Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs sorununu oluşturan 6 başlıktan 4’ünde iyi ilerlemeler sağlandığını, geçmişten gelen ilerlemelerin muhafaza edildiğini ve yeni müzakere sürecinde bunlara yeni eklemeler yapıldığını söyledi.
NTV’ye konuşan Akıncı, “muhatabım Sayın Anastasiadis’in 2018’de muhtemel adaylardan biri olmak yerine, toplumuna tarihsel bir liderlik yapmasının zamanıdır. Ben gelecek seçimleri düşünmeden bunu yapmaya çalışıyorum” dedi.
Deniz altı zenginliklerinde Kıbrıslı Türklerin de hakları olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Akıncı, çözümün 2016’da gerçekleşmemesi durumunda sondaj çalışmalarıyla yeni gerginliklerin yaşanacağı uyarısında bulundu.
Güney Kıbrıs’ta 2017’de doğal gaz sondajlarına yeniden başlama çabasına da dikkati çeken Akıncı, doğal zenginliklerde Kıbrıs Tük Halkı’nın da hakkı bulunduğunu ve bu doğal zenginliklerin yeni gerginliklere değil, yeni işbirliği imkânlarına neden olması gerektiğini söyledi.
2017 yılının yeni gerginliklere neden olma potansiyeli taşıdığını anımsatan Cumhurbaşkanı Akıncı, iki tarafın da politik irade ve kararlılıkla çalışması, Türkiye ve Yunanistan’ın bu yönde destek vermesi halinde 2016’da çözümün mümkün olduğunun altını çizdi.
Dört başlıktaki ilerlemelerin çözüm için umut verici olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Toprak düzenlemeleri konusununun bugünkü formatta konuşmadıklarını bunun en son kapalı bir celsede, sürekli bir toplantı dizisi ile spekülasyonlara neden vermeyecek bir formatta konuşulabileceğini söyledi.
“Bitirmek mümkündür ama şu anda o noktadayız diyecek konumda değilim” diyen Cumhurbaşkanı Akıncı, 14 Eylül’e kadarki süreçte gerçekleştirilecek 7 toplantıda müzakere edilen 4 başlıkta Rumların özellikle mülkiyet konusunda atması gereken adımlar olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Akıncı 23 Ağustos’ta başlayacak yeni süreçle ilgili Kıbrıs Türk tarafının beklentileri ile ilgili de açıklamalar yaptı.
Akıncı şöyle konuştu:
“Mülkiyet konusunda Kıbrıs Türk tarafını tatmin etmeleri gereken birkaç husus var. Henüz o noktada değiller. Dönüşümlü başkanlık var. Federal Kıbrıs birleşik cumhuriyetinin sadece bir Kıbrıslı Rum’un başkanlığı altında sürgit olması mümkün değildir. Kıbrıslı bir Türk de elbette cumhurbaşkanı olabilmeli. Dönüşümlü başkanlık prensibi konusunda üç aşağı beş yukarı bir mutabakat var ama dönemlerin süreleri konusunda bir uzlaşma henüz yok. Önümüzdeki 7 görüşmede dönüşümlü başkanlık konusu da kapanması gerekir ki toprak ve güvenlik-garantiler konularına geçebilelim. Eğer önümüzdeki 7 toplantıda bunları başarırsak, Eylül ayı ile beraber daha umutlu bir gelime sağlayabiliriz”.
Yüksek Federal Mahkeme’de sayısal eşitlik olacağını, diğer bazı kurumlarda da karar mekanizmasında nitelikli çoğunluğun aranacağını ifade eden Akıncı, dönüşümlü başkanlık dağılımının, en kötü ihtimal Annan Planı’ndaki gibi olması gerektiğini söyledi: “onun altında bir düzenlemeyi biz kabul etmeyiz” dedi.
Garantörlük konusunda Türkiye ile aynı görüşte olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Akıncı, müzakere sürecinde Türkiye’nin güvencesinin temin edilmesinin şart olduğunu vurguladı.
Akıncı, Rum tarafının bu konuda toptan ret konumunda olduğunu belirterek Kıbrıs Türk halkının, geçmişteki yaşanmışlıklardan gelen tecrübe ile Türkiye’nin güvencesinin devamını istediğini bu nedenle bunun formülünün bulunması gerektiğini söyledi.
Akıncı ‘Biz önce kendimize sonra da Türkiye’ye güveneceğiz. Kendi kurumlarımızı da güçlü kılacağız. Bunun ardından Türkiye’den başka güven duyabileceğimiz bir yer yok” dedi.
Kıbrıslı Türklerin kendilerini güvende hissedecekleri, Kıbrıslı Rumların da tehdit olarak algılamayacakları bir formülün bulunmasını hedeflediklerini söyleyen Akıncı, en başta Türkiye ile Yunanistan oturup konuşması gerektiğini ve bu işin ortak bir noktaya evrilmesigerektiğine dikkati çekti.