Site icon Londra Gazete

Day-Mer 2016 Gençlik Kampı bu sene de dopdolu

DSC_8907

20 seneyi aşkın bir süredir gençlik kamplarıyla kültür, spor, sanat ve birlik beraberliği birleştiren Day-Mer gençlik kampı, bu sene de gençleri hayatları boyunca mutlulukla anacakları yeni bir deneyime hazırlıyor. Geçtiğimiz senelerde yapılan etkinliklerin yanı sıra, fotoğrafçılık gibi yeni etkinlikleri de bünyesine katan kamp, Nisan 2016’da başlayacak. Biz de Londra Gazete olarak yıllardır bu kamp serisi için sıkıca çalışan Day-Mer ekibiyle keyifli bir röportaj yaptık. Oktay Cinpolat, Ayşe Sena Kartal, Evci Bay ve Sercan Kuşçu merkezlerinden bizi misafir etti.

Öncelikle bizi merkezinizde misafir ettiğiniz için teşekkürler, sevgili Oktay, senin Day-Mer’deki rolünü önce öğrenebilir miyiz?

Tabii, Day-Mer’de yönetim kurulu üyesi ve gençlik ve yönetim arasındaki koordinasyonu sağlayan kişiyim. Bizde başkanlık türü bir sistem olmadığından, koordinasyon görevlisi olarak tanıtabilirim kendimi.

Bu sene 23’üncüsünü gerçekleştireceğiniz Gençlik Kampınıza çok az kaldı. Biraz kamp hakkında genel bilgi alabilir miyiz?

Oktay: Bu kampımız her sene olduğu gibi bu sene de 14-28 yaş arası bir gençlik grubuna hitap ediyor. Bir hafta boyunca gençler için içinde bulundukları tüketici sistemden çıkabilecekleri ve ortak üretim be tüketim fırsatını yakalayabilecekleri bir ortam yaratıyoruz. Bunun içerisinde kültür, sosyal, sanatsal ve sportif aktiviteleri hem amaç ve araç olarak kullanıyoruz. Beraber üretmenin değerini maalesef günlük koşturmacada bilemiyoruz, gençlere şimdiden bunu aşılamak önemli.

Eğitimleriniz hakkında da biraz bilgi alabilir miyiz?

Ayşe Sena: Yaptığımız aktiviteler ve eğitimlerimiz birleşik. Her hafta yaptığımız interaktif toplantılarımız da mevcut. Bunların içinde kürt sorunu, mülteci gündemi, Day-Mer sunumları, insan hakları gibi konularda gündemi de takip ederek kampın bilgilendirici tarafını oluşturuyoruz. Aslında kampın okul tarafını yaratıyoruz desek yeridir.

Bu kadar senedir düzenlediğiniz bir etkinlikte elbet bazı deneyimler edinmişsinizdir. Bugüne kadar kampta gençler arasında gördüğünüz en ortak durum ne oldu?

Ayşe Sena: Biz komisyon olarak her sene bir gündem ve etkinlik takvimi çıkarıyoruz. Bunu da katılımcılara sunuyoruz, interaktif olması açısından bunları da paylaşıyoruz, gruplarımızın her etkinliği severek yapacağını bilmek bizim için çok önemli.

Grupları belli bir kıstasa göre ayırıyor musunuz? Mesela yaş grupları gibi?

Ayşe Sena: Evet. Kolej Grubu, Lise Grubu, Üniversite Grubu ve Genç-İşçi grubu ana gruplarımız.

Oktay: 23 yıldır şunu görüyoruz ki gençliğin sıkıntısı bitmiyor. Bir önceki sorunuza da cevap olarak söyleyebilirim ki kamplar aslında bir ihtiyaç haline geldi. Katılımlar da 50-100 kişi arasında değişiyor. Genellikle burada kamplar gençler için sorunlarını, kafalarındaki soru işaretlerine cevap verme amacıyla yapılıyor. Aile sorunları, ekonomik sorunlar hatta ilişkiler… Biz bunları da konuşuyor, dile getiriyoruz. Gençlere özgürce konuşabilecekleri bir ortam vermek için.

Siz de bir zamanlar Day-Mer’in gençleriydiniz, şimdi etkinlikleri organize eden, yönetimde olan kişilersiniz. O günden bu yana neler değişti, neyi değiştirdiniz?

Evci: Ayşe’nin de dediği gibi, kampta olduğu gibi biz her zaman interaktif bir yapıda olduk. Organizatörler hem katılımcı gençler oldu, biz daha çok yönlendiren, istekleri dinleyen ve programlarımızın bir parçası yapan birimiz. Sonra zaten o katılımcı üyeler yönetim kurulunu oluşturuyor.

