TÜRK Tabipleri Birliği’nin Zeytin Dalı Harekatı hakkında yaptığı açıklamanın ardından kurum çalışanlarının bazılarının gözaltına alınmasına Britanya Alevi Federasyonundan tepki geldi.
TÜRK Tabipleri Birliği’nin Zeytin Dalı Harekatı hakkında yaptığı açıklamanın ardından kurum çalışanlarının bazılarının gözaltına alınmasına Britanya Alevi Federasyonundan tepki geldi.
BAF tarafından konu hakkında yazılı bir açıklama yapıldı. Açıklamada öne çıkan kısımlar şöyle:
“Türkiye’de savaşa ve savaş histerisine karşı, yaşamdan yana olan ve yaşamı savunan Türk Tabipleri Birliği 24 Ocak 2018 tarihinde komu oyuna bir açıklama yapmıştır. Hekimlerimiz doğru bir teşhis koymuştur. “Savaş bir halk sağlığı sorunudur.” Bu sorunun çözümü ise barıştır.
Savaşın toplumsal sağlığımızı, barışımızı bozduğu tespitlerini, “suç” olarak gösterip, Türk Tabipleri Birliği (TTB) bildirisi yayımlandıktan sonra, bizzat Erdoğan tarafından, TTB Konseyi üyelerinin hedef olarak gösterilmesi ve haklarında soruşturma başlatılması, en temel düşünce ve sağlık hakkının gasp edildiğinin kanıtıdır.
TTB kendisine yakışanı yapmıştır. İnsan haklarını, toplumsal barışı ve halk sağlığını korumak “suç” değil, görevdir. TTB Merkez Konsey Başkanı Raşit Tükel ile Merkez Konsey üyeleri Sezai Berber, Sinan Adıyaman, Selma Güngör, Hande Arpat, Ayfer Horasan, Taner Gören, Funda Obuz, Yaşar Ulutaş, Nazım Yılmaz’ın “Terörle Mücadele Kanunu” bahanesiyle 29 Ocak 2018’de sabaha karşı evleri basılarak gözaltına alınmalarından büyük kaygı duyuyoruz. Sağlık emekçisi hekimlerimizin ifade özgürlüğüne yönelik baskı, gözaltı, itibarsızlaştırma çabaları sonuçsuz kalacaktır.
Britanya Alevi Federasyonu (BAF) olarak, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyelerinin evlerine düzenlenen baskınları ve göz altıları şiddetle kınıyoruz.
AKP iktidarı OHAL ve KHK rejimi ile iktidarının, hak düşmanlığı üzerinden inşa ederken, işçi, öğrenci, kadın, siyasetçi, akademisyen ve gazeteciler derken, şimdi de sağlık emekçisi hekimlerimizi hukuk dışı girişimlerle rehin almaktadır.
Akademisyenin üniversite kampüsü yerine cezaevine, milletvekilinin TBMM yerine mahpushaneye, gazetecinin haber peşinde koşması yerine zindana, belediye başkanın kamu hizmetini yapacağı yerde hücrelere tıkıldığı ülkede, sağlık emekçisi hekimlerimiz gözaltına alınıyor.
Türkiye’nin kaderini ve toplumun geleceğini, baskı, korku, hukuksuz ve keyfi uygulamalarla, sarayın emrine ve tek adamın iki dudağının arasına teslim edilmesine izin vermeyeceğiz.
Biz Pir Sultan Abdal’ın dediği gibi, “Bozuk düzende sağlam çark olmaz” düsturuyla, mezhepçi, tekçi ve baskıcı düzenin insan haklarını dilim dilim kıyan OHAL ve KHK çarkının dönmesine izin vermeyeceğiz. TTB yöneticilerinin derhal serbest bırakılmasını ve korkuyla sindirme kampanyasına son verilmesini talep ediyoruz.”