bu kısa zamanda yaşanan tüm zorlukların tecrübesiyle ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda başarılar kaydederken, sosyal dokusunu ve çok sesliliğini korumuştur.
Bizler her zaman adada iki toplumlu, iki kurucu devletin eşit statüsüne dayalı adil ve kalıcı bir çözüme ulaşılması için gerekli gayreti göstermekteyiz. Geçtiğimiz ay Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin Güvenlik Konseyine sunduğu raporunda, Kıbrıs’ta statükonun sürdürülebilir olmadığı ve kalıcı bir çözüme ihtiyaç duyulduğu yeniden teyit edilmiştir. İlaveten, sonuç getirmeyen görüşmelerin artık geride kaldığını belirterek, müzakerelerin başlayabilmesi için önce tarafların temel diyalog yapmaya ihtiyaçları olduğuna vurgu yapılarak çözümün ancak sonuç odaklı bir yaklaşımla başarılabileceğine dikkat çekilmiştir. Kıbrıs Türk tarafı bu çerçevede iyi niyetle çabalarına devam etmektedir. Ancak Kıbrıs Rum tarafının son açıklamaları ‘siyasi eşitlik’ konusundaki farklı anlayışlarını somut şekilde ortaya koyarak bir kez daha ortak vizyon eksikliğini gözler önüne sermektedir. Bu kaygı verici açıklamalar Kıbrıs Rum tarafının yönetimi bizlerle paylaşmak istememesinin açık bir göstergesidir.
Bir çözüme ulaşılması için her zaman gösterdiğimiz olumlu tutuma rağmen Kıbrıs Türk Halkı’na uluslararası toplum tarafından hayatın her alanında uygulanan ve hiçbir yasal dayanağı olmayan izolasyon ve ambargolar devam etmektedir. Uluslararası toplumun ve Birleşik Krallık’ın haksız uygulamaları sona erdirecek somut adımları atmasının gerekli olduğunu ve böylelikle adaletin ve dengenin Kıbrıs’ta yeniden yerleşeceğini biliyoruz.
Adanın etrafındaki doğal kaynaklara tek başına sahip olma gayreti içerisinde olan Kıbrıs Rum tarafı, bu konuda tek taraflı adımlar atmaya devam etmektedir. Burada bilinmesi gereken tek gerçek, Kıbrıs’ta bulunan doğal kaynakların üzerinde Kıbrıslı Rumlar kadar, Kıbrıslı Türklerin de hak ve çıkarlarının mevcut olduğudur. Bizler hak ve çıkarlarımızı korumaya devam edeceğiz. Başbakan Yardımcımız ve Dışişleri Bakanımız Sayın Kudret Özersay’ın da açıkladığı gibi Kıbrıslı Türklerle, Kıbrıslı Rumların birlikte istişare halinde hidrokarbon aramaları ve sondaj çalışmaları yapması ve her iki topluma ait olan bu doğal zenginlikleri birlikte çıkarma yönündeki önerimiz halen geçerlidir. Ancak artık izleyen ve protesto eden konumda olmayacağız ve deniz yetki alanları ile ilgili yapılan çalışmalarımızın durdurulmasına da izin vermeyeceğiz.
Kıbrıs Türk Halkının yarım asrı geçen haklı davasının başarıya ulaşması için verdiği mücadelenin yanında, Birleşik Krallıktaki vatandaşlarımızın da her zaman olduğu gibi işbirliği ve dayanışma içerisinde her türlü desteği vermeye devam edeceğine içtenlikle inanıyorum.
Bu anlamlı gün vesilesiyle, Kıbrıs Türk Halkının özgürlüğüne kavuşması için canlarını feda eden şehitlerimizi rahmetle anar, gazilerimizi şükranla selamlar, tüm vatandaşlarımızın Cumhuriyet Bayramını en içten duygularla kutlar, sevgi ve saygılarımı sunarım.”