Site icon Londra Gazete

Arap NATO’su

Donald Trump yönetiminin bir süreden beri Ortadoğu bağlamında üzerinde çalıştığı fikir bir “Arap NATO’su” oluşturma fikridir. Yani askeri bir ittifak kurulmasıdır. Trump’ın Suudi Arabistan ziyareti ile bu fikir pişirilmeye başlanmıştı. Bu ittifak içinde 6 Körfez ülkesi ile Mısır ve Ürdün’ün yer alması planlanıyor. Ortadoğu Stratejik İttifakı (Middle East Strategic Alliance. MESA) olarak adlandırılan bu projenin esas hedefinin İran olacağını anlamak zor değil. Sünni ülkelerden oluşacak askeri ittifak Şii İran’ın Ortadoğu’daki gücünü, nüfuzunu kırmayı amaçlayacak. Kısacası “Arap NATO’su” İran karşıtı bir ittifak olarak düşünülüyor. Örneğin Arapların İsrail’le olan anlaşmazlıkları buna dahil edilmiyor. Bu, Trump için çok uygun. Böylesi bir ittifakın Ortadoğu’da ve dünyada Sünni-Şii mezhep çatışmasını şiddetlendireceği muhakka. Bu da galiba Trump için uygun. Suudi Arabistan ve Körfez’deki müttefikleri ABD destekli İran karşıtı bir ittifakı çekici buluyorlar. Bu çerçevede 12-13 Ekim’de Washington’da ABD ve bazı Arap ülkelerinin katılımı ile bir zirve toplantısı yapılacak. Zirvenin amacı “Arap NATO’su” fikrini ileri götürmek olacak. Trump yönetimi “son birkaç aydır bölgesel ortaklarımızla plan üzerinde çalışıyoruz” diyor. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü, “MESA, İran’ın saldırganlığı, terörizm ve aşırılıkla mücadele edecek ve Ortadoğu’ya istikrar getirecek” diye açıklama yaptı. Washington zirvesi öncesinde Ortadoğu Stratejik İttifakı (MESA) fikrini biraz irdelemekte yarar var. Böylesi bir ittifak mümkün mü? Başarılı olabilir mi? Doğrusu bu konuda büyük kuşkular var. Geçmişte benzeri girişimler başarılı olmamıştı.

Bir tür Ortadoğu NATO’su oluşturma fikri yeni değildir. 1950’li yıllarda, Soğuk Savaş çerçevesinde benzeri fikirler ortaya atılmıştı. 1949’da NATO’nun kurulması sonrasında Türkiye ittifaka üye olmak istemişti. İngiltere, Türkiye’ye Ortadoğu’da rol biçerek Ortadoğu Komutanlığı fikrini geliştirmişti. Mısır’ın da bu Komutanlık’ta yer alması öngörülüyordu. 1952’de Mısır’da ordunun darbe yapması ve Nasır’ın yükselişi ile bu planlar suya düşmüştü. Türkiye, Kore’ye asker göndererek 1952’de NATO üyesi olmayı başardı. Ortadoğu’da İngiltere’nin yerini ABD alınca “containment” stratejisi çerçevesinde bölgede Sovyetler Birliği ve Nasır karşıtı bir ittifak oluşturulması fikrinin ürünü olarak Bağdat Paktı kurulmuş, 1958’de Irak’ta askeri ihtilal olması ve ittifaktan çekilmesi sonrasında CENTO ismini almıştı. Kısacası ABD Soğuk Savaş koşullarında Ortadoğu’da şimdi olduğu gibi ittifaklar oluşturmaya çalışmış ancak bunlar çok başarılı olmamıştı. Şimdi düşünülen “Arap NATO’su” Türkiye’yi kapsamıyor. Türkiye’nin proje dışında olması İran’a önemli avantajlar sağlıyor. Bir çok analizci haklı olarak Trump’ın “Arap NATO’su” fikrinin başarılı olmasının zorluklarına işaret ediyor.

Peki, Trump yönetimi tarafından yaptırımlarla dize getirilmek istenen İran ABD ve Suudi Arabistan’ın MESA planlarından korkuyor mu? Eli zayıf mı? Hassan Ahmadian’a göre ABD planları İran’ı çok kaygılandırmıyor. Tabii İran gelişmeleri yakından izleyip değerlendiriyor. Ahmadian, İran’ın Ortadoğu’da nüfuzunun artmasının Suudi Arabistan ve ABD’nin bölgedeki hatalarından da kaynaklandığını hatırlatıyor. İran’ın görece rahat olmasında Araplar arası görüş ayrılıklarını bilmesi de rol oynuyor. Suudi Arabistan ve Körfezdeki müttefikleri ile Katar kavgalı. Katar’a ambargo uyguluyorlar. Katar ve Umman’ın İran’la iyi ilişkileri var. Kuveyt daha bağımsız politikalar geliştiriyor. Yani 6 Körfez ülkesinin üçü problemli. Ürdün ve Mısır’ın kendilerine göre kaygı ve hedefleri var. İran’a karşı güçlü bir askeri ittifak kurmak o kadar da kolay olmayacak. Ayrıca böylesi bir ittifakın bölgede oluşturacağı gerginliklerin faturasını sadece İran ödemeyecek. İttifakta yer alacak Arap ülkeleri de fatura ödeyecek. ABD bölgede otokratik rejimleri destekleyerek ciddi bir risk almış olacak. “Arap Baharı” bu rejimlerin halktan ne kadar kopuk olduklarını göstermişti. ABD köhnemiş siyasal rejimleri yanına alarak nereye kadar gidebilir?

ABD gibi bir süper gücün askeri ve mali olanaklarını arkasına koyacağı, İsrail’in memnuniyetle karşılayacağı bir projeyi tamamen gözardı etmek doğru olmaz. ABD, İran’da rejim değişikliği peşinde. “Arap NATO’sunu” bu amaç için kullanmaya çalışacak. Trump aynı zamanda İran yöneticileri ile görüşmek istediğini söylüyor. İran karşıtı Arap NATO’su oluşturmaya çalışmakla İranlı yöneticilerle görüşmek istemek nasıl uyuşur? Tabii ki uyuşmaz. Washington zirvesinden çıkacak sonuçlara göre Arap NATO’su fikri konusunda daha bütünlüklü analiz yapmamız mümkün olacak.

 

Exit mobile version