Site icon Londra Gazete

BM’de Guterres dönemi

Yeni BM Genel Sekreteri kadın olacaktı, Doğu Avrupa’dan olacaktı. Bu beklentiler gerçekleşmedi. BM Genel Sekreteri 67 yaşındaki Portekizli Antonio Manuel de Oliveira Guterres oldu. 1 Ocak 2017’de and içerek görevi şimdiki Genel Sekreter Ban Ki-moon’dan devralacak. Guterres, 1995-2002 yılları arasında Portekiz’in sosyalist Başbakanı, 2005-2015 döneminde UNHCR (BM Mülteciler Yüksek Komiserliği) yöneticisi olmuştu. BM Genel Sekreteri seçiminde bu yıl ilk kez farklı bir yöntem izlendi. Daha şeffaf bir süreç oldu. Geçmişte BM Genel Sekreterleri kapalı kapılar arkasında seçilirdi. Bu kez, Nisan ayında başlayan adayların BM Genel Kurulu önünde kendilerini tanıttığı, programlarını, BM için yapacaklarını anlattığı bir yöntem izlendi. Bu yeni ve olumlu yönteme rağmen son kararın Güvenlik Konseyi daimi üyeleri ve özellikle ABD ve Rusya’ya bağlı olduğunu herkes biliyor. ABD ve Rusya’nın üzerinde uzlaşmadığı bir aday BM Genel Sekreteri olamaz. Belli ki ABD ve Rusya dahil Güvenlik Konseyi daimi üyeleri, yedisi kadın 13 aday arasından Antonio Guterres ismi üzerinde uzlaştı ve Genel Kurul onu 5 yıllık dönem için yeni Genel Sekreter olarak seçti. Sayın Guterres’e zor görevinde başarılar dileriz. Kıbrıs’ta yaşayan insanların en sık telaffuz ettiği isimlerden biri BM Genel Sekreteri’nin ismidir. Şimdi Antonio Guterres ismine ısınma zamanı. Bu ismi epey tekrarlayacağız.

BM Genel Sekreteri olmak dünyanın en zor işlerinden biridir. Büyük bir bürokrasiyi yönetmek ve dünyanın bir numaralı diplomatı olmakla görevlidir. Bunu yaparken 193 üye ülkenin isteklerini, çıkarlarını göz önünde bulundurması, Güvenlik Konseyi daimi üyeleri, özellikle ABD ve Rusya ile birlikte çalışmayı başarması gerekir. Şimdi ABD-Rusya ilişkilerinin çok gerildiği bir dönemdeyiz. İki büyük güç arasındaki gerginlik savaş ve barış konularında en yetkili organ olan Güvenlik Konseyi’ni kilitlemiş durumda. Beş yıldır devam eden ve yarım milyona yakın insanın hayatına mal olan Suriye savaşı konusunda BM hiç bir şey yapamıyor. Halen Halep kentinde yaşanmakta olan trajediyi, hastanelerin, insani yardım konvoylarının bombalanmasını izlemekle yetiniyor. Görev süresi dolmak üzere olan Ban Ki-moon, bunun verdiği rahatlıkla, Halep konusunda Beşar Esad rejimi, dolayısıyla Rusya’ya yönelik sert bazı açıklamalar yaptı ama bunların hiç bir etkisi olmadı. Suriye savaşı BM’nin prestijini neredeyse sıfırladı. Antonio Guterres işte böyle bir uluslararası örgüt devralacak. The Economist’in aktardığına göre Kolombiya Üniversitesi’nden BM uzmanı Richard Gowan “Mr Guterres will take charge of an organisation close to political bankruptcy,” (Guterres, siyasi iflasa çok yakın bir örgüt devralacak) demiş. Bu görüşe katılmamak mümkün değil. Suriye’de kan akmasını durduramayan bir BM ne işe yarar? BM’nin halkların güvenliğini garanti edebileceği iddiasında olanların Suriye’ye bakmasında yarar var.

BM kalkınma, insan hakları ve barışın korunması konularında önemli görevler üstlenmiş bir uluslararası örgüttür. Tüm eksikliklerine, aksaklıklarına rağmen elimizde BM’den daha iyi bir araç yok. Dolayısıyla BM’nin verimli çalışmasını sağlamak için çaba harcamaktan başka bir seçeneğimiz yok. Bu anlamda Antonio Guterres’e önemli görevler düşüyor. Kimse ondan mucize yaratmasını beklemiyor. Ne var ki BM’nin tüm çalışma alanlarında iyileştirmeler mümkündür. Guterres, görev yapacağı 5 yıl içinde BM’nin prestijini, saygınlığını artırabilecek mi? İşin özü burada. Elbette en önemli görev güvenlik ve barış ile ilgili görevdir. Büyük güçler arasındaki sürtüşmelerin arttığı bir dönemde Guterres’in işi zor.

BM Genel Sekreteri’nin çok sayıdaki görevinden biri de Kıbrıs sorunu ile ilgilenmektir. Kıbrıs ilk kez 1954’te Yunanistan tarafından BM gündemine sokuldu ve bir çok kez tartışıldı. Sonuçta anlaşmazlığa Türkiye ve Yunanistan Londra ve Zürih Antlaşmaları ile kendi aralarında çözüm buldu. Aralık1963 sonrasında Kıbrıs yeniden BM gündemine girdi. O gün bu gündür tüm Genel Sekreterler Kıbrıs sorunu ile uğraşıyor. 1962’de Genel Sekreter olan Burmalı U Thant, Avusturyalı Kurt Waldheim (1972-1981), Perulu Javier Pérez de Cuéllar (1982-1991), Mısırlı Boutros Boutros-Ghali (1992-1996), Ganalı Kofi Annan (1997-2006) ve Güney Koreli Ban Ki-moon (2007-2016) Kıbrıs sorunu için çaba harcadılar. Cuellar “Cuellar Belgesi, Ghali “Ghali Fikirler Dizisi”, Annan “Annan Planı” ile akla gelir ama sonuçta hiç biri başarılı olamadı. Şimdi sıra Portekizli Antonio Guterres’te. Bakalım o ne yapacak? Liderlerin müzakereler konusunda yaptıkları açıklamalara inanacak olursak Guterres’in Kıbrıs sorununu noktalayan Genel Sekreter olması gerekir. Tabii Kıbrıs sorununu yakından bilenler yoğurdu üfleyerek yemek gerektiğini de bilirler. Guterres’in bu konudaki işi de kolay olmayacak.

 

 

 

Exit mobile version