Site icon Londra Gazete

Theresa May’in sonu

29 Mart İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılacağı tarih olacaktı. Başbakan May’in vaadi bu yöndeydi. Bunun yerine başbakanın Brexit anlaşmasının üçüncü kez parlamentoda reddedildiği gün oldu. Başbakan ağır bir darbe daha aldı. Kriz derinleşti. Parlamento anlaşmayı kabul etse May istifa edecekti. Reddettiğine göre istifa etmeyecek ve belki de üç kez reddedilen anlaşmayı Nasreddin Hoca’nın göle maya çalıp “belki tutar” diye umut etmesi misali dördüncü kez oylatacak. Anlaşması reddedildiği için istifa edeceğine kabul edilmesi durumunda istifa edeceğini söylemesinden tuhaf bir şey olamaz. Siyasette kazanan değil kaybeden istifa eder. May bunu ters yüz etti. Başbakan May siyasi olarak tükenmiş bir lider. Bunu kendisi de biliyor. Brexit onun sonunu getirdi. Hala inatla kendi kafasındakileri empoze etme peşinde. İngiltere’nin en çapsız başbakanlarından biri olarak tarihe geçecek. Yorumcular İngiltere’nin içine düştüğü kaostan öncelikle Theresa May’in sorumlu olduğu değerlendirmesini yapıyorlar. Partisi içindeki “hard Brexit” yanlılarını kazanabileceğini, ikna edebileceğini düşündü. Hep onlara taviz verdi. Onlar daha çok taviz istediler ve şimdiki noktaya gelindi. Peki şimdi ne olacak? Herkes bunu merak ediyor. İngiltere tarihinin en büyük siyasi krizlerinden birini yaşıyor. Dertsiz başına dert açtı ve çözüm üretemiyor.

İngiltere için şimdi kritik tarih 12 Nisan. Bu tarihe kadar alternatif bir plan üretmesi veya 12 Nisan’da anlaşmasız olarak AB’den ayrılması gerekiyor. Felaket olacağını herkesin bildiği ve parlamentonun çoğunluğu tarafından reddedilen anlaşmasız ayrılma olasılığı reeldir. AB bu olasılığa işaret ediyor. Avrupa Birliği liderleri 10 Nisan’da olağanüstü toplantı yapacaklar. O tarihe kadar İngiltere’nin ne yapacağına karar vermesi gerekiyor. Başbakan May dördüncü bir oylamaya gidebilir. Büyük olasılıkla anlaşması yine reddedilecek. Başka bir formül üretmek için zaman olmadığına göre ya AB’den süreyi uzatma talep edilecek ya da anlaşmasız Brexit gerçekleşecek. Parlamentonun çoğunluğu anlaşmasız ayrılmaya karşıdır. Bu durumda hükümetin AB’den uzun süreli uzatma talep etmesi ve bu süre içinde parlamentonun kabul edebileceği bir formüle ulaşılması gerekecek. AB uzatmayı vermek için İngiltere’nin açık bir vizyon ortaya koymasını, niçin uzatma istediğini izah etmesini talep ediyor. Ayrıca uzatma kararının AB liderleri tarafından oy birliği ile alınması gerekiyor. Yani bu konuda her üye ülkenin veto hakkı var. Bir ülke “hayır” derse uzatma verilemez.

Bu çıkmaz karşısında May istifa eder mi? Erken seçim kararı alır mı? İkinci referandum kararı alınır mı? Bunlar cevap bekleyen sorular ve bu sorulara cevap bulmak zor. İngiltere’de kesin olan tek şey belirsizlik ve önünü görememek. Brexit ülkeyi bu hallere düşürdü. Büyük olasılıkla May hemen istifa etmeyecek ve dördüncü oylama için çaba harcayacak. Son oylamada aradaki farkın 58’e inmiş olması onu dördüncü oylamaya itebilir. İstifa daha sonra gündeme gelebilir. Erken seçim bir olasılık ama Muhafazakar Parti Theresa May liderliğinde seçimlere gitmek ister mi? May çok zayıflamış bir lider. Kendilerine seçimleri kazandırabileceğini düşündükleri yeni bir lider bulmaları gerekecek. Yeni liderim kim olabileceği spekülasyonları başlamış durumda. Her kim olacaksa bölünmüş bir parti devralacak ve birlik sağlaması zor olacak. Ayrıca hem Muhafazakar Parti, hem de ortağı DUP seçimleri İşçi Partisi’nin kazanmasından korkuyorlar. İkinci referandum son olasılık olarak gündeme gelebilir. Yani her şey denenir ve sonuç alınamazsa ikinci referandum olabilir. Şu anda en gerçekçi olasılık AB’den süreyi uzatmasını talep etmek ve bu süre içinde çıkış yolları aramaktır. Bir diğer olasılık İngiltere’nin 50. maddenin işletilmesi talebini geri almasıdır. Hukuken buna hakkı var. Akılcı bir çıkış yolu olur ama siyasi olarak bunu yapar mı? Kolay değil.

29 Mart’ta Brexit yolculuğunun sonucunu görecektik. Olmadı. Belli ki en azından 12 Nisan’a kadar, büyük olasılıkla 12 Nisan sonrasında da Brexit konusu gündemimizde olmaya devam edecek. Gelecek kuşaklar “Bir ülke kendi kendini nasıl uçurumun kenarına getirebilir?” sorusuna cevap ararken İngiltere örneğine bakacaklar. İngiltere’nin bu büyük krizinin temel nedeni Muhafazakar Parti iktidarı ve onun içindeki fanatiklerdir. Ülke umutsuzluktan, kaostan umuda dönebilir mi? Bunun için halkın iradesine başvurmaktan başka çare yoktur. Ya erken seçimler, ya da ikinci referandum yoluyla halk bu belirsizliğe, krize son verebilir. Demokrasi bunu gerektirir. Halka gitmekten başka çare yok. İngiltere’nin AB’den başka gerçekçi alternatifi yok. Brexit yanlıları martaval okuyorlar.

 

Exit mobile version