Site icon Londra Gazete

Trump-Putin zirvesi

16 Temmuz’da Helsinki’de ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Federasyonu Cumhurbaşkanı Vladimir Putin biraraya gelecek. Trump-Putin zirvesi tüm dünyada ilgi ile izlenecek. En fazla nükleer silaha sahip bu iki ülke arasında yapılacak görüşme elbette sadece onları değil tüm dünyayı ilgilendirir. Rusya artık bir süper güç değil ama askeri açıdan önemli bir aktör. Ukrayna, Suriye olayları bunu gösterdi. Peki, bu önemli buluşmadan ne gibi sonuçlar beklemeliyiz? Trump ve Putin sözkonusu olduğunda tahminde bulunmak zor. Sürpriz sonuçlar olabileceği gibi sürprizler içermeyen bir görüşme de olabilir.

Trump başından beri Putin’le görüşmek istiyordu ve şimdi istediğini elde etti. ABD seçimlerini Hillary Clinton’un değil Donald Trump’ın kazanması için epey çaba harcadığı anlaşılan Putin böylesi bir buluşmadan ancak memnuniyet duyar. Kırım’ı ilhak kararı sonrasında Batı ülkeleri Rusya’yı izole etme politikası izlemişti. Şimdi ABD Başkanı ile görüşerek izolasyonu kırmış olacak. ABD ve Rusya’nın kavga etmek yerine konuşuyor olmaları doğrudur ama iyi sonuçlar almak için diplomaside ustalık gerekir. Trump böylesi ustalık sergileyebilir mi? Kuzey Kore diktatörü Kim Jong-un ile yaptığı görüşme bu konuda şüpheler doğuruyor. Kendisi Kim Jong-un ile yaptığı görüşmeyi çok başarılı olarak niteliyor ama konunun uzmanları bu görüşte değil. Trump, Putin’le yapacağı görüşmeyi de “büyük başarı” olarak niteleyecek. Gerçek durum ne olacak? Göreceğiz.

Trump, daha seçim kampanyası sırasında Putin’le görüşmek istediğini söylüyordu. Esas rakip olarak Çin’i gördüğü için Rusya’yı Çin’den kopararak yanına alma hesapları yapıyor. Putin’le görüşerek Rusya ile “yeni bir başlangıç” yapabileceğine inanıyor. Trump-Putin görüşmesinin bu kadar geç gerçekleşiyor olması ABD’de devam eden Mueller soruşturması ile bağlantılı.Mueller, Rusya’nın seçim kampanyasına müdahalesini, Trump’ın bu konuda Rusya ile işbirliği yapıp yapmadığını araştırıyor. Bu nedenle Trump’ın danışmanları ona Putin’le görüşme konusunda acele etmemesini tavsiye ediyordu. Belli ki Trump yeni Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ile bu engelleri aştı ve zirve kararı alındı. Trump, G7 zirvesinde Rusya’nın geri alınması gerektiğini söyleyerek Putin’e mesaj iletmişti. Kırım’ın ilhakı ve Doğu Ukrayna’daki savaş devam ederken ABD Başkanı ile görüşmek Putin için diplomatik zafer olacak.

Trump-Putin zirvesinde ele alınması beklenen önemli konular Suriye, Ukrayna, İran, Kuzey Kore, terörizmle mücadele gibi konular olacak. Suriye konusunda Rusya’nın eli çok güçlü. Trump, Suriye’den çekilmek istediğini söylüyor. Rusya’nın hava desteği ile Beşar Esad’ın ordusunun operasyonları yoğunlaşıyor. İş artık sona doğru gidiyor. Belli ki Suriye’de kazanan Esad, Rusya ve İran olacak. ABD’nin bir iddiası yok. Dolayısıyla Trump ve Putin Suriye konusunda adımlar atabilirler. Ukrayna konusunda anlaşmama konusunda anlaşabilirler. Rusya Kırım’ı geri vermez. Doğu Ukrayna’daki taktiklerine devam eder. Bunlar ABD’yi fazla ırgalamaz. Avrupalıları daha çok rahatsız eder. Avrupalılar Trump’ın umurunda değil. Putin, nüfuz alanlarının kabul edilmesini, “arka bahçesine” girilmemesini istiyor. Trump için bu fazla sorun oluşturmaz. ABD ve Rusya’nın İran konusunda anlaşmaları daha zor. Trump, İran’la varılan nükleer anlaşmadan çekildi. Rusya anlaşmayı destekliyor. Bu iki zıt pozisyon kolay değişmez. Bunun ötesinde Rusya’nın İran’la iyi ilişkileri var. Trump ise İran’ı hedef tahtası yapmış durumda. İsrail ve Suudi Arabistan’ı yanına alarak İran’da rejim değişikliği sağlayacağını sanıyor. Rusya’nın her konuda İran’la anlaştığını söyleyemeyiz ama tıpkı Suriye’de olduğu gibi rejim değişikliğine sıcak bakmaz. Batı yanlısı bir İran istemez. İran, Ortadoğu’da ABD’ye karşı önemli bir denge unsuru. Moskova bunu niçin feda etsin? Kuzey Kore konusunda Putin söz sahibi olmak ister ama orada esas oyuncu Çin’dir. Rusya nükleer silahların yayılmasını istemez ve Kuzey Kore ile ABD arasında bir anlaşmaya varılmasından rahatsız olmaz. Terörizmle mücadele konusunda Trump ve Putin anlaşma sağlayabilir. Her iki ülke de terörizmi ciddi tehdit olarak algılıyor. Bu konuda işbirliğini artırabilirler. İki lider ülkelerinin silahlarının azaltılması konusunda bir anlaşmaya varır mı? Bunun için ciddi ön hazırlık yapılması gerekir. 16 Temmuz’a kadar bunu başarmak zor. Bu konuda ne sağlanabileceğini bekleyip görmek lazım.

16 Temmuz zirvesi sonrasında liderlerin açıklamalarından bağımsız olarak somut konularda ne kadar ilerleme sağlandığını mercek altına almak gerekecek.

 

Exit mobile version