Site icon Londra Gazete

Büyük Britanya mı, küçük İngiltere mi?

Bugün İngiltere ve Avrupa için tarihi bir gün. İngiltere’nin AB içinde kalıp kalmayacağına karar verme günü. Seçmenler bugün sandık başına giderek ülkelerinin kaderini belirleyecekler. Cevap vermeleri gereken soru özde şudur: Büyük Britanya mı, yoksa küçük İngiltere mi istiyorlar? AB içinde kalma kararı verirlerse ülkeleri hem Avrupa’da, hem dünyada önemli rol oynamaya devam edecek, Avrupa’nın geleceği konusunda söz sahibi olacak, ekonomisi büyük risklerle karşı karşıya kalmayacak. AB’den çıkmaya karar verirlerse, büyük olasılıkla İskoçya’nın ayrılması ile küçük, önemsiz bir ülke olacaklar. Uluslararası Para Fonu ve dünyanın önde gelen iktisatçıları Brexit’in doğuracağı olumsuz ekonomik sonuçlar konusunda ciddi uyarılarda bulundular. Bugün söz seçmenin. Her iki tarafı da dinlediler. Karar onların. Sorumluluğu çok büyük bir karar. Geri dönüşü olmayan bir karar. Umarız insanlar bunun bilincine vararak oylarını kullanırlar.

Anketler başa baş bir mücadele gösterdiği için seçmenlerin sandık başına giderek oylarını kullanmaları çok önemli. Sandığa gitmemek büyük sorumsuzluk olur. Kararsız insanların artık kararlarını vermiş olmaları lazım. Bu çerçevede İngiltere’de yaşayan, oy hakkı olan Kıbrıslı Türklere, tüm Türkçe konuşanlara çağrımı tekrarlıyorum. Sandığa gidin! Tanıdıklarınızı sandığa götürün! Referandumdan çıkacak sonuç sizi de etkileyecek. İngiltere ekonomisinin daha iyiye gitmesi, ülkenin kendi içine kapanmaması, yabancı düşmanlığının, ötekileştirmenin, hoşgörüsüzlüğün yenilgiye uğraması lehinde oy kullanın. Avrupa’dan uzaklaşan değil, Avrupa’ya yön veren bir İngiltere lehinde oy kullanın. Çocuklarınızın geleceği lehinde oy verin! Brexit çıkmaz yoldur. Çıkmaz yola girmeyin! Sesinizi, iradenizi güçlü bir şekilde sandığa yansıtın!

Brexit taraftarları özellikle Türkiye ve Türkler konusunda çok çirkin bir kampanya yürüttüler. Halkı “Türkler geliyor” diye korkutmaya çalıştılar. Yalan söylediler. Demagoji yaptılar. Türkiye’nin yakın gelecekte AB üyesi olmayacağını bildikleri halde bu çirkin propagandadan geri durmadılar. Brexit kampanyasını yürütenlerin sadece Türkiye ile ilgili argümanları değil, ekonomi, sağlık, sosyal haklar, mülteciler ve diğer konulardaki argümanları da somut verilere dayanmıyor, korkutmacadan ileri gidemiyordu. Brexit’in İngiltere ekonomisine vereceği büyük zarar iktisatçılar, ekonomi kurumları tarafından somut verilerle ortaya konarken inandırıcı cevapları yoktu. “Hele bir AB’den çıkalım, sonra her şey güllük gülistanlık olacak” türü genellemelerle konuları geçiştirmeye çalıştılar. Türkiye konusundaki yalanlarının iler tutar hiç bir yanı yoktu. Bugün bu çevrelere cevap verme günüdür.

Bu tarihi günde tarihi hatırlamak, tarihten ders çıkarmak çok önemlidir. Tarihte İngiltere’nin Avrupa’ya sırt dönmesi hep hem kendisinin, hem de Avrupa’nın aleyhine olmuştur. Avrupa’da çıkan savaş yangınlarına müdahale etmek zorunda kalmıştır. Avrupa’daki dengelerle ilgilenmeyen bir İngiltere kendi kendine zarar verir. İngiltere istese de istemese de Avrupa ile kader birliği içindedir. The Guardian gazetesinin belirttiği gibi Avrupa’daki tüm savaşlarda İngilizler savaşmış, hayatlarını yitirmiştir. Bu savaşların en sonuncusu olan İkinci Dünya Savaşı Avrupa’yı harabeye çevirmişti. AB, Avrupa topraklarında yeniden savaş olmaması için kuruldu ve yaşlı kıta 70 yıldır barış içinde yaşıyor. İngiltere AB’den ayrılır, Avrupa’da aşırı sağ, faşizm güçlenmeye devam ederse barış tehlikeye düşebilir. AB’nin beğenmediğimiz, hoşumuza gitmeyen, eleştirdiğimiz yönleri vardır. Ama esas misyonunun Avrupa’da barışı, hoşgörüyü, insan haklarını, demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, özgürlükleri garanti altına almak ve bu çerçevede insanların refah düzeyini yükseltmek olduğunu unutmayalım. Şimdi AB zor bir dönemden geçiyor. Doğru olan İngiltere’nin ayrılması değil, AB’de kalarak bu sorunların çözümüne katkıda bulunmasıdır.

Olumlu ve olumsuz sonuçları ile küreselleşme çağındayız. Bunun neden olduğu alt üst oluşların hayatımızı etkilediği bir dönemdeyiz. Yaşadığımız süreçlere doğru teşhisler koymak, demagoglara kanmamak çok önemlidir. İngiltere’nin sorunlarının esas nedeni AB değil, kendi yapısal eksiklikleri, hatalarıdır. Küçük ve orta ölçekli ülkeler rekabetin yoğun olduğu bu dünyada bölgesel entegrasyonlarla güçlerini artırıyorlar. Dünyanın en gelişmiş entegrasyon projesi AB’dir. Bunun dışında kalacak bir İngiltere her yönden daha zayıf bir ülke olacak. Günümüzde izolasyon seçenek değildir.

Bugün tarihin yazıldığı gün. Sen de tarihe imzanı at! Oy kullan! AB üyeliğinin devamına “evet” de! Bununla gurur duy!

 

Exit mobile version