Site icon Londra Gazete

Davos 2017

Dünya Ekonomik Forumu’nun Davos’taki yıllık toplantısı 17-20 Ocak tarihleri arasında gerçekleşecek. Dünyanın önde gelen siyasetçilerini, iş insanlarını, medya temsilcilerini, uluslararası örgütlerin ve sivil toplum örgütlerinin temsilcilerini, teknoloji dünyasını, akademisyenleri bir araya getiren Davos toplantıları global sorunların ele alındığı, dünyanın gidişatı üzerinde fikir alış verişinin yapıldığı, çözümlerin tartışıldığı çok önemli bir forumdur. Bu yılki Davos toplantısı Batı dünyasında popülizmin yükseldiği, küreselleşme karşıtı fikir ve hareketlerin dünyada güç kazandığı, uluslararası sistemin, güçler dengesinin değişmekte olduğu ilginç bir dönemde toplanıyor. Davos zirvesinin sona ereceği 20 Ocak günü ABD’de yeni Başkan Donald Trump yemin ederek göreve başlayacak. Trump, ABD’nin dünya liderliğini sürdürecek mi, yoksa izolasyonist bir politika mı izleyecek? Dünyada güçler dengesi Asya’ya doğru kayarken Trump ABD’nin liderliğini zayıflatacaksa onun yerini kim alacak? Uluslararası siyaset boşluk tanımaz. ABD’de iktidar devri teslimi yaşanırken Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping Davos’ta olacak. Böylece Çin ilk kez en üst düzeyde Davos’a katılmış olacak. Bu ne anlama geliyor? Şimdiye dek Davos toplantıları Batı güdümünde gerçekleşirdi. Gündemi belirleyen Batılılardı. Batı dünyası ciddi sorunlarla boğuşurken kendinden emin Çin’in lideri Xi Jinping’in Davos çıkarması nelerin habercisi? Davos’u ve oradaki tartışmaları yakından izlemekte yarar var. Geçen yılki Davos toplantısına iki lider Akıncı ve Anastasiadis de katıldığı için Davos’a büyük ilgi göstermiştik. Halbuki Davos’u her yıl iyi takip etmek gerek.

Bu yıl Davos’ta tartışılacak ana konu “duyarlı ve sorumlu liderlik” konusu olacak. Bu konunun niçin ön plana çıktığını anlamak zor değil. Dünyanın bir çok ülkesinde ve bölgesinde ama özellikle Batı ülkelerinde, AB’de, elitlerin, liderliklerin kitlelerden koptuğu, kitlelerin sorunlarına duyarlılığını yitirdiği, fil dişi kulesinde yaşadığı yönünde inanç güçleniyor. Liderlik düzeyinde krizden söz ediliyor. Liderlere karşı güven sorunu yaşanıyor. Toplumların geniş kesimlerinin geleceğe yönelik kaygıları, korkuları artıyor. İngiltere’de Brexit, ABD’de Trump’ın seçimleri kazanması örneklerinde görüldüğü gibi popülizm bu inancı kullanarak başarılı oluyor. İşte bu nedenle liderlerin kitlelere karşı duyarlılığını artırması, karar alma süreçlerinde sorumlu davranması önemli bir gündem maddesi. Bu yıl Hollanda, Fransa, Almanya gibi ülkelerde yapılacak seçimlerde popülistlerin güçlenmesi beklenirken “duyarlı ve sorumlu liderlik” tartışmaları devam edecek.

Davos’ta “duyarlı ve sorumlu liderlik” konusu Dördüncü Endüstri Devrimi konusu ile bağlantılı olarak ele alınacak. Bu devrim fiziksel, dijital ve biyolojik sistemler arasındaki farkları azaltıyor. Nasıl üretim yaptığımızı yeniden belirliyor. Dünyamızda karşılıklı bağımlılığı daha da artırıyor. Küreselleşmeye karşı tepki olsa da Dördüncü Endüstri Devrimi küreselleşmeyi gerektiriyor. Dolayısıyla küreselleşmeyi reddetmek yerine yanlış giden yönlerini düzeltmeye çalışma ihtiyacı ortaya çıkıyor. Bu konuda yöneticilerin rolü büyük. Küreselleşmenin geride bıraktığı, yoksullaştırdığı, işsiz bıraktığı kitlelerin sorunları nasıl çözümlenecek? Bu yapılmazsa popülizmi durdurmak mümkün olmayabilir. Dördüncü Endüstri Devrimi, kendinden önceki devrimler gibi toplumsal yapıları değiştiriyor ve değiştirecek. İşlerimizin çoğunu robotlar, makineler yapacak. İyi eğitim almamış insanlar sistemin altında kalıp ezilecek. Zaten artmakta olan sosyal eşitsizlik daha da artacak. Liderler bunlara duyarsız kalırsa, sorumluluk üstlenmezse toplumsal istikrar tehlikeye girecek.

Uluslararası sistemin nasıl şekilleneceği tüm bu konulara üretilecek veya üretilemeyecek çözümler açısından son derece önemlidir. Amerikan hegemonyası altındaki bir dünyadan çok kutuplu bir dünyaya doğru ilerliyoruz. Çin lideri Xi Jinping Davos’a giderek “artık biz de varız” mesajını vermiş olacak. Dünyada ikinci büyük güç Çin. ABD hegemonyası zayıflasa da askeri üstünlüğü daha uzun zaman bizimle olacak. ABD, teknoloji, eğitim, yenilik gibi alanlarda uzun süre üstünlüğünü koruyacak. Avrupa Birliği ekonomik bir dev. Karşılaştığı sorunları aşmayı başarırsa ekonomik alanda önemli aktör olmaya devam edecek. Aşamazsa önemi azalacak. Çok kutupluluğa geçiş ve bunun beraberinde getireceği sürtüşmeler, gerginlikler, fırsatlar, teknolojideki hızlı değişikliklerle at başı gidecek. Çok kutupluluk uluslararası işbirliğinin önemini azaltmayacak, artıracak. Küresel ısınma gibi global sorunlar işbirliği ile çözümlenebilir. Dünyada çeşitli alanlarda yaşanmakta olan hızlı değişiklikler güçlü ve yaratıcı, duyarlı ve sorumlu liderlik gerektiriyor. Önümüzdeki günlerde Davos’ta tüm bu konular masaya yatırılacak. Davos’u izleyip değerlendireceğiz.

 

Exit mobile version