Site icon Londra Gazete

Ukrayna: Rusya-AB rekabeti

İsmail Kemal

Ukrayna kaynıyor. Bu satırlar yazıldığı sırada başkent Kiev’de iki ay önce başlayan hükümet karşıtı protestolar yoğunlaşarak devam ediyordu. Protestoların merkezi Ukraynalıların “Meydan” (Maidan) dedikleri Bağımsızlık Meydanı. Şimdiye dek an az 3 kişi hayatını kaybetti. Ülkede gerginlik had safhada. Protestolar geçen yılın kasım ayında başlamıştı. Protestoların nedeni ülke Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç’in AB ile Serbest Ticaret Anlaşması imzalamayı son anda reddetmesi.  28-29 Kasım 2013’te Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta yapılan AB zirvesinde Ukrayna’nın anlaşmayı imzalaması bekleniyordu.  Rusya’nın baskıları sonucu, Yanukoviç 21 Kasım’da Serbest Ticaret Anlaşması’nı imzalamaktan vazgeçtiğini açıkladı. Daha sonra Rusya ile önemli anlaşmalar imzaladı. Bu anlaşmalar çerçevesinde Rusya’dan 15 milyar Euro kredi alacak ve Rusya’dan gelen doğal gazın fiyatı ucuzlayacak. (Kredinin ilk dilimi olan 3 milyar Euro Aralık’ta Ukrayna’ya verildi.) Yanukoviç, protestoları bastırmak amacıyla Ocak ayı ortalarında gösteri haklarını kısıtlayan ve polisin yetkilerini artıran yasalar geçirdi. Bu anti-demokratik yasalar ters sonuç doğurdu. Protestolar daha da güçlendi. Ülkede durumun kötüleşmesi üzerine Yanukoviç Cuma günü ilk kez bazı tavizlerde bulunacağını açıkladı. Ancak, bunlar muhalefeti tatmin etmedi. Muhalifler Yanukoviç’in istifasını talep ediyorlar. Şiddet olayları tırmanıyor. Dünya basınında “Kiev yanıyor” türü başlıklar görüyoruz. Kısacası Ukrayna ciddi bir kriz içinde. Bu krizin çok önemli uluslararası boyutu var. Çözüm üretilemezse, Ukrayna krizi Soğuk Savaş sonrasında Batı ile Rusya arasında en ciddi krize dönüşebilir.

Ukrayna (Rusya’nın Avrupa kısmından sonra) Avrupa’nın en büyük ülkesi. Ağustos 1991’de Sovyetler Birliği’nden bağımsızlığını ilan etti. Önemli bir endüstri ve tarım ülkesi olmasına rağmen 2000’e kadar büyük ekonomik zorluklar yaşadı. 1999’da ülkenin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası 1991’e göre yüzde 40 azalmıştı. Yolsuzluğun çok yaygın olduğu bir ülke. 2000’li yıllarda ekonomi yavaş yavaş düzelmeye başladı ama 2008 dünya mali krizi durumu değiştirdi. Ukrayna IMF’den 16.5 milyar dolar kredi aldı. Ülke ekonomik krizle birlikte nüfus krizi de yaşadı. Çeşitli nedenlerle nüfusu hızla azaldı.

Ukrayna coğrafi konumu ve tarihi nedeniyle iki jeo-politik güç arasına sıkışmış durumda. Doğusunda Rusya, Batısında AB var. Rusya, Ukrayna’yı kaybetmeyi hiçbir zaman içine sirdirmedi. Ukrayna’nın bağımsız olması ile Rusya’nın Karadeniz’e çıkışı çok daraldı. Karadeniz donanmasının konuşlandırıldığı Sivastopol limanını halen Ukrayna’dan kiralıyor. Putin, Ukrayna için “Tek ulus, iki devletiz” diyor ve ülkesinin geleceğe yönelik stratejik projelerinde Kiev’e önemli rol veriyor. Putin, eski Sovyet coğrafyasında Rusya’nın yeniden etkin olması politikasını hiç gizlemedi. Bu nedenle NATO ve AB’nin doğuya doğru genişmelesine hep karşı çıktı. Gürcistan’la savaşa girdi. Şimdi Ukrayna’yı Batı’ya kaptırmamak için elinden geleni yapıyor. Yanukoviç’e tam destek veriyor. Rusya, protestoların arkasında Batı’nın olduğuna inanıyor. Protestoları 7-23 Şubat tarihleri arasında Soçi’de yapılacak Kış Olimpiyatlarını sabote etme girişimi olarak gören Ruslar da var. Kremlin’in sözcülüğünü yapan basın Kiev’deki protestocuları “kriminal ve terörist” olarak niteliyor.

Ukrayna’nın komşuları Polonya, Slovakya, Macaristan, Romanya AB ve NATO üyesi. AB, Doğu Komşuluk Politikası (Eastern Neighbourhood Policy) çerçevesinde Ukrayna ile ilişkilerini güçlendirmek istiyor. Yanukoviç’in imzalamadığı Serbest Ticaret Anlaşması’nın amacı buydu. Ancak, diğer dış politika konularında olduğu gibi Ukrayna konusunda da AB tutarlı bir tavır, vizyon sergileyemiyor. Ortak görüş oluşturamıyor. Ukrayna polisinin protestoculara yönelik şiddeti eleştiriliyor ama bunun fazla bir değeri yok. Genişlemeden Sorumlu Komiser Stefan Füle, Kiev’e giderek Yanukoviç ile görüştü. Batı’da AB’nin Ukrayna politikasının yetersizlikleri konusunda ciddi eleştiriler var.

İki jeo-politik güç arasına sıkışan Ukrayna da ikiye bölünmüş durumda. Ülkenin doğusu ve güneyinde yaşayanlar genelde Rusya yanlısı, batısında yaşayanlar ise AB yanlısı. Yani Ukraynalılar ülkelerinin geleceği konusunda ortak bir vizyona sahip değiller. Ülkenin batısı daha sanayileşmiş. Halkın eğitim düzeyi daha yüksek. Bu insanlar geleceklerini demokrasi ve insan hakları, ekonomik refah anlamına gelen AB içinde görüyorlar. Doğu ve güney bölgelerinde yaşayanlarsa Rusya ile sıkı ilişki içinde bir gelecekten yanalar. Ukrayna’da halen devam edev krizin nedeni bu iki farklı vizyon. Bunları uzlaştırmak kolay değil. Sorunların çözümlenememesi durumunda ülkenin ikiye bölünmesi olasılığından söz edenler var. Bu senaryo konuşuluyor.

Şimdiki kriz bir şekilde aşılsa bile Ukrayna yaşadığı ikilemi kolayca aşamayacak. AB Ukrayna’ya tam üyelik perspektifi verirse inandırıcılığı ve çekiciliği artacak. Aksi takdirde Putin ve Yanukoviç karşısında yenilgiye uğrayabilir.

 

Exit mobile version