Site icon Londra Gazete

Hazar Denizi anlaşması

Uluslararası anlaşmazlıkları çözümlemek genellikle zordur. Çok taraflı anlaşmazlıkları çözümlemek daha da zordur. Bu nedenle Hazar Denizi konusunda kıyıdaş ülkeler (Azerbaycan, İran, Rusya, Türkmenistan, Kazakistan) arasında 20 yıldır devam eden müzakerelerin anlaşma ile sonuçlanmış olması önemli bir gelişmedir. Hazar Denizi enerji kaynakları açısından stratejik öneme sahip. 50 milyar varil petrol ve 9 trilyon metre küp doğal gaza sahip olduğu tahmin ediliyor. Enerji kaynaklarının sorunsuz çıkarılıp kullanımı ve taşınması için kıyıdaş ülkeler arasında anlaşmaya varılması gerekiyordu. Hazar Denizi deniz mi, göl mü gibi tartışmalar vardı. Göl veya deniz statüsü denizin ve kaynaklarının nasıl bölüşüleceğini belirler. Anlaşmanın teknik detaylarına girmeden önemine kısaca göz atalım.

12 Ağustos’ta beş ülkenin liderleri Hazar Denizi’nin yasal statüsü konusunda varılan anlaşmaya imza attılar. Böylece enerji projelerinin geliştirilmesi ve bölgenin kalkınması önündeki engeller kalkmış oldu. Anlaşmazlıklara rağmen daha önce Baku-Tiflis-Ceyhan boru hattı gibi bazı projeler hayata geçirilmiş ama bölgenin tüm potansiyelini harekete geçirmek mümkün olmamıştı. Örneğin Türkmenistan’dan Azerbaycan’a gaz boru hattı döşenmesi projesi şimdi hayata geçirilebilir. Türkmenistan yaklaşım 20 yıldır bu projenin hayata geçirilmesini bekliyor. Kazakistan petrolünün Azerbaycan’a taşınması projesi de var. Anlaşma taraf ülkelere denizin altına boru döşeme hakkı veriyor. Varılan anlaşma sadece 5 kıyıdaş ülkeyi değil Türkiye, AB gibi bölgenin enerji kaynakları ile ilgilenen aktörleri de yakından ilgilendiriyor. Şimdi, varılan anlaşmanın taraf ülkelerin parlamentolarında onaylanması gerekiyor. Hazar Denizi anlaşmasının uluslararası ilişkilerde önemli bir gelişme olduğunu herkes kabul ediyor. Anlaşma özellikle Rusya diplomasisi için bir başarı. ABD’nin Rusya’ya yönelik yaptırımları artırdığı bir dönemde Rus diplomasisi “yalnız değiliz” mesajını vermiş oldu. Hazar Denizi anlaşmasına taraf olmayan ülkelerin bölgede asker konuşlandırmasının yasaklanması Rusya’nın önemli kazanımı.

Anlaşmaya göre Hazar Denizi göl değil, deniz. İran uzun süre Hazar Denizi’nin göl olduğu ve bu çerçevede kaynakların 5 ülke arasında eşit olarak bölünmesi gerektiğini savunuyordu.  Varılan anlaşma İran kamuoyunda tepki ile karşılandı. Anlaşmadan kaybeden tarafın İran, kazanan tarafın Kazakistan olduğu yönünde değerlendirmeler var. Hidrokarbon kaynaklarının yaklaşık yarısının Kazakistan’ın bölgesinde olacağı düşünülüyor. İran yüzde 20 pay talep ediyordu. Şimdi bunun altına inmeyi kabul etti. Yüzde 13 civarında bir payı olacak. İran’ın tavrını yumuşatmasında ABD’nin bu ülkeyi izole etme çabaları ve bu nedenle Tahran’ın Moskova’nın desteğine ihtiyaç duyması rol oynuyor. Moskova’ya artan “bağımlılık” ve Hazar Denizi anlaşması İran kamuoyunda epey tartışılacak.

Hazar Denizi’nin ekolojik yönden korunması kıyıdaş ülkeler için son derece önemli bir konu. Enerji kaynaklarının çıkarılıp taşınması çevreye ciddi zararlar verebilir. Örneğin dünyanın en iyi havyarı Hazar Denizi’nden çıkarılır ve çok pahalıdır. Enerji projeleri çevreye zarar verirse havyar üretimi bundan etkilenebilir. Tabii mesele sadece havyarlar sınırlı değil. Çevrenin korunması bir çok açıdan önemli. Anlaşmanın bu konuda etkili olup olmadığını zaman gösterecek.

Varılan anlaşma kıyıdaş ülkeler arasındaki bir çok anlaşmazlığa çözüm getiriyor. Bu anlaşma ile bölgeye daha çok yabancı sermaye akabilir. Hazar Denizi ve çevresi yeni ve ilginç bir döneme giriyor. Enerji potansiyeli hayata geçirilebilirse ciddi bir kalkınma hamlesi gündeme gelebilir. Hazar Denizi’nin ciddi bir enerji merkezi haline gelmesi şimdi daha güçlü bir olasılık. Bundan yararlanacak olan komşu ülkelerden biri Türkiye. Türkmenistan ve Kazakistan hidrokarbon kaynakları Azerbaycan’a ulaşırsa Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınabilecek. Böylece Türkiye’nin enerjideki rolü artabilir. Tabii Rusya faktörünü ve çıkarlarını unutmamak gerek. Rusya kendi doğal gazını ve petrolünü Avrupa’ya satma peşinde. Diğer ülkelerin rekabetine nasıl tepki gösterir? Bunu bekleyip görmek lazım.

Hazar Denizi’nin hukuki statüsü konusunda nihayet bir anlaşmaya varılmış olması hem bölge, hem de dünya için olumlu bir gelişmedir. Hazar bölgesinin jeo-stratejik önemini artıracak bir gelişmedir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Exit mobile version