Site icon Londra Gazete

Küresel Rekabetçilik Raporu 2018

Dünya Ekonomik Forumu her yıl “Küresel Rekabetçilik Raporu” hazırlar. 2018 raporu kısa süre önce açıklandı. Çok uzun ve detaylı bir rapor. 140 ülke Küresel Rekabet Endeksi’ne (Global Competitiveness Index 4.0) göre sıralanıyor. Rekabet gücü sıralamasında yer alan 140 ülke arasında 100 puanlık değerlendirme üzerinden ilk üç sırayı ABD (85.6), Singapur (83.5) ve Almanya (82.8) aldı. İlk 10’da yer alan diğer ülkeler sıra ile İsviçre (82.6), Japonya (82.5), Hollanda (82.4), Hong Kong (82.3), İngiltere (82), İsveç (81.7) ve Danimarka (80.6). ABD geçen yıl da birinci sıradaydı. Fransa 17., Çin 28., İtalya 31., Rusya 43., Hindistan 58. sırada. En sonda yer alan ülkeler ise Çad (35.5), Yemen (36.4), Haiti (36.5), Angola (37.1), Burundi (37.5). Son 28 arasında Afrika dışından tek ülke Venezuela. Bu ülke 127. sırada. Rekabetçilik raporunda Türkiye 61.6 puan ile 61. sırada yer alıyor. Türkiye, 2017’de 58. sırada idi. Üç basamak gerileme sözkonusu. Bu, memnuniyet verici bir sonuç olmasa gerek. Türkiye’ye daha aşağıda değineceğiz. Raporu hazırlayan uzmanlardan Saadia Zahidi bazı ülkelerde sosyal yapının çökmesi, basın özgürlüğüne yapılan saldırılar ve sağlık hizmetlerindeki gerilemenin endişe verici olduğunu söyledi.

Rekabet, “Bir ülkenin üretim seviyesini  belirleyen kurum, politika ve faktörler bütünü” olarak tanımlanabilir. Rekabet gücünün önemini anlatmaya gerek yok herhalde. Dünya ekonomisi içinde başarılı olmak, yüksek refah düzeyine ulaşmak için rekabet gücü gerekiyor. Dünya Ekonomik Forumu rekabetçilik konusunu Dördüncü Endüstri Devrimi ile bağlantılı olarak ele alıyor. Dördüncü Endüstri Devrimi başlamış durumda. Ülkelerin ekonomik başarısı, refahı ve dünyadaki önemi bu devrimi başarı ile gerçekleştirmesine bağlı. Dünya Ekonomik Forumu, 2018 Rekabetçilik Raporunu hazırlarken Dördüncü Endüstri Devrimi’nin esneklik, çeviklik, inovasyon ekosistemleri ve insan odaklı yaklaşım kavramları doğrultusunda yeni kriterler veya bileşenler kullandı. Bu 12 bileşen şöyle: 1. Kurumsal yapılanma, 2. Altyapı, 3. Bilgi ve iletişim teknolojileri, 4. Makroekonomik ortam, 5. Sağlık, 5. Beceriler, 7. Mal piyasası, 8. İşgücü piyasası, 9. Mali sistem, 10. Pazar büyüklüğü, 11. İş dünyasının dinamizmi, 12. İnovasyon kabiliyeti.

Dördüncü Endüstri Devrimi ile insanlık yeni bir aşamaya giriyor. Bu devrim yeni fırsatlarla yeni riskleri beraberinde getiriyor. Dünyanın bazı bölgeleri çok gerilerde. Örneğin dünya nüfusunun yarısının hala internet bağlantısı yok. Ülkelerin vakit kaybetmeden rekabetçiliği artırma yönüne girmeleri lazım. Dünya Ekonomik Forumu kurucusu ve başkanı Klaus Schwab’un giriş yazısında da ortaya konduğu gibi rapor şu temel bulguları vurguluyor:

  1. sırada yer alan Türkiye 2018 itibarıyla kişi başına 10,512 dolarlık gelire, GSYİH’sinin dünya toplamında yüzde 1,71’lik bir paya sahip. 10 yıllık ortalama GSYİH büyümesi yüzde 4,8 olmuş. İşsizlik oranı yüzde 11,3 ve 5 yıllık ortalama dolaysız dış yatırım GSYİH’sinin yüzde 1,5’idir. Türkiye’nin iyi performans gösterdiği bileşenler pazar büyüklüğü, altyapı, halk sağlığı ve inovasyon kabiliyetidir. İşgücü piyasası, makroekonomik ortam bileşenlerinde ise gerilerde. Kadınların işgücü piyasasına katılımı çok düşük. Her çalışan 100 erkeğe karşılık 39 kadın çalışıyor.  Türkiye, 12 bileşenin 11’inde Avrupa ve Kuzey Amerika ortalamasının gerisinde. Raporda ülkenin yüksek enflasyon ve olumsuz borç dinamikleri ile karşı karşıya olduğu hatırlatılıyor. Türkiye’nin rekabetçiliği artırma yönünde çaba harcaması gerektiği tartışma götürmez.

Ekonomik kalkınma insan gelişiminin en önemli öğelerinden biridir. Bunu sağlamak için rekabetçiliğin artırılması, hızlı teknolojik gelişmelere ayak uydurulması önemli. İlgilenenler raporu Dünya Ekonomik Forumu sitesinde bulup okuyabilirler.

 

 

 

 

 

 

Exit mobile version