Britanya Alevi Federasyonu yazılı bir açıklamayla geçen hafta sonu Londra’da yaşanan terör saldırılarını kınadı. Federasyon tarafından yapılan açıklamada, IŞİD ve örgütün destekçileri eleştirilirken, yaşanan terör olaylarının sebebi Orta Doğu’da var olan istikrarsızlığa bağlandı. BAF tarafından yayınlanan kınama mesajı şöyle:
“İngiltere’de son iki haftadır peş peşe yaşanan terör eylemleri sonucu, onlarca suçsuz insan hayatını yitirdi. Manchester Arena’dan sonra, London Bridge, Borough Market ve Vauxhall olmak üzere üç ayrı noktada eş zamanlı başlatılan terörist eylemlerin DEAŞ/İŞİD kaynaklı olduğu kuşku götürmez bir gerçekliktir.
Ayırım yapmaksızın sivil insanların katliamını hedefleyen, tarihte emsali görülmemiş bu faşizan İslamcı örgüt kimlerin beslemesi? Nasıl oluyor da on binlerce masum insanın katliamında ve milyonlarca insanın yerini yurdunu terk etmesinde doğrudan rol oynayan, ortaçağ karanlığını insanlığa dayatan bu faşizan örgüt, varlığını dünyanın birçok yerinde sürdürebiliyor? Bu radikal yapılanma kime hizmet ediyor? Neden Ortodoks İslamcı dünyada bu katliamcı yapılanmaya belirgin bir karşı duruş yok?
Katliamların süreklilik kazanması ve acıların yaygınlaşmasına rağmen uluslararası güçlerce, belirgin bir çözümün ortaya konulamaması, sorunun karmaşıklığına dair bizlere önemli veriler sunuyor. DEAŞ’ın Ramazan dolayısıyla birçok sitede kadro ve sempatizanlarına verdikleri mesaj, “Kafirlere” karşı topyekün eyleme geçerek onları evlerinde, iş yerlerinde, yollarda ve pazar alanlarında katletmelerine yöneliktir. Bu durum yeni bir sürecin başlangıcıdır. Bu süreç, sivil toplum içerisinde hayatın her alanını hedef alan katliamların hayata geçirilmek istendiği yeni bir dönemdir. Hedef her zamanki gibi masum insanlardır. Hedef, İslamcı faşizan şiddetin yaygınlaştırılarak kirli uluslararası güçlerin geo-politik dengeleri kendi lehlerine göre yeniden inşa etmesidir.
BAF olarak başta Sudi Arabistan, Katar, Kuveyt ve Türkiye olmak üzere, bölgede istikrarsızlığın kaynağını oluşturun emperyalist güçlerin ve onların proxy savaşını yürüten taşeron örgütlerin yaşanan katliamların sorumluları olduğunu her fırsatta dile getirdik. Özellikle AKP iktidarı ve Suudi Krallığının yaşanan katliamlarda doğrudan rol oynadıklarını bütün gücümüzle anlatmaya çalıştık. Alevi örgütlülüğü olarak bulunduğumuz Coğrafyada, yaşanan/yaşanabilecek katliamlar karşısında hayatın her alanında direnişi yaygınlaştırarak ortak mücadele alanlarında sesimizi yükselttik, yükseltmeye devam ediyoruz.
Hak ve özgürlüğü toplumun her kesiti için talep eden biz Aleviler, dünyanın neresinde olursa olsun, her zamanki gibi, her koşulda yerimiz mazlumların yanıdır diyor ve katliamda doğrudan ya da dolaylı sorumluluğu bulunan eli kanlı bütün kirli güçleri şiddetle kınıyoruz.”