Yarattığınız yankı ve gençlere desteğinizin boyutu ortada. Gençler için sağladığınız en önemli etkenin ne olduğunu düşünüyorsunuz?

Ayşe Sena: Mesela ben Day-Mer’e geldiğimden beri, her kampta her zaman ilk kampta gençler biraz izole oluyorlar. Yeni bir ortam, yeni insanlar, her zaman yapmaya fırsat bulmadıkları etkinlikler… Tüm bunlar biraz geri çekilme etkisi yaratsa da yine her sene şöyle bir tablo ile bitiyor kamplar: herkes el ele, beraber halay çekiyor dans ediyor, gülüyor, ömür boyu süren arkadaşlıklar ediniyor. Her sene farklı temalarımız da olduğundan katılımcıları bir arada tutmak kolay oluyor, örneğin bu sene “Gençler savaş değil barış istiyor” konusunu işliyoruz. Genelde kamptan sonraki ilk etkinliklerimiz 1 Mayıs yürüyüşleri oluyor. Birçok katılımcı duyarlılığı kamptan sonra daha iyi anlıyor.

Oktay: Yaptığımız etkinlikler aslında katılımcı arkadaşlarımıza kendi yeteneklerini geliştirme fırsatı sunuyor. Örneğin “ben sahneye çıkamam” diyen bir arkadaşımız mesela şu an sahneden inmiyor. (gülüyor)

Ailelerden nasıl tepkiler alıyorsunuz?

Ayşe Sena: Bende güzel bir hikaye var. Bir anne geçen sene kamptan sonra gelip “Yahu benim oğlum bulaşık yıkamayı bilmez, ne yaptınız? Çocuk her yemekten sonra bulaşık yıkıyor.” Demişti. Çok hoşuma gitmişti bu benim. Ailelerden aldığımız tepki hep olumlu yönde; çocuklarının kişisel gelişimlerini görmek onları hem şaşırtıyor hem de mutlu ediyor.

Bu derece kültürel ve özgün bir yapıyı İngiltere’de yaşatmanın zorlukları oluyor mu?

Ayşe Sena: Mesela bu organizasyonu Türkiye’de hayata geçirseydik çok daha farklı bir misyonu olurdu çünkü gündem ve ortam farklı. Biz burada kendimizi tabii ki Türk-Kürt toplum merkezi olarak tanıtıyoruz ama yerel İngiliz organizasyonlarıyla sürekli bir birlik içindeyiz. Bunun dışında toplumumuzu bir arada tutma amacı her zaman var, bu politik olmak zorunda değil hiçbir zaman. Örneğin göçmenleri ilgilendiren herhangi bir konuda güncelleme olması gerektiğinde biz her zaman bir kitleye ulaşabiliyoruz ve bu çok önemli bir misyon.

Oktay: Biz kitlemizin İngiltere ile entegre olması sürecinde onlara köprü olmaktan çok mutluluk duyuyoruz ki bu en önemli misyonlarımızdan biri.

Sercan: Şu da var ki, bu ülkede doğan bir sürü Türkçe-Kürtçe konuşan genç var. Biz onların geldiği kültürü öğrenme isteğinin bir cevabıyız. Genel anlamda etkinliklerimiz zaten İngilizce oluyor, bizim için herkesin kendisini daha iyi ifade ettiğini düşündüğü dili konuşması çok önemli. Bu genellikle İngilizce oluyor.

Kamp ücretiniz de elbet merak edilen bir konudur, ne kadar kampa katılım ücreti?

Ayşe Sena: Her şey dahil olmak üzere kişi başı 180 pound.

Aktiviteleriniz de dolu dolu, biraz onlardan konuşalım, aktiviteleriniz neler?

Ayşe Sena: Kamp TV, müzik, tiyatro, dans ve bu sene yeni olarak fotoğrafçılık aktivitelerimizden bazıları. Bunun dışında kamp ateşimiz, yemek, kısa film çekimleri aktivitelerimize dahil.

Evci: Gençler aynı zamanda hangi aktiviteye katılmak istediği konusunda özgür. Kampta yapılan aktiviteleri kampta da bırakmıyoruz, Day-Mer’de film çekimlerini, tasarımlarını, müziğini, sporunu devam ettiren birçok katılımcımız oldu.

Oktay: Aynen öyle, bu sene aynı zamanda küçük bir tiyatro oyunu ve “kampta ne yaptık” temalı bir sergi de düşünüyoruz.

Peki son olarak, size ulaşmak isteyen okuyucularımız hangi yolları kullanarak sizlerden daha detaylı bilgi alabilir?

Oktay: Web sitemiz http://daymer.org/ adresinde kamp programı da dahil olmak üzere her bilgi mevcut. Alternatif olarak 020 7275 8440 telefon numarasından bize ulaşabilirler.

Exit mobile version