Site icon Londra Gazete

‘ABD Kıbrıs sorununda daha aktif rol alacak’

kibris muzakereler ismail kemal

Dr İsmail Kemal Kıbrıs görüşmelerini değerlendirdi. Kıbrıs ve sorunun çözümü ile yakından ilgili olan Türkiye, Yunanistan ve İngiltere gibi ülkelerde yakından izlenen süreci gazetemiz yazarlarından Dr İsmail Kemal’e sorduk. Kıbrıs Üniversitesi’nde Türk ve Orta Doğu Araştırmalar Bölümü öğretim üyesi olan Kemal, yazılarında yeniden başlayan görüşmeleri bir ‘sınav süreci’ olarak nitelendirirken, çözümü sağlayacak olan dinamiklerin adadaki taraflar olduğunun altını çiziyor. Kemal sorularımızı şöyle yanıtladı:

–  Müzakere sürecinin, uzun bir bekleme döneminin ardından başlamasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bazı kesimlere göre sürpriz sayılan bu sürecin başlamasına neden olan faktörler nelerdir?

Müzakerelerin yaklaşık iki yıl ve Anastasiadis’in seçimleri kazanmasından bir yıl sonra başlaması olumlu. Keşke önceden açıklandığı gibi geçen yılın Ekim ayında başlasalardı. Rum tarafı ortak açıklama koşulunu ileri sürerek 5 aylık bir gecikmeye neden oldu. Şimdi geçmişe değil, geleceğe bakmalıyız. Müzakereler başladı. Atina ve Ankara’ya çapraz ziyaretler gerçekleşti. Önemli olan müzakerelerin makul bir süre içerisinde kapsamlı, kalıcı ve dengeli bir çözüme ulaşmasıdır. Bu kolay olmayacak. 6 başlık üzerinde çok yoğun ve çetin pazarlıklar yapılacak. Karşılıklı siyasi irade ile bu zorluklar aşılabilir. Müzakerelerin başlamasında ortak açıklama konusunda yapılan yoğun pazarlıklar ve Türk tarafının bazı konularda esnemesi önemli rol oynadı. Dış aktörlerin rolünü de unutmamak gerek. Türkiye’nin talebi üzerine ABD önemli bir rol oynadı. AB ve BM de müzakerelerin başlamsı için çaba harcadı.

–   Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun çapraz müzakerelerin yapıldığı gün imza aşamasına gelindiğinde imzayı kendisinin atacağını ve kendisinin kim olduğunu da herkesin bildiğini bu nedenle endişeye gerek olmadığı yönündeki sözlerinin nasıl karşıladınız; size göre bu bir uyarı mıydı?

İki tarafta da siyasi sorumluluk ve yetki seçilmiş liderlerdedir. Müzakereciler liderler adına ve onların direktifleri doğrultusunda müzakere yapıyorlar. İmza aşamasına gelinirse iki tarafta da imzayı liderler atacak. Tüm müzakere sürecini yakından izleyecekleri ve zaman zaman müzakere masasına oturacakları için oluşacak metin onlar için süpriz olmayacak. Bu nedenle yeni bir şey söylendiğini sanmıyorum. Liderin onaylayacağı bir metni halkın referandumda kabul etmesi daha kolay olur. Hatırlanacağı gibi Tassos Papadopulos, Kıbrıs Rum lideri olarak Annan Planı’na karşı çıkınca sonuç “hayır” olmuştu. Eroğlu’nun açıklaması bilinen bu gerçeklerin tekrarıdır.

–  ABD ve İngiltere gibi ülkelerin görüşmelerin başlamasına verdikleri güçlü desteği nasıl değerlendiriyorsunuz?

ABD ve İngiltere kendi çıkarları temelinde müzakerelerin başlamasına yoğun destek verdiler. ABD’nin bölgesel çıkarları, İsrail’in doğal gazını AB’ye rahatlıkla ihraç edebilmesi, NATO üyesi Türkiye ve Yunanistan ilişkilerinin normalleşmesi gibi bir dizi neden ABD’nin Kıbrıs’ta çözüm istemesine yol açıyor. İngiltere, adadaki üsleri ve bölgesel çıkarları nedeniyle aynı şeyi istiyor.  Özellikle ABD’nin önümüzdeki süreçte aktif bir rol oynaması bekleniyor.

–   Bu süreç sonuç alıcı bir finalle noktalanacak mı size göre ?

Bu konuda öngörüde bulunmak çok zor. Sadece spekülasyon yapabiliriz. Çok ciddi bir müzakere süreci başladı. Bölgesel gelişmeler çözümü daha acil hale getirdi. Ama, sonuçta tarafların 6 müzakere başlığı üzerinde uzlaşıya varmaları gerek. Umarız bunu başarırlar.

Dr İsmail Kemal görüşmelerin yeniden başlamasında uluslararası dinamiklerin rolüne dikkat çekiyor.

Exit mobile version