Site icon Londra Gazete

Türk Akımı gerçekleşecek mi?

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 9 Ağustos’ta gerçekleşen Rusya ziyareti ve Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile görüşmesi, bu görüşmeden sonra yapılan açıklamalar çok tartışıldı. Görüşmeden sonra yapılan açıklamalar iki ülke arasındaki işbirliğinin enerji ayağının önemli olduğunu gösterdi. Enerji işbirliği konusunda iki önemli proje Akkuyu Nükleer Santrali ve Türk Akımı diye isimlendirilen doğal gaz projesidir. Erdoğan-Putin görüşmesinden sonra Rusya doğal gazını Türkiye’ye ve Avrupa pazarlarına taşıması öngörülen Türk Akımı projesini hayata geçirme konusunda siyasi mutabakata varıldığı açıklandı. Akkuyu nükleer enerji projesi konusunda somut bazı açıklamalar yapılırken Türk Akımı konusunda genel şeyler söylendi. Askıdan indirildiği söylenen bu projeyi biraz irdelemeye çalışalım ve CSIS’den Edward C. Chow’un “Turkish Stream Redux” başlıklı makalesindeki görüşlere göz atalım.

Önce Türk Akımı Projesi’nin ne olduğunu kısaca hatırlayalım. Vladimir Putin, 1 Aralık 2014’te Türkiye’yi ziyaret ettiği zaman Rusya’dan Bulgaristan’a Karadeniz’in altından 63 milyar metre küp doğal gaz taşıyacak olan Güney Akım Projesi’ni iptal ettiğini ve “Türk Akımı” diye isimlendirilen yeni bir projenin hayata geçirileceğini açıklamıştı. Bu projeye göre doğal gaz Rusya’dan Türkiye’ye, oradan Yunanistan’a ve Avrupa’ya gidecekti. Putin’in Türk Akımı ile ilgili Ankara’da yaptığı açıklamadan sonra bu konuda somut gelişmeler olmamıştı. Bir Rus savaş uçağının Türk jetleri tarafından düşürülmesi sonrasında Türkiye-Rusya ilişkileri felç olmuş, Türk Akımı Projesi de bundan nasibini almıştı. Edward Chow, Türk Akımı konusunda somut ilerlemeler olmamasının esas nedeninin uçak konusu olmadığını, uçak olayından önce de Rusya’nın ilgisinin başka projelerine kaydığını yazıyor. Peki, Erdoğan-Putin görüşmesi sonrasında projenin askıdan indirildiği açıklamaları ne anlama geliyor? Bu konular tartışılırken Prof. Mustafa Aydın hocamızın şu sözleri aklıma gelir: “Boru hatları konusunda borular döşenmeye başlamadan söylenenlere fazla itibar etmemek lazım.” Enerji boru hatları projelerinin siyasi yönü önemlidir. Sonuçta ne olacağını tahmin etmek zordur.

Chow’a göre Rusya için stratejik açıdan en öncelikli doğal gaz projesi Rusya’dan Almanya’ya Baltık Denizi’nin altından doğal gaz taşıyacak olan Kuzey Akım 2 projesidir. İkinci sırada ise Rusya’dan Çin’e doğal gaz taşıyacak olan Sibirya’nın Gücü Projesi gelir. Türk Akımı Projesi Rusya için Kuzey Akım 2 ve Sibirya’nın Gücü kadar önemli değildir. Rusya kaynaklarını bu önceliklere göre kullanacaktır. Sıra Türk Akımı’na gelecek mi? Türk Akımı toplam 63 milyar metre küp doğal gaz taşıyacak 4 hat olarak düşünüldü. Edward Chow 15.75 milyar metre küplük birinci hattın gerçekleşebileceğini düşünüyor. Daha sonra aynı kapasiteli ikinci hat da inşa edilebilir. Geriye kalan iki hattın gerçekleşmesi olasılığı ise çok zayıf. Yani 63 milyar metre küplük boru hattı değil 31.5 milyar metre küplük boru hattı beklemek daha gerçekçi olur.

Herkesin bildiği gibi Kuzey Akım 2 ve Türk Akımı projelerinin esas hedefi Rusya’yı Ukrayna’ya olan bağımlılıktan kurtarmaktır. Halen Rusya’nın Avrupa’ya ihraç ettiği doğal gazın yüzde 40-50’si Ukrayna’dan geçmektedir. Kuzey Akım 2 ve Türk Akımı gerçekleşirse Ukrayna devre dışı kalacak. Ancak burada önemli bir nokta var. Rusya ile Ukrayna arasında var olan transit anlaşmasının süresi 2019’da doluyor. Kuzey Akım 2 veya Türk Akımı’nın o zamana kadar hayata geçirilmesi beklenmiyor. Dolayısıyla Rusya ve Ukrayna yeni bir anlaşma için masaya oturacaklar. Bir Rus uzmanın belirttiği gibi “Şu anda en iyimser tahminlerde bile 2019’a kadar bu projenin (Türk Akımı’nın) yetişmesi zor görünüyor. Dolayısıyla Rusya ve Ukrayna’nın yeni bir sözleşme konusunda görüşmeleri gerekecek. Bu nedenle Türk Akımı konusunda acele edilmesi gereken bir unsur pek bulunmuyor” Demek ki Rusya’nın acelesi yok. Türkiye’nin acelesi var ama şimdi pazarlıkta eli daha güçlü olan Rusya’dır.

Edward Chow’un da aktardığı gibi 2014 yılının sonuna doğru Rusya Kırım’ı ilhak ettiği için uluslararası baskı ve Batı’nın ambargoları ile karşı karşıyaydı. Petrol fiyatlarında büyük düşüş yaşanıyor, Rusya’nın gelirleri azalıyordu. Güney Akımı konusunda AB ile anlaşmazlıklar vardı. Bu olumsuz ortamda Putin Eylül’de ziyaret ettiği Çin’de Sibirya’nın Gücü Projesini, Aralık’ta ziyaret ettiği Türkiye’de de Türk Akımı Projesi’ni açıklayarak hem kendi halkına, hem de dünyaya “alternatiflerimiz var” mesajı vermişti. Şimdi durum değişti. Rusya’nın konumu farklı ve eli daha güçlü. Türk Akımı ile ilgili açıklamaları bu çerçeveye oturtmakta ve gerçekçi analizler yapmakta yarar var.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Exit mobile version