Site icon Londra Gazete

Vize muafiyeti olacak mı?

AB Komisyonu, Vize Serbestisi Yol Haritası çerçevesinde hazırladığı üçüncü vize ilerleme raporunu 4 Mayıs’ta açıklamıştı. Rapor olumluydu. Avrupa Komisyonu raporu, vize muafiyeti için şart koşulan 72 maddeden beşinin eksik kaldığını duyurmuş; beş şartın yerine getirilmesi halinde vize muafiyetinin başlaması için tavsiye kararı almıştı. Türkiye bu rapora sevinemedi. İç politikada yaşanan deprem vize konusunu gölgede bıraktı. AB ile vize müzakerelerini yürüten Başbakan Ahmet Davutoğlu görevden ayrılıyor. 22 Mayıs’ta yapılacak AK Parti olağanüstü kurultayında yeni parti başkanı ve başbakan seçilecek. Ancak vize diplomasisi hemen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a geçti. Konu ile ilgili açıklamaları o yapıyor. Yeni Başbakan kim olursa olsun AB ile pazarlığı Cumhurbaşkanı Erdoğan yürütecek gibi. Zaten Erdoğan-Davutoğlu anlaşmazlığının bir bölümü vize diplomasisindeki görüş ayrılığından kaynaklanıyordu. Komisyonun olumlu raporundan hemen sonra Türkiye siyasi zirvesinde yaşanan gelişmeler Avrupa’da kaygıya yol açtı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın arka arkaya gelen sert açıklamaları bu kaygıları daha da artırdı.

Türkiye’nin henüz yerine getirmediği beş koşulu daha yerine getirmesi gerekiyor. AB’nin koşulları; pasaportların AB üyesi ülkelerin standardına getirilmesi, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ve Terörle Mücadele Kanununun AB standartlarına uyumlu hale getirilmesi, Europol ile operasyonel iş birliği anlaşması ve AB ülkeleri ile adli iş birliği yapılması konularında da yasal sürecin tamamlanmasıdır. AB ile Türkiye arasında terörün tanımı konusunda derin görüş ayrılığı var. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Beş madde var, biri felaket, terörle mücadele yasasını değiştireceksiniz” dediler. Sen Türkiye’nin ne zamandan beri böyle talimatlar aldığını gördün, böyle bir şey olamaz” sözleri derin görüş ayrılığını yansıtıyor. Financial Times gazetesi, Türkiye’nin ‘terörle ve organize suçla mücadele’ yasalarını değiştirmemesinin ve bu alanda AB standartlarına uymamasının, vize muafiyeti anlaşmasını tehlikeye attığını yazdı. Tüm bu gelişmeler insanın aklına “Vize muafiyeti olacak mı?” sorusunu getiriyor. Belli ki sürecin Haziran sonuna kadar tamamlanması çok zor. Pazarlık devam edecek ve büyük olasılıkla Ekim hedefine geri dönülecek.

Vize muafiyeti diplomasisinde iplerin tamamen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eline geçmesi sonrasında tarafların pozisyonu karşılıklı olarak sertleşti. Avrupa Komisyonu eski başkanlarından Romano Prodi, Ankara ile Brüksel arasındaki mesafenin giderek açıldığını savundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en sert açıklaması “Biz yolumuza, siz yolunuza” açıklaması olmuştu. Karşı tarafta Avrupa Parlamentosu, Türkiye vize muafiyeti için 72 koşulun tümünü yerine getirinceye kadar Sivil Özgürlükler ve Adalet Komisyonu’nun konuyu gündeme almayacağını açıkladı. Tarafların bu kilitlenmeden kurtulmaları için diplomasinin devreye girerek çözümler üretmesi gerekiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 9 Mayıs Avrupa günü nedeniyle yayımladığı mesajda AB üyeliğinin Türkiye için stratejik hedef olduğunu söylemesi havayı biraz yumuşattı. Erdoğan, mesajında “Demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü gibi temel kurucu değerleri, ekonomik ve sosyal kalkınmayla birlikte güvence altına alan AB, dünyada birçok ülke açısından ilham kaynağı olmuştur” dedi.  Vize muafiyeti için “Sürecin hızlandırılmasını ümit ediyorum” vurgusu yaptı. Bu açıklamalar Avrupa’da olumlu karşılandı. Ne var ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan 9 Mayıs mesajı sonrasında yine sert açıklamalar yapmaya devam etti. İşte böylesi bir ortamda AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır Strazburg’a gitti. Bozkır, Strazburg temaslarının ardından Brüksel’de Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile birlikte “Quartet” toplantısına katılacak. Bozkır ve Çavuşoğlu’nun Avrupa temasları diplomasinin devreye girdiğini gösteriyor. Bakalım bu temaslar istenen sonuçları verecek mi?

Türkiye ile AB arasında vize muafiyeti konusunda anlaşmaya varılamazsa geri kabul anlaşması da tehlikeye girecek. Avrupa’nın ve özellikle Almanya’nın en büyük korkusu bu. Geri kabul anlaşması ortadan kalkarsa AB’nin mülteci krizi büyüyecek. AK Parti’nin önde gelen isimlerinden Burhan Kuzu: “AB bize yanlış yaparsa mültecileri geri göndeririz” diye bir açıklama yaptı. Vize muafiyeti konusunda anlaşmaya varılması sonuçta hem Türkiye’nin, hem de AB’nin yararına olur. Ancak bu aşamada bu konuda kesin bir tahminde bulunmak zor. Taraflar arasında çetin bir pazarlık yaşanacak gibi. Önemli olan ipin kopmaması.

 

Exit mobile version