Site icon Londra Gazete

Brexit bilmecesi

Dün İngiltere için tarih bir gündü. “Süper Cumartesi” olarak isimlendirilmişti. Parlamento Londra ile AB arasında varılan ikinci anlaşma konusunda kararını verecekti. Bu satırlar yazıldığı sırada henüz kararın ne olacağı bilinmiyordu. Şiz bu satırları okurken kararı biliyor olacaksınız. Ayrıca Brexit konusunda son sözü halkın söylemesi gerektiğini düşünenler Londra’da büyük bir yürüyüş gerçekleştirdiler. Yürüyüşe katılanlar Brexit konusunda “Final Say” (Son Söz) hakkının halkta olması gerektiğini savundular, bu amaçla referandum yapılmasını talep ettiler. Parlamentoda Brexit anlaşması konusundaki oylamanın sonucunu bilmeden yazı yazmak, yorum yapmak zor. Ayrıca parlamentoda AB’den uzatma istemek, böylece kazara bir anlaşmasız Brexit’i engelleme önerisi de var. Bazı muhafazakar milletvekilleri ve İşçi Partisi bunu destekliyordu. Ne olacağını tahmin etmek zor. Ama konuyu atlamak da mümkün değil.

23 Haziran 2016’da yapılan Brexit referandumundan günümüze kadar İngiltere kriz içinde yaşıyor. Önünü göremiyor. Theresa May’in AB ile vardığı anlaşma parlamentoda kabul edilmedi. Boris Johnson, 31 Ekim’de AB’den ayrılma vaadi ile başbakan oldu. Tüm zorluklara rağmen AB ile ikinci bir anlaşmaya varmayı başardı. Bunu sağlamak için bazı tavizler verdi. Varılan anlaşmayı “mantıklı ve adil” olarak niteledi. Böylece top Avam Kamarası’na geçti. Bu tarihi kararın parlamento tarafından değil halk tarafından verilmesi gerektiğini söyleyenler sokaklara döküldü. İngiltere’nin Brexit bilmecesi nihayet çözümlenecek mi? Siz bu yazıyı okurken cevabı biliyor olacaksınız.

Anlaşmasız bir Brexit İngiltere ve AB için en büyük tehlikeydi. Başbakan Johnson Brexit’in anlaşmasız da olabileceğini söylüyordu. Bununla hem AB karşısında pazarlık gücünü artırmak, hem de kendi tabanını tatmin etmek istiyordu. Tabii her aklı başında insan gibi anlaşmasız Brexit’in yol açacağı sorunları o da biliyordu. Sonuçta İngiltere ile AB arasında yapılan maraton müzakereler başarı ile sonuçlandı. Yeni bir anlaşma ortaya çıktı. İngiltere parlamentosunun bu anlaşmayı onaylaması durumunda Başbakan Johnson’un vaad ettiği gibi ülke 31 Ekim’de AB’den anlaşmalı olarak ayrılacak. 2016’dan beri devam eden sancılar sona erecek. Yeni bir dönem başlayacak. AB anlaşmanın onaylanmasını istiyor. Onay için 320 oy gerekiyor. Parlamento anlaşmayı onaylamazsa sancılı süreç devam edecek. Büyük olasılıkla yine uzatma talep edilecek. Seçim olasılığı güçlenecek. Yeni bir referandum talebi artacak.

Boris Johnson parlamentoda istediği sonucu alabilecek mi? Kendisi alabileceğini söylüyor. Yapılan hesaplar bunun kolay olmadığını gösteriyor. Herkesin kabul ettiği bir şey var. Sonuç az farkla alınacak. Ya az farkla anlaşma onaylanacak, ya da az farkla reddedilecek. Başa baş bir mücadele var. Muhafazar Parti’nin ortadığı DUP anlaşmayı destelemeyeceğini açıkladı. İrlanda konusunda varılan anlaşmadan memnun değiller. Bu durumda Johnson 10 oy kaybetmiş oluyor. Kendi partisinin farklı eğilimlerden milletvekillerini ve bazı İşçi Partisi milletvekillerini kazanması gerekiyor. Bazı İşçi Partisi miletvekilleri anlaşmayı destekleyeceklerini açıkladılar. Boris Johnson hedefe çok yakın. Sonucu göreceğiz. Anlaşmaya karşı çıkanlar kolay kolay pes etmeyecek. Eski Başbakanlar Tony Blair ve John Major milletvekillerine anlaşmayı onaylamamaları için çağrı yaptılar. Kuzey İrlanda barışının  ve Birleşik Krallığın birliğinin tehlikeye girebileceği uyarısında bulundular. Nitekim İskoçya’da ikinci bir bağımsızlık referandumu yapılması gündemde. Blair ve Major ikinci referandum talebine destek verdiler. Parlamentoda zor bir siyasi mücadele yaşanacağı ortada.

İngiltere halkı geleceğini ve çocuklarının geleceğini Boris Johnson’un anlaşmasında görüyor mu? İstediği böyle bir gelecek mi? Bu konuda halka söz hakkı verilmesi en doğru yaklaşım olur. 2016’da konu ile ilgili bilgileri azdı. Üç yıllık tartışmalardan sonra şimdi konuları daha iyi anlıyorlar. İkinci bir referandumla halka tercihini sormak demokratik bir yaklaşım olur. Dün Londra’da “Final Say” talebi ile sokağa çıkan büyük kitlenin talebini haklı buluyor ve destekliyorum. Son söz halkın olmalı. İngiltere için en iyi karar ikinci bir referandum olacaktır.

 

 

 

 

 

 

Exit mobile version