Site icon Londra Gazete

Ortadoğu’da sorunlar

Ortadoğu denince akla savaşlar, mülteciler gelir. Suriye, Libya, Yemen gibi ülkeler bu tür sorunlarla boğuşuyor. Ne var ki bölgenin sorunları çok daha fazla. Bölgeye baktığımızda ciddi sosyo-ekonomik, politik, yapısal sorunlar görürüz. Bu durum bölgeyi istikrarsızlaştırıyor. 2011’de “Arap Baharı” ile patlayan bölge şimdi sakin görünüyor ama bu sükunet ne kadar sürer? Ortadoğu’daki ülkeleri yönetenler biriken sorunlara çözüm üretemezlerse yeni bir sosyal patlama kaçınılmaz olacak. Bölgedeki otoriter rejimlerin meşruiyet sorunları var. Vatandaşların iktidarlara güveni zayıf. Arap Barometresi’nin verilerine göre Arap ülkelerinde vatandaşların kamu kuruluşlarına güveni çok düşük. İnsanlar siyasi partilere, hükümetlere, politikacılara güvenmiyorlar. Toplumsal memnuniyetsizlik oldukça yaygın. Sadece baskı yöntemleri ile var olan durumu sürdürmek mümkün mü? Çok zor. Sorunlara hızla çözüm üretilmesi gerekiyor. İşbaşındaki iktidarlar bunu başarabilir mi? Bu da zor.

Ortadoğu bölgesinin en önemli sorunlarından biri gençler arasındaki işsizliktir. Stratfor düşünce kuruluşu sitesinde yer alan bir yazıya göre gençler arasındaki işsizlik saatli bomba gibi. Bir noktada patlayacak. Dünyada gençler arasında en yüksek işsizlik Ortadoğu’da. Unutmayalım 2011 ayaklanmalarında gençler önemli rol oynamıştı. Ortadoğu ülkelerinin çoğunda nüfus artmaya devam ediyor ve gençlerin nüfus içindeki oranı yüksek. Bölge nüfusunun yüzde 60’ı 30 yaşın altında. Ölüm oranlarının azaldığı bölgede 1980’le 2010 yılı arasında nüfus patlaması yaşandı. 2025’e kadar 110 milyon kişinin bu nüfusa eklenmesi bekleniyor. Bölge ekonomileri bu hızlı artışa ayak uyduramıyor. Bu ülkelerde ekonomilerdeki tıkanıklıklar nedeniyle iş piyasasına giren gençlere yeterli istihdam sağlanamıyor. Ortadoğu’da her yıl 5 milyon gencin iş piyasasına girdiği tahmin ediliyor. Bu gençlerin önemli bir kısmı iş bulamıyor. Genç kızlar arasındaki işsizlik oranı çok daha yüksek. Eğitimli gençler arasında işsizliğin daha yaygın olması bölgenin bir özelliği. Bir diğer özellik gençlerin büyük kısmının kamuda iş aramasıdır. Fas’tan İran’a kadar uzanan gençler arasındaki işsizlik sorunu hem yöneticiler, hem de uluslararası kuruluşları kaygılandırıyor. Örneğin Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde Ortadoğu’da gençler arasındaki işsizlik sorunun çözümlenmesi çağrısında bulunmuştu. Yakın geçmişte IMF’nin hazırladığı bir rapor da bu soruna parmak basıyor. Bölge ekonomileri yapısal ve siyasal sorunlar nedeniyle yeterli istihdam yaratmada başarılı olamıyorlar. Kuzey Afrika’da Tunus, Cezayir, Fas gibi ülkelerde gençler arasındaki işsizlik yüzde 30’lara yaklaşıyor. Mısır, İran, Suudi Arabistan gibi ülkeler benzeri sorunlar yaşıyor. Buralarda da gençler arasında işsizlik oranı yüzde 30 civarında. Körfez ülkelerine baktığımızda durum farklı değil. Petrol gelirleri istihdam sorununu çözümlemeye yetmiyor. Türkiye’de gençler arasında işsizlik yüzde 20 civarında. Ülkedeki işsizlik oranının iki katı.

Elbette bölgenin tek sorunu işsizlik değil. Her ülkenin kendine özgü koşulları, sorunları olsa da ortak bazı yönler de var. Demokrasi ve özgürlüklerin, çoğulculuğun kısıtlı olması ya da hiç olmaması, kurumsal zayıflıklar, yolsuzluk, israf, bürokratik engeller, insan sermayesine yeterli yatırım yapılmaması, hesap verebilirlik ve şeffaflık eksikliği, katılımcılığın zayıf olması, iktidar üzerinde denetimin az olması ya da hiç olmaması, hukuk devleti olamama, eleştiriye kapalı olma hemen akla gelen bazı özellikler. Ortadoğu ülkelerinde ekonomide, idarede, eğitimde ciddi reformlara gidilmesi gerekiyor. Bunlar geciktirildikçe sorunlar artıyor. Bölgedeki anlaşmazlıklar, çatışmalar, savaşlar ve bunun sonucunda önemli miktarda kaynağın silahlanmaya harcanması, büyük güçlerin bölgeyi satranç tahtası olarak kullanmaları sorunları daha da artırıyor, çözümleri zorlaştırıyor.

Ortadoğu’da siyaset yönetenlerin vatandaşa belirli hizmetler, istihdam sunması, bunun karşılığında vatandaşların yöneticilere biat etmesi, destek vermesi, eleştiride bulunmaması üzerine kurulmuştur. Bu yanlış bir sosyal anlaşmadır ve değiştirilmesi gerekir. Ortadoğu’da yönetenlerle yönetilenler arasında yeni sosyal anlaşmalara, köklü değişimlere ihtiyaç var. “Böyle gelmiş, böyle gider” anlayışıyla olmuyor. Tablo iyi değil. Laikliğe, demokrasiye, şeffaflığa, kuvvetler ayrılığına, hukuk devletine, basın ve ifade özgürlüğüne, etkin denetleme mekanizmalarına ihtiyaç var. Bunlar yapılmadığı sürece sorunları çözümlemek, topluma refah sunmak mümkün olmayacak. Yakın bir gelecekte bu değişimlerin olması beklenmiyor ama biriken sorunlar patlamaya yol açabilir. Ortadoğu, şimdiki hali ile yoluna devam edemez. Değişim şart.

 

 

 

Exit mobile version