Site icon Londra Gazete

Dünyada rekabetin durumu

Dünyada rekabet gücünün önemini hepimiz biliyoruz. Rekabet gücü ekonomik başarının önemli göstergelerinden biridir. Rekabet gücü yüksek olan ülkelerin refah seviyesi de yüksek olur. Merkezi İsviçre’nin Cenevre kentinde bulunan Dünya Ekonomik Forumu’nun (DEF) 2019 Küresel Rekabetçilik Raporu açıklandı. Bu raporların ilki 1979 yılında hazırlanmıştı. O zamandan beri her yıl açıklanıyor. Endeks, dünya ülkelerini rekabetçilik puanlarına göre sıralar. 2019 Küresel Rekabetçilik Raporu’nun sıralamasında 141 ülke yer alıyor. Bu ülkeler arasında ilk üç sırayı Singapur (84.8 puan) , ABD (83.7 puan) ve Hong Kong (83.1 puan) aldı. Onları sıra ile Hollanda, İsviçre, Japonya, Almanya, İsveç, İngiltere ve Danimarka izledi. Çin 28., Rusya 43. sıradaki yerlerini korudu. Hindistan 10 basamak gerileyerek 63. sıraya düştü. Almanya, 4 basamak gerileyerek 81,8 puanla 7. sıraya düştü. İsveç bir basamak yükselerek 81,2 puanla 8. sırada yer alırken, İngiltere bir basamak gerileyerek 81,2 puanla 9. sırada yer aldı.

Türkiye, 62.1 puanla 61. sıradaki yerini korudu. 2018’de de 61. sırada yer almıştı. 2019 itibarıyla Türkiye’de kişi başına düşen gelir 9346,2 ABD doları. Göreceli olarak Türkiye’nin iyi performans gösterdiği bileşenler Bilgi ve İletişim Teknolojileri (57,8 puan), Altyapı (74,3 puan), İşgücü Piyasası (52,9 puan). Türkiye, 12 bileşenin 11’inde Avrupa ve Kuzey Amerika ortalamasının gerisinde yer alıyor. İleri olduğu bileşen ise pazar büyüklüğü bileşeni. Raporda en son sırada Afrika ülkelerinden Çad yer alıyor. Çad’dan önce Yemen, Kongo Demokratik Cumhuriyeti ve Haiti var.

Küresel Rekabetçilik Endeksi 12 bileşen kullanılarak hesaplanıyor. Bu bileşenler şöyle: Kurumsal yapılanma, altyapı, bilgi ve iletişim teknolojileri, makroekonomik ortam, sağlık, beceriler, mal piyasası, işgücü piyasası, mali sistem, pazar büyüklüğü, iş dünyasının dinamizmi ve inovasyon kabiliyeti. Basında yer alan haberlerde belirtildiği gibi 2019 Küresel Rekabetçilik Raporu’nda  vurgulanan temel bulgular şunlardır.

  1. Rekabetçilik ülkeler arasında sıfır toplamlı oyun değildir. Her ülke eşzamanlı olarak rekabetçiliğe erişebilir.

2.Global ekonomi, küresel verimliliği artırmaya yönelik önemlerin alınmadığı bir kaybolmuş on yıldan sonra, yeni bir küresel yavaşlamaya karşı hazırlıklı değildir.

  1. Politika yapıcıları, verimliliği artırmak için parasal politikaların ötesinde başka politikalara, yatırımlara ve özendirimlere bakmak zorundadır.
  2. Ekonomik büyümesi duraklamış gelişmiş ülkelerde büyümenin yeniden başlaması için yatırımlara yönelik canlandırıcı önlemler uygun olacaktır.
  3. Teknoloji ile beşer sermaye yatırımları arasında bir denge tutturmak verimliliğin artması için kritik öneme sahip olacaktır.
  4. Yatırımları beşeri sermayeye yönlendiren, kurumları, inovasyon kapasitesini, iş dinamizmini geliştiren ekonomiler, verimliliği canlandırmak ve küresel yavaşlamaya direnmek için fazla şansa sahip olacaktır.
  5. Mevcut durumda ülkeler arasında rekabetçilik bakımından büyük uçurumlar vardır ve bu uçurumların daha da büyüme riski yüksektir.
  6. Güçlü inovasyon kabiliyetine sahip birçok ekonominin yetenek tabanını ve işgücü piyasasının işleyişini geliştirmesi gerekmektedir.
  7. Az gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerin kırılgan ekonomik temelleri onları şoklara karşı savunmasız hale getirmiştir.

Raporda ülkelere, “fırsat eşitliğini artırma, adil rekabeti teşvik etme, vergi sistemleri ile sosyal koruma önlemlerini güncelleme ve rekabeti artırıcı yatırımları teşvik etme” tavsiyeleri yapılıyor, açıklık ve işbirliğinin önemi vurgulanıyor. Halklarının hayat standardını yükseltmek için ülkelerin ekonomik büyüme önündeki engelleri kaldırmaları gerekiyor. Sürdürülebilir ekonomik büyüme insan kalkınmasının temelini oluşturuyor. Raporda 2008 mali krizi sonrasında merkez bankalarının piyasaya 10 trilyon dolar enjekte etmelerine rağmen üretimde büyümenin istenen düzeyde artmadığı belirtiliyor. Büyümedeki zayıflık, artan eşitsizlik ve hızlanan iklim değişikliği en ciddi meydan okumalar olarak belirleniyor. Dünyada jeo-politik gerginlikler artıyor. Ticaret savaşları yaşanıyor. Bu durum ekonomik büyümeye yardımcı olmuyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

Exit mobile version