Site icon Londra Gazete

Downer başarabilecek mi?

İsmail Kemal

BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer yeniden adaya geliyor. Pazartesi günü liderlerle ayrı ayrı görüşecek. Downer, Sn. Mavroyannis ve Sn. Ertuğ’la da görüşecek ve Cuma günü adadan ayrılacak. New York’a giderek temaslarının sonuçları hakkında Genel Sekreter Ban Ki-moon’a bilgi verecek. Müzakerelerin başlayıp başlamayacağı açısından önümüzdeki hafta çok kritik. Bakalım Downer 5 gün içinde şapkadan tavşan çıkarabilecek mi?

Downer, 22 Ocak’ta Güvenlik Konseyi’ne Kıbrıs konusundaki gelişmeler hakkında bilgi vermeden önce müzakereleri başlatma konusunda son bir çaba için adaya geliyor. Ortak açıklama konusunda yaşanan çıkmazı aşmayı başarabilecek mi? Hepimizin merak ettiği konu bu. Sn. Anastasiadis’in talep ettiği gibi kapsamlı bir ortak açıklamanın mümkün olmadığı anlaşıldı. Şimdi kısa bir ortak açıklama düşüncesi ön plana çıkıyor. Böylesi kısa bir açıklama konusunda taraflar uzlaşıya varabilir mi? Bunu Downer’in ziyareti tamamlandığı zaman öğreneceğiz. Downer’in bu çabaları da sonuçsuz kalırsa herhalde top Güvenlik Konseyi’nde olacak.

Uluslararası topluluk müzakerelerin başlamasının gecikmesinden çok rahatsız. Özellikle ABD ve AB müzakerelerin bir an önce başlamasını istiyor ve bu görüşü taraflara iletiyorlar.  Son 4 ayda tarafların takındığı tavrı iyi biliyorlar. Uluslararası topluluk sanırım net bir dille beklentilerini iletti. Mesajlar alındı. Şimdi, Downer’in temaslarının sonucunu bekleyecekler. Ona göre tavır belirleyecekler.

Son Ulusal Konsey toplantısından sonra AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu’nun Anastasiadis’e yönelttiği eleştiriler de unutulmamalı. Daha önceki Ulusal Konsey toplantısında AKEL dahil tüm partiler ortak açıklama konusunda Anastasiadis’e tam destek vermişti. Son toplantıda AKEL’in tavrı değişti. AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu, bir yere varmayacağı başından belli olan politikalarla 4 ay kaybedildiğini söyledi. Doğrudan Anastasiadis’i ve politikalarını hedef aldı. Müzakerelerin başlamasının gecikmesinden onu sorumlu tuttu. AKEL dışındaki partiler bu konuda Anastasiadis’i desteklemeye devam ediyorlar ve edecekler. Yani çoğunluğun desteğini alıyor ama ana muhalefet partisi şimdi farklı görüşte. Ulusal Konsey toplantısının tamamlanmadığını, 24 Ocak’ta devam edeceğini de unutmamak gerek. Anastasiadis, işte bu dış ve iç dinamikler ortamında Downer’le görüşecek.

Kısa bir ortak açıklama, Kıbrıs Türk tarafında bazı çevrelerin ifade ettiği “ortak açıklama üzerinde anlaşmaya varıldıktan sonra çok kısa sürede çözüme ulaşmak mümkün olacak” değerlendirmesinin havada kalması anlamına gelecek. Kapsamlı bir ortak açıklama üzerinde anlaşmaya varılması da hemen çözüme ulaşılacağı anlamına gelmezdi. Yani, sözkonusu değerlendirme yanlıştı. Kısa bir ortak açıklama bildiğimiz muğlak formüllerin tekrarlanması ile mümkün olabilir. Her halükarda zor konular müzakerecilerin önünde olmaya devam eder. Ortak açıklama konusunda 4 ay anlaşamayan tarafların birkaç ayda bütünsel çözüm konusunda anlaşmasını, Mart’ta referandum yapılmasını beklemek ne kadar gerçekçi? Pollyannacılık oynamaya gerek var mı?

Peki, kısa bir ortak açıklama üzerinde uzlaşıya varılabilecek mi? Bu, tarafların pozisyonuna bağlı. Geçmişte bu tür kısa açıklamalar yapmak mümkün olmuştu. Gerekli irade ortaya konursa şimdi de mümkün olabilir ve müzakerelerin önü açılabilir. Herhalde Downer temaslarında bunu elde etmeye çalışacak. Ancak, egemenlik, BM kararlarına nasıl atıfta bulunulacağı gibi konular zor konular olmaya devam ediyor. Downer’in bu zor konularda her iki tarafı da memnun edecek formüller bulması gerekiyor. Bu kolay değil.

Uluslararası konjonktürün Kıbrıs açısından pek elverişli olmadığını daha önce de yazmıştım. BM ve ABD için Ocak ayında en önemli konu 22 Ocak’ta Suriye konusunda Cenevre’de toplanacak uluslararası konferans ve İran’la nükleer müzakerelerdir. El Kaide örgütünün hem Suriye, hem de Irak’ta bayrak açması ciddi endişeler yaratıyor. Elverişsiz bu uluslararası ve bölgesel konjonktüre rağmen Kıbrıs müzakerelerini başlatmak mümkündür. Aksi takdirde uzun sürecek bir çıkmaz içine girilebilir. Bu bağlamda Downer’in bu hafta harcayacağı çabalar son fırsat olarak nitelenebilir. Kolay gelsin Mr. Downer.

Exit mobile version