Site icon Londra Gazete

İran’la müzakerelerde tren kaçırıldı mı?

ABD, Rusya, İngiltere, Fransa, Çin ve Almanya (P5+1) ile İran arasında Viyana’da yapılan müzakerelerden anlaşma yerine müzakereleri 30 Haziran 2015’e kadar uzatma kararı çıktı. Uzatma olasılığı sözkonusuydu ama bu kadar uzun süre olması beklenmiyordu. Bu kararı nasıl yorumlamak gerek? Bu konuda çeşitli değerlendirmeler yapılıyor. Kötümser değerlendirmeler ve daha iyimser değerlendirmeler okumak mümkün.

Foreign Policy dergisi internet sitesinde yer alan makalesinde Jeffrey Lewis uzatma kararını “ölüm kararı” olarak niteledi. Lewis, ABD Kongresi’nde Cumhuriyetçi Parti’nin çoğunluk sağlaması ve İran içindeki olası gelişmeler nedeniyle 7 aylık uzatma kararına çok karamsar yaklaşıyor. Yine Foreign Policy’de yazan John Hudson, uzatmanın her iki taraftaki sertlik yanlılarına hediye olduğunu, bu çevrelerin olası bir anlaşmayı sabote etmek için zaman kazandıklarını yazdı. Amerikan Kongresi’nin İran’a yeni yaptırımlar uygulaması bekleniyor. Böylesi bir gelişme anlaşmayı daha da zorlaştıracak. Foreign Affairs dergisi internet sitesinde yer alan makalelerinde Peter D. Feaver ve Eric Lorber, Kongre kaynaklı olası zorluklara katılırken ve bir anlaşma için Başkan Obama ile Kongre’nin işbirliği yapmaları ihtiyacını kabul ederken, zorlukların anlaşma sonrasında yaşanacağı analizini yapıyorlar. Esas çalışmaların anlaşmanın imzalanmasından sonra başlayacağını vurguluyorlar. European Council on Foreign Relations internet sitesinde daha iyimser bir analiz var. Elli Geranmayeh, İran’la nükleer müzakerelerin 7 ay uzatılmasının ideal olmadığını ama yenilgi olarak yorumlanmaması gerektiğini savunuyor. Chatham House uzmanı Heather Williams da karşılıklı güven inşa etmenin zaman aldığını hatırlatarak çalışmaların devam edecek olmasının önemini vurguluyor.

Sonuçta, taraflar bu kritik konuda belirlenen süre içinde anlaşmaya varamadılar. Şimdi Aralık ayında yeniden müzakerelere başlayarak yaza kadar bir anlaşma için çaba harcayacaklar. Belli ki önlerinde epey engel olacak. Kanımca gecikmeli de olsa anlaşmaya varılabilir. Uzatma kararı tarafların anlaşmaya varmak isteğini yansıtıyor. Henüz kapılar kapanmış değil. Her iki taraf da gerekli esnekliği gösterebilirse anlaşma mümkün olabilir. Bu yolda ciddi risklerin var olduğu ise doğrudur.

Peki, 24 Kasım’da niçin anlaşmaya varılamadı? Bu konuda da görüşler farklı. Sağlıklı bir değerlendirme için biraz daha zamana ihtiyaç var. Amerikan tarafından bakıldığında, bazı yanlış beklentilere dikkat çekiliyor. Bu analize göre Amerikan tarafı İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Dışişleri Bakanı Cevat Zarif’in pragmatik yaklaşımlarından fazla iyimserliğe kapıldı ve esas karar vericinin dini lider Ayetullah Hameney olduğunu hesaba katmadı. İkinci nokta, İran’ın bir anlaşmaya olan ihtiyacının abartıldığı görüşüdür. Bu görüşe göre İran’ın bir anlaşmaya ihtiyacı var ama bu önüne konan her şeyi kabul edeceği anlamına gelmez. Zamana oynayabilir. Son karar merciinin Ayetullah Hameney olduğu ve İran’ın sanılandan daha fazla dayanıklılık sergileyebileceği doğrudur. Önümüzdeki aylarda yapılacak müzakerelerin çok çetin geçeceği, farklı çevrelerin süreci sabote etmeye çalışacağı da doğrudur. Yine de anlaşma olasılığının ortadan kalktığını söylemek hata olur.

Aralık ayında müzakereler daha alt düzeyde başlayacak. Anlaşmanın temel parametrelerini oluşturmak için 3-4 ay çalışılacak. Yani tarafların önünde Mart ayına kadar bir süre var. O zamana kadar esas parametreler ortaya çıkmazsa yeniden durum değerlendirmesi yapacaklar. İran’ın nükleer programı konusunda müzakereler yaklaşık 10 yıldan beri devam ediyor. Bu müzakerelerde önemli bazı ilerlemeler sağlandı ama nihai bir anlaşma henüz mümkün olmadı. Bir süre daha beklemenin sakıncası yok. Önemli olan bu konuda kapsamlı bir anlaşmaya vararak Ortadoğu’da ve dünyada barış ve istikrarı güçlendirmektir.

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, 24 Kasım’a kadar yapılan müzakerelerde ilerlemeler sağlandığını hatırlatarak “Tüm dünyayı daha güvenli kılacak bir anlaşmaya şimdi daha yakınız” dedi. İran Cumhurbaşkanı Hasar Ruhani, Viyana görüşmelerinde tarafların pozisyonları arasında yakınlaşmalar sağlandığını söyledi. Şimdi tarafların çok sıkı bir çalışma ile geriye kalan engelleri aşmaları lazım. Tüm ülkelerin bu çabaya destek vermesinde yarar var.

Exit mobile version