Brexit kazanı kaynamaya devam ediyor. Brexit fırtınası gücünü artırıyor. Boris Johnson hükümetinin parlamentoyu askıya alarak anlaşmasız Brexit’e kapıyı açma çabaları karşısında parlamento direniyor. Bu müthiş siyasi kavganın sonucu İngiltere’nin geleceğini belirleyecek.Brexit kararı İngiltere’ye çok pahalıya mal oldu. Brexit, İngiltere’nin çıkarına değildir. Çok büyük bir hatadır ve hatadan dönülmesi gerekir. Aksi takdirde fatura daha da ağırlaşacak, gelecek kuşaklar ciddi bedel ödeyecek. Anlaşmasız Brexit ekonomik kaosa yol açacak. Tek başına kalmak, Avrupa’dan kopmak İngiltere’yi güçsüz kılacaktır. İstese de, istemese de İngiltere’nin kaderi Avrupa’nın kaderi ile bağlantılıdır. Yalanlar üzerine kurulan Brexit propagandası bu gerçeği değiştiremez. İdeolojik fanatizm ülkeye yarar sağlayamaz. Parlamentoyu zayıflatmak ülke demokrasisine zarar vermekten başka bir işe yaramaz. Boris Johnson için Brexit demokrasiden daha önemli olabilir ama ülkenin geleceği tehlikeye atılmış olur. İngiltere halkının, siyasal inancı ne olursa olsun aklı başında herkesin gerçekleri görmesi ve sesini yükseltmesi zamanı gelmiştir. Brexit hatadır. Hatadan dönmek gerekir.
Boris Johnson hükümeti parlamentoda azınlığa düştü ve ilk ağır yenilgisini aldı. Anlaşmasız Brexit’e karşı çıkan Muhafazakar Parti milletvekilleri Başbakana ilk yenilgiyi tattırdı. Eski Maliye Bakanları Philip Hammond ve Ken Clarke’ın da dahil olduğu 21 Muhafazakar Parti milletvekili Boris Johnson’un Brexit stratejisine darbe vurdular. Böylece ülkelerine büyük bir hizmette bulundular. Avam Kamarası anlaşmasız Brexit’i önlemek için önemli bir adım attı. Boris Johnson 301 oy alırken anlaşmasız Brexit’e karşı çıkanlar 328 oy aldı. Bu sonuç Başbakan Johnson için beklenenden de kötü bir sonuçtu. Hezimetti. Avam Kamarası elinde kalan kısa süre içinde anlaşmasız Brexit’i engelleyecek bir yasayı geçirip Lordlar Kamarasına gönderecek. Lordlar Kamarası da yasayı onaylarsa Boris Johnson’un parlamentoyu askıya alarak etkisiz kılma stratejisi suya düşecek. Johnson demokrasiye darbe vurdu. Parlamento ise demokrasiyi savunuyor. Şimdi artık İngiltere’nin önünde erken seçimlere gitme perspektifi var. Boris Johnson hükümeti azınlık hükümeti durumuna düştü. Halka gitmekten başka çare bulması zor.
21 Muhafazar Parti milletvekilinin Boris Johnson’un tüm tehditlerine karşı korkmadan hükümeti yenilgiye uğratmaları İngiliz siyasi tarihinde önemli bir yere sahip olacaktır. Johnson, karşı oy verecek milletvekillerinin gelecek seçimlerde aday yapılmayacağını açıklamıştı. 21 milletvekili siyasi kariyetlerini tehlikeye atarak bu tehdide boyun eğmediler. Parlamentoya ve demokrasiye sahip çıktılar. Eski Sağlık Bakanı Phillip Lee’nin Muhafazakar Parti’den Liberal Demokratlara geçmesi ile hükümet azınlığa düştü. Bu satırlar yazıldığı sırada Çarşamba günü parlamentoda neler yaşanacağı henüz bilinmiyordu. Belirleyici gelişmeler Çarşamba günü yaşanacak. Anlaşmasız Brexit’i yasaklayan yasa Avam Kamarası’ndan geçer ve Lordlar Kamarası’nda onaylanırsa parlamento Ekim ortasına kadar askıya alınmadan önce anlaşmasız Brexit’i engellemiş olacak. Bu durumda AB’den Brexit süresini uzatma talep etmekten başka yol kalmayacak. Boris Johnson hiç bir zaman uzatma istemeyeceğini söylüyor. Bu durumda büyük olasılıkla erken seçimlere gidilecek. Erken seçim kararı alınabilmesi için muhalefetin de desteği gerekiyor. İşçi Partisi erken seçimlere destek veriyor ama Boris Johnson’un anlaşmasız Brexit hevesini engellemek istiyor. Önce anşamasız Brexit’in engellenmesi, sonra erken seçim kararı alınmasını istiyor. Bu, doğru bir yaklaşım.
Brexit’in yarattığı kaosu ortadan kaldırmak için halka başvurmak en akılcı yoldur. Parlamentoyu askıya almak ise İngiltere demokrasisine sürülmüş bir lekedir. Sandıklar seçmenin önüne konsun ve seçmen karar versiz. Bakalım anlaşmasız Brexit istiyor mu, istemiyor mu? Boris Johnson da boyunun ölçüsünü alsın. Parti üyeleri tarafından Başbakan seçilmek kolaydır. Esas olan halk tarafından seçilmektir. Erken seçimlerin sonuçları ne olur? Bunu şimdiden öngörmek zor. Sonuç ortada diyebiliriz. Umarız yürütme ile yasama arasındaki mücadeleyi parlamento kazanır. Demokrasi kazanır.
Brexit talebinin esas kaynağı Muhafazakar Parti. Şimdi bu parti Brexit nedeniyle bölünmüş durumda. Parlamentodaki son oylama bunu açıkça gösterdi. Brexit sadece Muhafazakar Parti’yi değil, ülkeyi de bölmüş durumda. Ülke derin bir kriz yaşıyor. Bu kriz şimdi başlamadı. Brexit referandumundan beri devam ediyor. Krizden çıkmak kolay olmayacak. Anlaşmasız Brexit’i engelleyip erken seçimlere gitmek en mantıklı yol.