Site icon Londra Gazete

Mayıs 1968, protestolar ayı

1968 yılı Avrupa tarihi açısından çok önemli bir yıl. Başta Paris olmak üzere bir çok ülkenin şehirlerinde büyük gençlik protestoları yer almış, Çekoslovakya’da ise “güleryüzlü sosyalizm” denemesi Varşova Paktı tankları tarafından ezilmişti. 50. yıldönümünde Paris ve Prag’ı hatırlamakta yarar var. 1968’de Avrupa’da yaşananlar Türkiye’deki gençlik hareketini de etkilemişti. Türkiye’de yüksek öğrenimde olan Kıbrıslı Türk gençler bunun dışında değildi. Bu çerçevede bizde sol hareketin gelişimini 68’le bağlamak mümkün. Peki neydi bu 1968 olayları? Nasıl tanımlanmaları gerekir? Bu konuda geniş bir literatür var. Merak edenler başvurabilir. Bu protestolar konusunda farklı analizler var. Kimilerine göre bir “devrimdi”. Kimilerine göre “öğrenci ayaklanmasıydı”. Kimilerine göre de bir “patlamaydı”. Sosyal olayların analizi konusunda görüş farklılıkları olması doğaldır.

1968 gençlik protestoları sadece Fransa’da değil dünyanın bir çok ülkesinde meydana geldi. ABD, İtalya, Brezilya, Almanya, Şili, İngiltere, Kuzey İrlanda hemen akla gelen bazı ülkeler. Gençler ülkelerinde var olan statükoya karşı sokaklara dökülmüştü. Niçin 1968’de “patlama” oldu sorusuna verilen çeşitli cevaplar var. Demografik değişim bunlardan biri. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra nüfuslarda büyük artış olmuş, gençlerin sayısı artmıştı. Bunun sonucunda üniversiteye giren öğrencilerin sayısı çoğalmıştı. Fransa’da üniversite öğrencisi sayısı 1958’de 175 bin iken 1968’de yarım milyonu aşmıştı. Ülkeyi 10 yıldan beri General De Gaulle yönetiyordu. Otokratik, hiyerarşik bir yapı sözkonusuydu ve gençler bundan memnun değildi. Devam eden Vietnam Savaşı, Amerikan uçaklarının korkunç bombardımanları gençler arasında tepki yaratıyordu. Protestolara katılan gençlerin kahramanları kimlerdi? Ho Chi Minh, Mao Zedong, Che Guevara. Sloganlardan biri: “Gerçekçi ol. Mümkün olmayanı iste!” sloganıydı. ABD’de Afrika kökenlilerin eşitsizliğe karşı mücadelesi de gençleri etkiliyordu. Unutmayalım Martin Luther King 4 Nisan 1968’de öldürülmüştü. Elbette her ülkenin kendi koşullarından kaynaklanan protesto nedenleri de vardı. Ayrıca1968 protestoları sadece öğrenci hareketi olarak kalmamış işçiler de harekete katılmıştı. Fransa’da 10 milyon işçi genel grev gerçekleştirmişti. Hızla gelişmekte olan medya, fotoğraflar, özellikle televizyon olayların tüm dünyada izlenmesine katkıda bulunmuştu.

Paris’te protestolar Nanterre Üniversitesi’nde başlamış ve kahramanı Daniel Cohn-Bendit (Kızıl Danny) olmuştu. Sorbonne Üniversitesi öğrencileri de protestolara başlayınca hareket hızla yayıldı. Hükümet güvenlik güçlerini devreye soktu. 10 Mayıs gecesi (Barikatlar Gecesi) gençlerle polis arasında şiddetli çatışmalar oldu. Mayıs ayı sonunda işçilerin genel greviyle Fransa paralize olmuştu. Haziran sonuna doğru protestolar hızını yitirdi ve hayat normale dönmeye başladı. Fransa hükümeti eğitime daha fazla para ayırdı. General De Gaulle, 28 Nisan 1969’da Cumhurbaşkanı görevinden istifa etti ve Fransa tarihinde bir dönem kapandı.

1968’de dikkatleri üzerinde toplayan bir diğer protesto hareketi Çekoslovakya’da yaşandı. Çekoslovakya, Sovyet kampındaydı ama 1968’de ülke lideri olan Alexander Dubçek reformlar yaparak “güleryüzlü sosyalizm” kurmak istiyordu. Halk bu çabaları destekliyor, daha çok özgürlük, özgür seçimler talep ediyordu. Sokaklarda, fabrikalarda insanlar bunları tartışıyordu. Çekoslovakya basını Sovyet sistemi basınından daha cesaretli olmuş yolsuzlukları eleştirmeye başlamıştı. Bu gelişmeler karşısında Moskova’da alarm zilleri çaldı. 20 Ağustos 1968’de Varşova Paktı tankları Çekoslovakya’ya girdi. Halk istilaya direnmeye çalıştı. Bu direnişin görüntüleri dünya basınına yansıdı ve sempati topladı. 1969’da Dubçek’in yerini Gustav Husak aldı. Çekoslovak gençler reform mücadelelerini sürdürdüler ama değişim 1989’da “Kadife Devrim’le” gelecekti. Sovyetler Birliği’nin Çekoslovakya müdahalesi dünyadaki prestijini tamamen sarstı ve komünist hareket içinde bölünmelere yol açtı. İtalya, Fransa Komünist Partileri Sovyet işgalini eleştirmişti. Yunanistan Komünist Partisi ikiye bölündü. Türkiye’de TİP içinde tartışmalar meydana gelmiş ve parti başkanı Mehmet Ali Aybar Çekoslovakya müdahalesini eleştirmişti. Tabii Sovyet çizgisine sadık kalan Portekiz Komünist Partisi, Türkiye Komünist Partisi, AKEL gibi partiler Brejnev’in politikasını desteklemişti. Kıbrıslı Rum entelektüellerden 1936-45 döneminde Kıbrıs Komünist Partisi ve AKEL liderliği yapmış olan Plutis Servas Çekoslovakya’nın işgalini eleştirmiş, “Prag Baharı” isimli bir kitap yazmıştı. Çekoslovakya müdahalesi Sovyetler Birliği sisteminin iflasa doğru sürüklendiğinin habercilerindendi.

1968 yılı fırtınalı bir yıldı. 50. yıldönümünde bunu hatırlatalım dedik.

 

 

 

 

 

 

Exit mobile version