Site icon Londra Gazete

Suudi Arabistan: Önemli ve sorunlu

Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz Al Suud Türkiye’ye ilk resmi ziyaretini gerçekleştiriyor. 11-13 Nisan tarihleri arasında Türkiye yetkilileri ile temaslarda bulundu. Bugün ve yarın (14-15 Nisan) ise İstanbul’da gerçekleşecek olan İslam İşbirliği Teşkilatı 13. İslam Zirvesi’ne katılacak. Bu ziyaret konusunda Türkiye basını daha çok işin magazin yönünü ön plana çıkardı. “Şatafatlı ziyaret”, “500’den fazla lüks araba kiralandı” türü başlıklar kullanıldı, kralın kalacağı otelde yapılan hazırlıklar aktarıldı. Bu ziyaretin esas önemi Ortadoğu ve özellikle Suriye’de bir birine yakın pozisyonlarda olan iki ülke arasındaki ilişkiler ve işbirliğidir. Ziyaretin Türkiye-Suudi Arabistan ilişkilerinde önemli bir kilometre taşı olması bekleniyor. Elbette İslam İşbirliği Teşkilatı zirvesi, bu zirveye Türkiye’nin ev sahipliği yapması da önemli.

Suudi Arabistan Ortadoğu’da hem önemli, hem de sorunlu bir aktör. Dünyanın en önemli petrol üreticisi ancak petrol fiyatlarındaki düşüşten ciddi zarar gören bir ülke. Bütçesini dengelemek için tarihte ilk kez bazı kemer sıkma tedbirleri aldı. Bilindiği gibi Uluslararası Para Fonu (IMF) Suudi Arabistan’ın 2020’de iflas edeceği yönünde ciddi bir uyarıda bulunmuştu. “Rentier ekonomi” olarak nitelenen ve petrole dayanan Suudi ekonomisinin durumu bayağı kaygı verici. Hükümet, 2030 yılına kadar şimdi yüzde 10 olan petrol dışı gelirleri yüzde 70’e çıkarmayı ve böylece petrole bağımlılıktan kurtulmayı öngören bir plan hazırladı. Önemli olan planın hayata geçirilmesi. Ülkede hem ekonomiyi, hem de siyasal, sosyal yapıyı 21. yüzyılın ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde yeniden yapılandıracak reformlara ihtiyaç var. Hiç değişmemek alternatif değil. Yöneticiler bunu biliyor. “Ne tür ve hangi hızda bir değişim? Nasıl reformlar?” gibi sorulara cevap aranıyor. Sosyal harcamalar, sübvansiyonlar kısılırsa sosyal tepkiler, patlamalar olur mu? Gençlere istihdam olanağı yaratmak en önemli ve zor görevlerden biri. Ülke nüfusunun yarısı 25 yaşın altında.

80 yaşındaki Kral Selman, Ocak 2015’te tahta çıktıktan sonra 30 yaşındaki oğlu Muhammed bin Selman’ı veliaht prens yardımcısı yaptı. Reformları hazırlayıp hayata geçirme çabalarında kralın oğlu büyük rol oynuyor. Ekonominin yanısıra Savunma Bakanı görevini de yürütüyor. Suudi Arabistan sadece içte değil dışta da zorluklarla karşı karşıya. En büyük müttefiki ve koruyucusu olan ABD ile ilişkileri problemli. Obama döneminde ilişkiler epey soğudu. Komşusu İran’la büyük bir rekabet içinde. Bu rekabetin hem mezhep, hem de jeopolitik boyutu var. İran’ın Irak, Suriye ve Lübnan’da güçlü konumda olması, Yemen’de de konumunu güçlendirmeye çalışması, Suudi Arabistan’ı korkutuyor. Suudilerin Yemen’e askeri müdahalesi ve Suriye’deki rolü İranla girişilmiş vekalet savaşlarıdır. Yemen’de bataklığa saplandılar. Kendileri için savaşın şimdiye kadarki maliyeti 5.3 milyar dolar. Nükleer anlaşma sonrasında İran’a uygulanan yaptırımların kaldırılması, bu ülkenin yeniden dünya ekonomisine entegrasyonu, petrol ihracatını artırması hep Suudi Arabistan’ı rahatsız eden gelişmeler. Suudi Arabistan, Mısır ve Türkiye ile ilişkilerini geliştirerek İran’ı dengelemek arzusunda. Nitekim Kral Selman bin Abdulaziz, Türkiye’den önce Mısır’ı ziyaret etti. Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile önemli ekonomik anlaşmalar imzaladı. Sisi’nin Kızıl Deniz’deki Tiran ve Sanafir adalarını Suudi Arabistan’ın egemenliğine vermesi ise en çok tartışılan konu oldu. Sisi rejimini mali yönden ayakta tutan Suudi Arabistan olduğu için adaları vererek “teşekkürlerini” iletmiş oldu ama içte epey tepki topladı.

Mısır’dan sonra Türkiye’ye gelen Kral Selman bin Abdulaziz, Türkiye ile Mısır arasındaki gerginliğin yumuşaması ve ilişkilerin normalleşmesi için çalışma yapar mı? Aralarındaki ilişkileri normalleştirmek hem Türkiye’nin, hem de Mısır’ın yararına olur. Türkiye ile Suudi Arabistan arasında ilişkilerin güçlenmesi için ise gerekli koşullar var. Ekonomik alanda iki ülke işbirliğini artırabilir. 2015 yılında aralarındaki ticaret hacmi 5.6 milyar dolardı. Bunu 10 milyara çıkarma hedefi var. Bölgesel politikalar, özellikle Suriye konusuda iki ülke birbirine yakın duruş sergiliyor. Suriye’de koordineli çalışmalar yapabilirler. Ne var ki Türkiye Suudi Arabistan’la ilişkilerinin güçlenmesinin, İran’a karşı bir işbirliği olmadığını göstermeli, İran’la da ilişkilerini güçlendirmelidir. Ankara, Suudi Arabistan-İran gerginliğinin yumuşatılmasında olumlu rol üstlenebilir. Hem Türkiye-Mısır, hem de Suudi Arabistan-İran ilişkilerinin yeni ve olumlu bir zemine oturması tüm bölgenin yararına olur. Bölgesel sorunların çözümüne ve istikrar sağlanmasına katkıda bulunur.

Suudi Arabistan Kralının Türkiye ziyareti özellikle bölgesel konularda iki ülke arasındaki koordinasyonun artmasını sağlayabilir. Savunma konularında işbirliği ve askeri ilişkiler güçlenebilir. Ekonomik ve ticari ilişkiler de gelişebilir.

Exit mobile version