Forum, bu yılki sonuçların önceki yıllara oranla beklenilenlerin çok altında kalmasının nedenlerinin iyi araştırılması gerektiğini belirtirken, ailelerin okullardan ayrıntılı bilgi almalarının çocuklarının geleceği açısından büyük önem taşıdığını kaydetti.
Forum, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada şunları söyledi:
‘İngiltere, Galler ve Kuzey İrlanda’da 16 yaşındaki 658 bin öğrenci GCSE sonuçlarını aldı. A*-C alan öğrencilerin sayısının 26 yıllık GCSE tarihinde ilk defa bu kadar düşük olması düşündürücüdür. 2012 yılına kadar yirmi yıldır GCSE sonuçları aralıksız yükseldi. Bu yıl eğitimden sorumlu bazı yetkililer bu yükselişi durdurmak istedi. Bu yanlış uygulama ve müdahele yetersiz notlara neden oldu ve öğrencilerin okuma umudunu kırdı. Ailelerin ve öğrencilerin moralini bozdu.
Aile, okul ve öğrencilerin geleceğini etkileyecek bu uygulamaya karşı okul müdürlerinin mahkemeye gitme talepleri haklıdır. Okul yöneticileri böyle bir yola başvuramasa bile, aileler devreye girmelidir.
Ne yazık ki çoğu yoksul bölgelerde okuyan ve performansı düşük grupta olan bizim öğrencilerimiz de bu durumdan çok ciddi bir biçimde olumsuz şekilde etkileniyor.
GCSE sonuçlarını yakından takip eden Eğitimciler Forumu yöneticileri kamuoyundaki GCSE sonuçlarıyla oynandığı yönündeki kuşkuların doğru olduğuna inanıyor. Eğitim sekreterinin görevlendirdiği uzmanların bilinçli bir biçimde GCSE derecelerini düşük tuttuğu yönünde kuşkular var ve bu giderek artıyor. Çok sayıda okul müdürü, hükümet yetkililerinin öğretmenlerin verdiği tahmini notların altında not vererek derecelendirmeyle oynadığını söylüyor. Öğrencilerin beklediklerinden daha düşük notlar almalarından sonra okul müdürleri İngilizce GCSE sınav kağıtlarının yeniden değerlendirilmesini istiyor. Müdürleri temsil eden ASCL, not sonuçlarıyla oynama fiyaskosuna karşı yasal yollara başvurma tehdidinde bulundu.
C veya B alabilecek bir öğrencinin D alması çok zayıf bir ihtimaldir. Bu durumda olan öğrenci sayısının çok olması normal bir durum değildir. Sonuçlar şok edici derecede düşük. Hükümetin denetimindeki sınav düzenleyicilerinin, iyi derece enflasyonuna son vermek amacıyla sınav sonuçlarına müdahale ettiği tahmin ediliyor.
Amaç, okulları “Floor Standard” denilen asgari hedefin altında tutmak olabilir. Bunun anlamı hükümet tarafından okullara verilen mali kaynakları azaltmak, teftişleri sıklaştırmak veya başarısız görünen okulları akademi statüsüne girmeye zorlamaktır. Hükümet hedefine göre bir okuldaki öğrencilerin yüzde 40’ı başta İngilizce ve Matematik olmak üzere, beş dersten C-A almalı. Bu hedefe ulaşamayan okullar istemeseler bile akademiye dönüştürülüyor. Bu nedenle GCSE derecelendirmeleri önemlidir.
Eğitimciler Forumu, kamuoyunun C/D bandında oynamaların yapılmış olduğu yönündeki kuşkularına hak veriyor.
Okul ve Kolej Yöneticileri Kurumu Genel Sekreteri Brian Lightman “Yılın ortasında birçok öğrencinin C alacağı anlaşılınca İngilizce derecelendirme bandları yukarı çekildi. Sınav sonuçlarıyla bu şekilde oynamak ahlaki yönden doğru değildir,” dedi. Aynı görüşleri paylaşan eğitimciler, gençlerin geleceği ile oynamanın insani olmadığını ve karşı direnç gösterilmesinin kaçınılmaz olduğunu belirtiyor.
Eğitim Bakanı Micheal Gove, elde edilen sonuçların bir politik baskı sonucu olmadığını belirterek BBC muhabirine şunları söyledi: “Sınav sonuçlarının aralıksız her yıl yükseleceğini beklemek yanlıştır. Bazen bazı derslerde düşme, bazılarında durma veya gerileme olabilir. Evet A* ve A alan öğrencilerin sayısında düşme oldu. Buna karşın B’de artma, C’de azalma D’de ise yükselme oldu. Politik baskı olmadı”. Bu ilk açıklama yüzeysel ve inandırıcı olmaktan çok uzak ve sadece kamuoyunun öfkesini yatıştırmayı amaçlıyor.
Birçok öğrencinin ve onlara yardımcı olmaya çalışan öğretmen ve velilerin de belirttiği gibi sınav sisteminde yapılan son dakika değişiklikleri de eleştiriliyor. Örneğin GCSE’den sorumlu olan AQA Sınav Paneli, Ocak ayında öğrencilerin C alabilmeleri için yüzde 54 hedefi koymuştu fakat Haziran ayında C için bu oranı yüzde 66’ya yükseltti.
Not değerlendirmelerindeki bu değişiklikler yüzbinlerce öğrenciyi etkiledi. Bazı öğrencilerin üniversiteye devam etme kapılarını kapattı. Son dakika değişiklikleri ve sınav sonuçlarını düşük tutma uygulaması en çok zaten C ve D sınırında dolaşan öğrencileri vurdu.
Üniversiteye gitme yolu tıkanan ve bu düşük notlarla bir işe de giremeyen gençler için hükümet sorumluluk almayacak, bu durum tembel öğrencilerin kendi suçudur, diyebilecektir.
Hükümetin asıl istediği kamu hizmetlerini kısarak onları başarısız göstermek ve bu servisleri özel firmalara devretmek, özel firmaların bu sektörler üzerinden büyük karlar elde etmelerini sağlamaktır. Bu hedeften ne yazık ki eğitim sektörü de nasibini alıyor.’