Site icon Londra Gazete

Erdoğan Washigton’da

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan epey tartışmalı Washington ziyaretine başladı. Böylece gidecek mi, gitmeyecek mi tartışmaları sona erdi. Ziyaretin iptal edileceği tahminleri doğrulanmadı. Doğru olan ziyaretin gerçekleşmesiydi. Türkiye’nin ABD ile ilişkileri krize sokma lüksü yoktur. Dış politikada pragmatik olmak gerekir. Tüm olumsuz gelişmelere rağmen bu görüşmenin yapılması gerekiyordu. İki ülke arasında masaya yatırılması gereken epey konu var. Ziyaret ABD-Türkiye ilişkileri açısından zor bir dönemde gerçekleşiyor. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD’ye hareket ederken yaptığı açıklamada “Ziyareti sancılı bir dönemde icra ediyoruz” dedi. Trump’ın Erdoğan’a gönderdiği mektubu hatırlayalım. Kongre’de Türkiye’ye yaptırım uygulanması tartışmalarının yapıldığı bir dönem. Ziyaret öncesinde ABD Kongresi’nden 17 milletvekili Trump’a “Erdoğan gelmesin, randevunuzu iptal edin” diye mektup yazdı. Kısacası zor, kritik bir ziyaretten söz ediyoruz. Dünya bu ziyareti ve sonuçlarını yakından izleyecek.

Tüm zorluklara rağmen bu ziyaretin ilişkileri yumuşatması olasılığı var. Başkan Trump Türkiye ile köprüleri atmak istemiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Trump ile gündemimizde olan tüm konuları ayrıntılı ve samimi bir şekilde görüşeceğimize inanıyorum” demişti. Tabii, iç politikada Trump’ın zor bir dönemden geçmekte olduğunu, azil sürecinin çalıştığını ve seçim hesaplarının gündemde olduğunu unutmamak gerek. Erdoğan’ın ziyareti böyle bir dönemde gerçekleşiyor. İlişkilerin geleceği konusunda Trump’ın takınacağı tavır elbette önemli olacak. Ancak Konre, Pentagon gibi kurumların tavrı da önemli. Bu kurumların Türkiye’ye bakışı en hafif deyimle sıcak değil. Türkiye ise ilişkileri düzeltmek istiyor. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir danışmanı “ABD ile yeni bir sayfa açmaya ve stratejik ortaklığımızı güçlendirmeye hazırız’” dedi.

Merakla beklenen Erdoğan-Trump görüşmesi bu satırlar yazıldığı sırada henüz gerçekleşmemişti. Görüşmede ikili ilişkiler, Suriye başta olmak üzere bölgesel ve küresel sorunlar, terörizmle mücadele, S-400’ler ve F-35’ler, Halk Bankası gibi konuların tartışılacağı öngörülüyordu. Trump’ın öncelikli gündem maddesinin Türkiye’nin S-400 sistemini aktif hale getirmemesi talebi olacağı tahmin ediliyor. S-400/F-35 krizinin çözümlenip çözümlenmeyeceği ilişkilerin geleceği açısından çok önemli. Ekonomik alanda sağlanacak anlaşmaların önemini de unutmamak gerek. 100 milyar dolarlı ticaret hacmi hedefi dile getiriliyor. Görüşmeden sonra Trump ve Erdoğan’ın ne söyleyeceği çok önemli. ABD-Türkiye ilişkilerinin geleceği bu açıklamalarda saklı olacak.

Uzmanlar bu görüşme konusunda ne diyor? Avrupa Dış İlişkiler Konseyi’nden Aslı Aydıntaşbaş “Bu çok önemli bir görüşme. İki ülke arasındaki meseleler, uzun bir liste oluşturuyor. İkili ilişkiler hiç bugünkü kadar kötü olmamıştı. Ve tabi ki Türkiye’nin Suriye operasyonu ve Amerika’nın operasyona karşı çıkması meselesi var. Sahada durum son derece hararetli” dedi. Eski Büyükelçi Mithat Rende  “Başkan Trump azil süreci nedeniyle siyasi baskı altında. Çok rahat değil. Kongre’deki Türkiye karşıtı hisler de göz önünde bulundurulduğunda Trump’ın üzerindeki baskı daha da artacak. Türkiye’ye yaptırım uygulanması konusundaki baskılar da giderek artıyor” dedi. Alman Marshall Fonu’nun Ankara direktörü Özgür Ünlühisarcıklı “Bu ziyaret gerek ABD Başkanı Trump’ın gerekse Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendi kamuoyu algıları açısından ciddi riskler içeriyor” değerlendirmesinde bulundu. Washington Enstitüsü Türkiye Direktörü Soner Çağaptay görüşmeden en fazla ‘ticaret anlaşması’ çıkabileceği görüşünde. Nitekim Washington Post gazetesi Trump’ın Erdoğan’a ticaret anlaşması önereceğini yazdı. Çağaptay, Trump’ın sadece ABD’de değil bütün dünyada adeta ‘nefret objesi’ haline geldiğini hatırlatarak Türkiye’nin Trump’la bu kadar ‘özdeşleşme’ görüntüsünün sıkıntı yaratacağını düşünüyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Washington ziyareti Türkiye’nin ABD’de büyük yalnızlık yaşadığı bir dönemde gerçekleşiyor. Lobilerin tümü, basın Türkiye aleyhinde çalışıyor. Türkiye’nin imajı çok çok kötü. Sadece ABD’de değil, dünyada da durum bu. Bu koşullarda dış politika yürütmek kolay değil. Türkiye’nin yalnızlığı konusunda sadece dış ülkeleri eleştirmek, komplo teorileri üretmek bir işe yaramıyor. Önce iğneyi kendine batırmak gerek. Görüşmenin olumlu sonuçlar vermesini diliyoruz ama dış politika alanında yapılacak çok iş var. Düzeltilmesi gereken durumlar var.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Exit mobile version