62 bin 062 kişi kapasiteli yeni stadında ilk maçını 2-0 kazanan Tottenham, böylece iki yılı aşkın süredir yaşadığı “Wembley sürgününden” kurtuldu ve eski yuvasına geri döndü. Lacivert beyazlılar, eski stadları White Hart Lane’deki son maçtan 679 gün ve ilk açıklanan açılış tarihi 15 Eylül’den 6 ay sonra 1 milyar sterline mal olan yeni statlarında maç oynadı. Tottenham’ın yeni stadyumu, Manchester United’ın evi Old Trafford’un ardından, İngiltere’deki kulüplerin sahip olduğu en büyük ikinci stadyum. Stadın yapımına aslında 2009’da karar verilmişti ama çeşitli engeller nedeniyle inşaat 2015’te başladı. Tottenham, yeni stadıyla kapasite anlamında Londra’daki ezeli rakipleri Arsenal’in 60 bin 256 kişilik Emirates ve West Ham United’ın maçlarını oynadığı 2012 Londra Olimpiyatları için inşa edilen 60 bin kişilik Londra Stadı’nı geride bıraktı.
17 bin 500 kişinin oturabildiği güney tarafındaki kale arkası tribününe özellikle değinmek gerekiyor. Bu tribün tek bir kattan oluşuyor ve burada Borussia Dortmund’un “Sarı Duvar” adı verilen kale arkası tribününden esinlenildi. Ayrıca stadın bu kısmının Liverpool’un ünlü Kop tribününe rakip olması umuluyor. Bu noktada tribün ve saha arasında sadece beş metre mesafe var. Yılda birkaç kez Amerikan futbolu maçlarına da ev sahipliği yapması öngörülen statta geriye çekilebilen zemin sayesinde, 25 dakika içinde Amerikan futbolu için gereken yapay çimli zemin ortaya çıkartılabiliyor.
oyunma odaları ve duşlar da kalabalık Amerikan futbolu takımları düşünülerek tasarlandı. Bir isim anlaşması yapılana kadar “Tottenham Hotspur Stadı olarak anılacak stadyumda”, tribünlerin arkasındaki koridorlarda 65 yiyecek, içecek satış noktası bulunuyor. Stadın içinde küçük bir bira üretim tesisi var.
Bira satışını hızlandırmak ve uzun süre sırada beklenilmesini önlemek için özel bir bira dolum sistemi kullanılıyor. Saha çizgisini olduğu gibi kat eden 65 metrelik “Goal Line Bar- Gol Çizgisi” barı, Tottenham’ın yeni stadını benzerlerinden ayıran bir başka özelliği. Hamburgerden, bifteğe, Asya’daki sokak yiyeceklerinden Michelin yıldızlı şeflerin hazırladığı yemeklere kadar bütçeye göre yiyecek seçenekleri var. Tabii stadın etrafındaki çok sayıda dönerciyi de unutmamak gerekiyor.
Stadın sosyal bir işlevi de olacak. Tottenham Londra’nın en yoksul semtlerinden ve 2011’deki sokak isyanı da burada başlayıp, Londra ve ülke geneline yayılmıştı.
Konserler, Amerikan futbolu maçları ve çeşitli etkinliklerle sadece maç günleri değil, 365 gün yaşayan bir yer olması öngörülen stadyumun çevreye hareketlilik ve istihdam olanakları getirmesi amaçlanıyor. İnşa edilen yeni konutlarla, bölgede bir tür kentsel dönüşüm yaşanması, yüksek suç oranlarının azalması ve çekici bir yer haline gelmesi umuluyor.