AKEL Partisi üyeleri Derviş Ali Kavazoğlu ve Kostas Misaulis, ölümlerinin 53’üncü yıldönümünde Londra’da yapılan etkinlikle anıldı.
Kıbrıslı Rum ve Türklerin birlik ve barış içinde yaşaması için hayatlarını feda eden Kavazoğlu ve Misaulis, öldürülmelerinin üzerinden yarım asır geçmesine rağmen unutulmadı. 11 Nisan 1965 tarihinde bir suikast sonucu öldürülen Kavazoğlu ve Misaulis için 12 Nisan Perşembe akşamı yapılan ve Kıbrıs Toplum Merkezi’nde gerçekleşen etkinliğe Kıbrıs adasının her iki tarafından birçok katılımcı büyük ilgi gösterdi.
Toplantı açılışında bir slayt gösterisi ve konuşmasıyla katılımcılara seslenen AKEL Partisinden Takis Hadjigeorgiou günün anlam ve önemini belirtirken adanın iki bölümünde bulunan toplumların kardeşliğinin bu tip toplantılarda en önemli hususlardan biri olduğunu belirterek şu açıklamayı yaptı:
“Kıbrıs’ta çözümün parametrelinin bizlere yavaş fakat emin adımlarla ilerlediğine dair mesaj vermesi gerektiğine inanıyorum. Türkiye, Kıbrıs’ın politik hayatına karışmayı ve müdahale etmeyi bırakmalıdır ve bu olmadığı sürece, Kıbrıslılar arasındaki endişeler büyümeye devam edecektir ve bu yüzden Kıbrıs’ta olası bir çözüm için inanç kaybı yaşanacaktır.”
“Bir çözüm çerçevesinde, Avrupa Adalet Divanı veya Avrupa’dan farklı kuruluşlarla birlikte çalışıp destek almamız çok önemli. Mesela Avrupa Adalet Divanı, askeri birliklerin varlığına karşı, güvenlik ve adalet duygusunu güçlendirecektir. Öte yandan ise Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk okullarıyla birlikte federal okullar kurmak için çalışmalıyız. Veya adayı yeniden bağlayacak bir demir yolu hattına ne derseniz?
Kranz Montana’daki müzakerelerin çöküşü hayal kırıklığı yaşatmış olabilir, fakat hala ortak bir vatan inancını gerçeğe dönüştürmeye hazır olan Kıbrıs Rumlar ve Kıbrıslı Türkler var. Bu nedenden dolayı iki liderin bir araya gelip çıkmazları aşmalı.”
Anma gecesine katılan CTP milletvekilli Doğuş Derya, konuşmasında günün anlam ve önemine değindi ve Kıbrıs’ta bir çözümün şart olduğunu vurgulayarak aşağıdaki ifadeyi kullandı:
“Bağımsız ve birleşik Kıbrıs uğruna Kavazoğlu ve Misaulis katledilmişti, tıpkı Ayhan Hikmet ve Muzaffer Gürkan gibi. Burada, ortak bir vatanın ideallerine inanan ve adamızın birleşme arzusunun bedelini ödeyen tüm Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türkleri saygıyla anıyorum.”
“Yaklaşık yarım yüz yıla aşkın bir süredir, adamızın her iki tarafında milliyetçi fanatiklerin egemen olduğunu biliyoruz. Türkiye’deki yapısal değişimler ise Kuzey Kıbrıs’a ciddi oranlarda yansımaya devam ediyor. Bir nüfus politikasının dayatılmasıyla, Kuzey Kıbrıs’ta son iki yılda yaklaşık 12 bin kişiye yeni vatandaşlık verildi. Bu örnek Kuzey’deki politik ve sosyolojik açından uygulanan küçük bir örnektir. Ayrıca ciddi boyutlara ulaşmış olan dini görevlilerinin ve imam hatip okullarının sayısında bir artış bulunmakta. Bu durumları detaylı bir şekilde açıklamayacağım fakat yakın bir zamanda Kıbrıs’ta çözüm olmazsa, 10 ile 15 yıl arasında müzakere edecek bir Kıbrıs Türk toplumu olmayacak. Acil bir çözümün yokluğunda, Kıbrıslı Rum toplumun komşusu Türkiye olacak.
2004 Annan planı dönemini getiren Kıbrıs Türk barış güçleri olmuştu, bize aldığımız tüm baskılara rağmen topluluğumuzda ortaya çıkan kararlılık ve kitle hareketine rağmen, Kıbrıs Cumhuriyeti liderliği ve bu liderliği destekleyen yoldaşlarımız tarafından doğru bir şekilde değerlendirilmedi. Referandumda hayır oyunun çoğunlukla kullanılması, Kıbrıs Türk toplumunda derin bir hayal kırıklığı yarattı ve tarihsel bir momentumunun kaybı olmuştu.
Bence görevimiz halk hareketlerini organize etmek ve lobi faaliyetlerine katılmak için mevcut araçları kullanmak ve böylece liderleri müzakere masasına geri gelmeye teşvik etmek. Aksi takdirde ortak vatan için olan inancımız, sadece bir rüya olarak kalacak.”
Müzik dinletileri adanın hem Türk hem de Rumca klasiklerini katılımcılarla buluşturdu. Konser sonrası katılımcılar servis edilen ikramlarla sohbet etme şansı buldular.